09
2017
Birkaç gün içerisinde yeni sezona merhaba diyeceğiz. Kulüp tarihinin belki de en hareketli transfer sezonunu yaşadık. Gelenler gidenler şeklinde bir parasal muhasebe tutmayacağım ancak kadronun 21 kişi ile sınırlanması sonucunda tahminim sözleşme tutarlarının 3-4 milyon EURO seviyesinde seyrediyor olmasına rağmen UEFA ile anlaşılan yıllık maaş bütçesi olan 60 milyon EURO seviyesini geçmeyeceğini düşünüyorum. Bonservisler konusunda ise gönderilenler ile gelenler arasında medyada geçen yaklaşık 15-20 milyon euroluk farkın ise belirli bir vadede kulüp kasasını zorlamayacağını düşünüyorum. Tabii Dursun Özbek yönetimi gerçekten de Riva ve Floryadan gelen ilk taksidi bu harcamalara mahsup etmediyse !!!
Benim daha çok üzerinde durmak istediğim şu ; GALATASARAY, oyuncusu-taraftarı-yönetiminin heyecan duyarak başladığı her sene şampiyonluğa oynamış ve kazanmıştır. Bu sene o heyecanın olmadığı, hocanın ve yönetimin bu kadar tartışıldığı bir ortamda taraftarın güvenini kaybettiği açıktır. Bu sene ezeli rakiplerimiz haricinde, Trabzonspor ve Başakşehir’ in hamleleri yanı sıra iyi kötü Bursaspor olmak üzere Anadoludan çıkabilecek 2-3 takım ile süper lig belkide hiç olmadığı kadar çekişmeli olacaktır. Ancak ikinci üçüncü sınıf takımlarla yapılan hazırlık maçları ve bu hazırlık maçlarında oynanan futbol, diğer yandan uefa kupasındaki tarihi hayal kırıklığı, her iki maçta da doğru düzgün pozisyona giremeyen bir takım, Lucescu rezaleti, Terim inadı ve son olarak Arda Turan haberleri aslında gündemimizi oluşturmakta olup, bunca sorun yumağı içinden şampiyonluğun çıkacak olması büyük bir mucizeye bağlı gibi gözükmektedir. Şunu da unutmayalım ki hemen hemen ilk 11 inin ( Muslera’ yı yerli olarak sayarsak ) 9-10 oyuncusunu yabancı olduğu ve garanti para aldığı bir ortamda bu kaos ortamı onları disiplinsiz tavırlar içerisine sokabilir ki bu konuda TUDOR’ un hiç taviz vermediği Bruma ve Sneijder ile yaşadıkları nedeniyle bize tecrübe edilmiştir. Bugün alınmasını isteyerek transfer ettirdiği tüm oyuncular ile yarın kavga etmeyeceği veya kadro dışı bırakmayacağının garantisi yoktur.
Bütün bunları az çok özetleyerek şöyle bir kapanış yapmamız gerekirse, alınan oyuncular kağıt üzerinde isimli kaliteli ayaklar olması ile beraber bir takımda teknik direktörün ne kadar önemli olduğu konusunda futbol tarihinde yüzlerce örnek vardır. Şahsi fikrim TUDOR’ un bu kadroyu bu kulübü kaldıracak çapta olmadığı yönündedir. Taraftarın büyük çoğunluğunun Fatih Terim beklentisi için ise şunu söyleyebilirim. Şahsi fikrim hocanın hele ki adı son günlerde adı magazinsel olarak ayyuka çıkmışken takımın başına geçmeyeceği yönündedir. Diğer yandan da Dursun Özbek’ in Arda hamlesinin Terim’ den yana tüm kapıları kapamak yönünde olduğudur. Yoksa başkana da sorsanız bu takımın ihtiyacı Arda mıdır ? Terim midir ? Kendisi de sanırım Terim diyecektir. Son olarak ise bu yatırımın karşılığında 5. 6. Haftalara kadar rakibini sahada ezen, oynadığı futbolla nefes aldırmayan bir takım görüntüsü olmaz ve hesapta olmayan puan kayıpları yaşanırsa eğer TUDOR ve Yönetim elbette bunun hesabını veremez. Yol yakınken başkanın başkan olduğunu hatırlaması ve her kararın yönetim kurulunda alınmayıp, bazen de sadece başkan tarafından alınacağını bilmesidir.