07
2018
Avrupada bir çok kulüp Telles, Bruma, Ndiaye gibi oyuncuları genç yaşta keşfedip onları geliştirerek hem sahada hem de finansta kazanarak daha büyük başarılar elde ettiğini hepimiz biliriz. Ülkemizde ligin 18 takımının hocasına milli takımı nasıl düzeltelim diye sorsak hepsinin alt yapı diyeceğini de hepimiz tahmin edebiliriz. Gel gör ki yıllardan beri en çok konuşulan alt yapı meselesi konuşulmaya başlandığı yıl olduğu gibi hala aynı.
Bugün yavaş yavaş bazı oyuncular alt yapıdan kendini yetiştirerek göstermeye başladı. Bunların kimisi gerek medyanın, gerekse taraftarın tabiri caizse şımartması ile beklenen yerlere gelemedi. Salih Uçan, Emre Çolak, Sinan Gümüş gibi. Bir de bunlara karşılık aldığı bütün övgüleri kenara bırakarak işine odaklanan, yoluna bakan, kaybetmekten ve çalışmaktan korkmayanlar var. Cengiz Ünder, Enes Ünal gibi.
Allex Telles Galatasaray'a geldiğinde Türk ve Brezilya medyası, antrönörleri potansiyeline övgüler yağdırmıştı. Aynı şekilde Bruma Galatasaray'a geldiğinde birazda bonsver ücretinden dolayı çok konuşulmuştu. Telles'in takımdan ayrılana kadar, Bruma'da kiralık gidip kendini geliştirene kadar potansiyeli olduğu söylenirdi ama gerektiği değeri görmeyen oyunculardı. Burada önemli olan her iki oyuncunun da takımdan ayrıldıkları yıl yeteneklerinde patlama yapmalarıdır.
Peki Türk futbolunun içinde bulunan yöneticiler, antrönörler bunun sebebini hiç düşünmüş müdür? Neden Türk kulüpleri bu tarz oyuncuları değerinin altında satarken Avrupa kulüpleri sadece 1 yıl sonra çok daha fazlasını kazanmaktadır? Bugün buna çözüm üreten ve bunun için çalışan bir kulüp var ve o külübe Altınordu'ya Türk futbolunun geleceği için teşekkür edip diğer kulüplere örnek gösterilmelidir. Mustafa Kemal'in "Ben sporcunun zeki,çevik ve ahlaklısını severim." sözlerini yaşattıkları için tebrik etmek gerekir.
Sadece konuşarak, daha fazla para ödeyerek ya da binalar yaparak bu işin olmayacağını başta kulübüm ve tüm Türk kulüplerine iletmek gerekmetir.