07
2012
Adı Futbol, tüm dünyada milyonlarca kişiyi peşinden sürükleyen oyun. Evet sözde oyun, ama bu oyun için oynanan öyle kötü oyunlar var ki insanı futboldan soğutuyor.
Şu an televizyonda 4 tane ünlü düşünür (pardon yorumcu diyecektim) ve bir sunucu ahkâm kesip duruyorlar. Laf olsun diye açıp izliyordum ama bütün sinirlerimi yerinden oynatacak şekilde konuşmaya başlayınca dayanamayıp zati muhteremlere mesaj yolladım. Sinirlendiğim ilk konu Galatasaray’ın Sivas yolculuğu hakkında yaptıkları yorumlar. Neymiş, neden hava şartlatı böyleyken bir gün evvel gidiliyormuş.Ya kardeşim daha dün (03.03.2012) Fenerbahçe basket takımı Ankara içinde kara saplanmadı mı? Basket maçı bu yüzden iptal olmadı mı? Ve bu maç bugün saat 13.00’de oynanmadı mı? Siz ünlü düşünürlerin, pardon yorumcuların yorumlarına göre Fenerbahçe hükmen yenik sayılmalıydı öyle değil mi?.
Yorum yaparken doğru yorum yaparsanız insanları da germemiş olursunuz. Zaten yeterince gergin olan ortam sizlerin sayesinde keman yayından daha gergin hale geliyor.
Gelelim FUTBOL denilen oyuna. Ben çok sıkıldım, gerçekten çok sıkıldım. Tehditler, ithamlar, kavgalar ne için, Futbol denilen bu GÜZEL OYUN için. Yok beyler, bu oyun güzel falan değil, bu oyun iğrenç, bu oyun mide bulandırıyor
Federasyon başkanı seçimleri yapılıyor. Adaylardan biri çıkıyor diyorki; Bu sene küme düşme yok, Ankaraspor geri gelecek ve lig 22 takımla 2 ayrı grupta oynanacak. Şike yapan takımlar küme düşmeyecek, puanları silinmeyecek, gerekirse UEFA’dan ceza almaya hazırız. Yok ya, oldu canım sen istedin oldu. Senin isteklerin bu da, benim yani senin maçlarına para verip, senin kulübünün kasasının dolmasına sebep olan ben (biz) seyircilerin isteği bu mu? Madem Avrupa’ya gitmek yok, bu kadar aptalca paralar saçılarak, o kadar pahalı transferler yapmaya ne gerek var? Anamızın liginde oynayacaksak kendi futbolculcularımız neyimize yetmiyor. Ve değerli zat (şimdi Başkan seçildi), merak ediyorum gerçekten bu dediklerini yapacak mı? Önce şunu merak ediyorum, madem Avrupa’ya gitmemeyi göze aldınız, neden o güzel sözlerinizi söylerken şunu da eklemediniz. “Eğer UEFA ceza verir de Avrupa kapıları kapanırsa PLAY-OFF denilen o aptal sisteme de gerek yoktur. Sezon normal şekliyle bitecektir.”
Bu son sorunun cevabını hemen ben söyleyeyim. Çünkü Şampiyon çok büyük aksilikler olmadığı takdirde bellidir. Dolayısı ile bu kapıyı kapatmak istemediniz. Eğer Şampiyon kesin belliyse önünü de bir şekilde kesebilme ihtimali olan PLAY-OFF sistemi devam etmelidir ki o takımın önü kesilsin.
Yıllar önce Rahmetli Kazım Kanat tüylerimi diken diken eden bir yazı yazmıştı. Galatasaray inanılmaz bir durumda. UEFA kupasını, Süper kupayı, Ligi silip süpürüyor. Eğer önü kesilmezse onları Türkiye’den hiçbir takım yakalayamaz. Okuduğumda şok olmuştum, gerçekten tüylerim diken diken olmuştu. Ve başardılar. Galatsarayımın önü bir şekilde kesildi.
Şimdi oyun başka şekliyle oynanıyor. Oyun içeride olan bir kişinin ONE MAN SHOW’u şeklinde oynanıyor. Mağduru oynuyor. Oynarken de en büyük rakibi olarak gördüğü 107 yıllık bir kulübe söylemediğini bırakmıyor.
Söylediklerine şöyle bir bakalım ;
1-Denizli maçında teşvik primi gönderilmiş (Sene 2006) Yasa 2011 senesinde çıktı...
Ayrıca ben teşvik pirimine de şike gibi bakamıyorum. Neden mi? Eğer ben GALATASARAY isem, FENERBAHÇE isem, BEŞİKTAŞ isem ve şampiyonluk için kendi galibiyetim bana yetiyorsa; çıkar aslanlar gibi oynar, o maçı kazanırım. Kazanamıyorsam da suçu kendimde ararım.
2-Rapid Wien maçında al gülüm ver gülüm oynamışız; ya sen yıllar önce aynı şeyi yapmadın mı? Hem de Türkiye liginde. Alan da razı satan da. SANA NE!
3-TT ARENA için devlet (yalan söylemeyeyim) 600 milyon TL harcamış ve seslerini çıkarmamışlar beyefendiler. Yok ya. Sen benim ALİ SAMİ YEN stadımın tapusunun bende olduğunu biliyor musun? O arazinin değerinin ne kadar olduğunu bilmiyor musun (ki iş adamısın) ya da bilmek işine mi gelmiyor. Sen kendi stadını kendin yapmışsın. Yapma ya; tapunu göster bana, nerde o arazinin tapusu?
Sonra o stadın ne işi var şehir içinde. Maç günü ne hakkın var bana ızdırap çektirmeye?
Önce herkes kendi çöplüğüne bakacak. Çok Fenerbahçeli arkadaşım var. Hatta bazıları kardeşim kadar yakınlar ve içlerinde kongre üyeleriniz de var. Hepsinin söylediği tek şey: Bir an önce istifanız beyefendi...
Gelelim bu seneye; baktınız 10 adet yeni, birbirini daha önce sadece ismen tanıyan yürekli insan, aslanlar gibi futbol oynuyor, eh bir şekilde bu kovana çomak sokulmalıydı. Ama emin olun sokamayacaksınız. Başarı konuşmakla, fitne sokmakla gelmiyor; yürekle, sevgiyle, kenetlenerek geliyor. Ha olur da bu sene bir şekilde şampiyon olamazsak emin olun tüm Galatasaray taraftarının gözünde onların hepsi ŞAMPİYON olacaklardır.
Başarıyı sadece GALATASARAY’ı yenmek üzerine kuran sizler, küçük düşündüğünüz sürece başarı size asla gelmeyecek. Çünkü her zaman söylediğim gibi Türkiye Ligi Şampiyonluğu GALATASARAY için sadece Avrupa’ya gidişin aracıdır, amacı değil. Ben sizi yensem ne olur yenmesem ne olur? ŞAMPİYON olup AVRUPA’ya gidemedikten sonra...
Başarılı olmak demek; Avrupa’da kupa kaldırmak demektir, başarılı olmak demek Süper Kupa’yı dünyanın en büyük kulüplerinin birinin elinden çekip almak demek. Başarı demek, Avrupa Kupaları’nda 219 maç oynamak demek (152 maç değil).
En başarılı kulüp olan kulübünüz nerede başarılıdır, lütfen bana söyler misiniz? 14 sene şampiyon olamayan Galatasaray’dan sadece bir fazla şampiyonluğunuz var. Neredeydiniz o senelerde, neden arayı açamadınız? 14 sene şampiyon olamayan Galatasaray nasıl oluyor da sizden daha fazla Avrupa kupası maçı oynuyor? 49 senedir oynanan Türkiye Kupası, Galatasaray tarafından 14, Fenerbahçe tarafından 4 defa kazanılmış. (Zaten son kupa şampiyonluğunuzu gören kişi o gün 1 yaşında ise bugün 30 yaşında). Cumhurbaşkanlığı kupası, daha sonra Devlet Başkanlığı kupası ve en son adıyla Süper Kupa’da Galatasaray’ın 10, Fenerbahçe’nin 8; UEFA’da Galatasaray’ın 1, Fenerbahçe’nin 0; Avrupa Süper Kupa’sında Galatasaray’ın 1, Fenerbahçe’nin 0 şampiyonluğu var. Evet, tek fazla şampiyonluğunuzun olduğu yer Türkiye Ligi (veya Süper Lig): Fenerbahçe 18, Galatasaray 17.
Bu mudur başarınız? İşte bana göre asıl kuyruk acınız bu beyler; ne yaparsanız yapın hala GALATASARAY’ımı yakalayamadınız. Bütün bu yaptıklarınız, Galatasaray’a düşmanca sataşmalar, bu başarıyı hala yakalayamamış olmakta yatıyor. Yıllarca da yakalayamayacaksınız. Aklı selim olan herkes bunu görüyor zaten.
Bu arada sizin için MUTLULUK, GALATASARAY’ı yenmekse valla gelin yenin be beyler. Ne de olsa bir AVRUPA ŞAMPİYONU’nu yenmiş oluyorsunuz, siz de haklısınız...
Son söz olarak; eğer Avrupa’ya gidilmeyecek ve lig PLAY-OFF ile sonlandırılacaksa, seneye bu lig 22 takımla ve 2 grupta oynanacaksa, şike yaptığı sabit görülen takımlar gereken cezayı almayacaksa, ben bir daha bu ligi asla seyretmeyeceğim. Benim gibi düşünen bir çok GALATASARAYLI arkadaşım var ve hepimiz ilk iş yayıncı kuruluşun decoderlarını iade edeceğiz. Bundan böyle yaşasın İSPANYA ligi, viva Barcelona diyerek sadece ve sadece İspanya ligini seyredeceğim.
Ve de ne yaparsanız yapın EN BÜYÜK GALATASARAY diye bağırmaya devam edeceğim...
Saygılarımla,
K.Değer DURU