Ligin başından beri şöyle tempolu dolu dizgin tek bir devre bile oynamadığımızı farketmek zor iş olmasa gerek. hatta kanaatim o ki teknik kadro da bunu farketti ve antreman programlarına ek olarak kondisyon ve salon çalışmaları programlara dahil edildi. 

  Dikkatli taraftarlar sezon başında garip karşılanacak derecede sık salonda ağırlık çalışması yapıldı haber paylaşımı ve fotoğraflarına denk gelmiştir. sık maç yapılan bu dönemde kasın yüklemenin ardından yeterince dinlendirilememesi sakatlıklara neden olur. bunlar herkesin bildiği gerçekler.

  Galatasaray'ın maç başı koşu ortalaması 100-102 km gibi oldukça düşük bir rakkam. avrupada şampiyonlar ligi maçlarında bu ortalama 114-115 km seviyelerinde. Galatasaray neredeyse maçları 1 kişi eksik oynuyor demek avrupada. Ligde baktığımızda ise bu oldukça düşük sayıya rağmen 60 dakikayı zor oynuyoruz.

  Bu tipik gerçekler aslında herşeyi açıklıyor mevcut kadro için. Güçsüz kadro yenik duruma düşülen maçlarda gereken reaksiyonu veremez. içeride yeterli baskıyı oluşturamaz. ligin başında sakatı olmayan kadro bile iç sahada güçsüz takımlara karşı bile yeterli oyunu oynayamadı. 

  Oyun teknik yaklaşımı kadro yetersizliği tartışılabilinecek konular.  fakat 100km ortalamas ile 60 dk zor oynayan bir takımda adele sakatlıklarının tek bir açıklaması vardır ve takım sezon başı kampta yeterli çalışmamış. bu sana göresi bana göresi olan bir konu değildir. takım kondisyonsuzdur. 

  Bu konu irdelenmeye açıktır, sezon başı kampında bu konu neden halledilemediği mevzusunu en iyi muhabirler bilir. teknik yönetim ile futbolcular arasında sıkıntıdan tutunda parasal nedenlere transfer huzursuzluklarından tutunda futbolcuların özel hayat sorunlarına kadar geniş bir yelpaze sebepleri barındırıyor olabilir. 

  Semptomlar  gözle görünüyor lakin sorunların üstü örtülmeye çalışılmamalı. Galatasaray çalışmamış öğrenci gibi zorlu sınavlarından kalmaya başladı. asıl büyük endişem huzursuzluk canavarının iş başına gelmesi.