Sinirler gergin, ok gibi. Fırlasa bu federasyonu deler geçerdi. Ürktüler. Nasıl ürkmesinler ki, karardan birkaç gün önce Fenerbahçe heyeti Federasyon Başkanı ile saatlerce konuşuyor, görüşüyor. Merak ediyorum esasta ne konuştuklarını, usulde konuşulanları biliyoruz; “Aman adil olunsun, suç kesinleşene kadar suç değildir” gibi klişeler…

Futbol Federasyonu şunu demiştir; Bu işi ben bilmem, mahkeme bilir. Bu işten en iyi savcı anlar, ben anlamam! O zaman çekil git de yerini işe bilen insanlara bırak. Beceremedin arkadaş; korkuların ve taraflılığın ayyuka çıktı, sana çevrilen oklar seni ürküttü, kabul et! Dirayet isteyen, vasıf isteyen ve en önemlisi cesaret isteyen o koltuklar ürkeklere göre değildir. Sen topu taca değil, savcıya attın.

Tek işi, iddiaları dayanakları ile beraber yüce Türk mahkemelerine sunmak olan Sayın Savcı, şimdi Futbol Federasyonunun da görevini üstlenecek herhalde! Federasyon dirayetsizliği komik bir hal almış durumda ne yazık ki. İlk tutuklamaların başladığı tarihten bu yana onlarca insanla görüştüm. Arkadaşlarımız dostlarımız ile her zamanki gibi futbol sohbetleri yaptık; aralarında Fenerbahçeli arkadaşlarımın da bulunduğu insanlar bunlar. İddialara sitem etseler de farkındalar ki; evet, bir şeyler olmuş. “Eğer suçluysak” diyor bir arkadaşım “haktır alınacak ceza.” Biz savcı değiliz, mahkeme kurup insanları yargılayamayız, ceza da veremeyiz. Ancak futbol severiz; futbolla ilgili kararları vicdanımızda veririz. Tüm futbol severlerin vicdanı aynı şeyi söylüyor; Türk futbolunun selameti açısından karar verilmeliydi; ya ismi geçen kulüpler ve şahıslar ceza almalıydı ya da “Efendim, kulüpler şike – teşvik yapmamıştır.” deyip en azından insanları kandırmayı dene.

Bazı insanlar şikeyi statlarda, bazıları da evlerinde, cafelerde çok net gördü; evet hepimiz gördük! Bu ligin son iki maçından birisi buna en güzel örnektir. Neyi kastettiğim aşinadır, aşikardır. Bu görünürlük açıktayken sorarım; Federasyon neden bu kulüplere ceza VEREMEDİ? Aydınlar mı suçlu, biz futbol severler mi, şikeye – teşvike adı karışanlar mı? YENİ GELİNLER GİBİ NAZLANA NAZLANA Sürece gelene kadar neler oldu? Toplantıların ardı arkası kesilmedi. Sanki etik kurul gerçekten bir rapor sunacak da Federasyon hareket edecekmiş gibi kurgu yaratıldı. Olmadı, ne etik kurul elle tutulur rapor sundu ne de Federasyon bu kurguyu yönetebildi.

Sayın Aydınlar’ın ve Federasyonun tavırları bana yeni gelin olan kızları hatırlattı. Onlar da ağlasam mı, oynasam mı diye düşünürler. LAFIN SONU İddianame de hazırlanır yakında. Takımlar ve şahıslarla ilgili iddianamedeki gizlilik de kalkacak. Göreceğiz o zaman nasıl ayak oyunlarına girişilecek. Korkuyorum, adım adım kaosa sürükleniyoruz. Türk futbolu, milli takımın “kaybettik ama fark yemedik” diye sevindiği günleri de özleyeceğiz bu gidişle. Eğer bu olursa, hakkım federasyona haram olsun!