21
2012
AVRUPA'NIN FATİHİ
Tarihi Yeniden Yazmanın Tam Sırası!
Gümbür Gümbür Geliyor Aslanların Ayak Sesleri!
Kadro geniş, hepsi kaliteli ve muhteşem bir arkadaşlık, kardeşlik ortamı var.
Geçen sezona dair: 2010-2011 sezonunun vermiş olduğu hayal kırıklarıyla başladı 2011-2012 sezonu, takımın çok önemli bir kısmı değişmişti. Başkanlığa Ünal Aysal seçilmiş, Teknik direktör koltuğuna İmparator Fatih Terim oturtulmuştu. Bir önceki sezon tarihin en kötü sezonunu geçirmiş olsakta yeni sezonda dümende Fatih Terim'in olması sanırım benim gibi bir çok taraftara güven veriyordu. Onun Galatasaray Aşkı, hırsı, özgüveni ve ona Galatasaray taraftarının gözünde sınırsız tolerans veren, duyu organlarıyla hissedilen, alın teri kokan o muhteşem referansları tüm Galatasaray camiasına aynı güveni veriyordu. Nitekim İmparator kendine güvenenleri yanıltmadı ve yepyeni bir kadroyla normal sezon ve play off grubunda, Aslanlarıyla birlikte elde etmiş olduğu galibiyetlerle şampiyonluğu Galatasaray camiasına ezeli rakibinin sahasında söke söke getirdi.
Sportif başarının yanında ekonomik anlamda da Galatasaray ciddi atılımlar gerçekleştirdi. Ünal Aysal Başkanlığındaki yönetim kurulu, yapılan planlamalar doğrultusunda Galatasaray'ın mevcut borçlarını eritip, geleceğini kurtarmak adına geceyi gündüze katarak çalıştılar ve çalışmaya devam ediyorlar. Bir yılda 100 milyon Dolar civarında bir borcun eritilmesi sanırım yapılanlara ve yapılacaklara en somut örnektir.
2011-2012 sezonu beklentilerin üstünde ve bizleri mutlu eden bir biçimde neticelendi, şimdi sıra yeni başarılar elde etmekte. Başarılı olmak kadar, tabi ki bu başarıları kalıcı kılmakta çok önemli, hatta en önemlisi.
Çok şanslıyız! Vizyonu olan, başarıda devamlılık isteyen ve hep zirveyi hedefleyen bir başkanımız var. Daha önceki başkanlarımızda hepsi ayrı ayrı çok değerli kişiliklerdi, fakat Ünal Aysal'ın, benim gözümde en önemli özelliği parayı çok iyi yönetmesidir. Akla ve mantığa uygun hedefler koyması, neleri başarabileceğini çok iyi bilmesi, yılların vermiş olduğu yöneticilik deneyiminin meyveleri hiç kuşkusuz.
Geçen sezonun kadrosu Süper Lig için muhakkak ki yeterli seviyedeydi ve akabinde şampiyonluk bunu belgeledi. Yeni sezonda bu kadronun yeterli olmayacağı, gerekli takviyelerin yapılması gerekeceği su götürmez bir gerçekti. Şampiyonlar liginde yer alacak olmamız, Süper Lig sezonu ve Türkiye kupası maçları alternatifi bol, kalitesi yüksek bir takım yapısını gerekli kılıyordu. Nitekim yönetimizde bunun bilincinde olarak transfer çalışmalarına vakit kaybetmeden başladı. Transfer sezonunun başlangıcı her ne kadar sancılı olsa da gerekli transferler birer birer gerçekleştirilmeye başlandı. Gaziantepspor'dan Dany Nounkeu ve F.C. Toulouse'dan Umut Bulut ilk 2 transferimiz oldu. Geçen sezon gösterdiği performanstan ötürü Dany'nin transfer edilmesi beni çokta şaşırtmadı. Rakiplerimiz yurt dışında iyi ve kaliteli bir yabancı stoper peşinde koşarken, ligimiz içinden kaliteli ve süratli bir stoperi almış olmamız kesinlikle çok yerinde bir karar oldu. Umut yıllardır bildiğimiz ve hiç bitmeyen enerjisiyle taraflı tarafsız herkesin takdir ettiği bir hücum oyuncusudur. Ankaragücü ve Trabzonspor'dan sonra gitmiş olduğu Fransa liginde uyum sürecini geç atlatsa da forma şansı bulduğu maçlarda takdir edilecek derece de mücadeleci bir görüntü çizdi.
Ünal Aysal ve Yönetim ağır şekilde eleştirilere maruz kaldı. Transfer için sayın Ünal Aysal'ın tarih vermiş olması tepkilerin en önemli sebebiydi, fakat her fırsatta bizlerin sabırlı olması gerektiğini dile getirdiler. Transfer için verilen sürenin üzerinden 15 gün geçmesinden sonra bombalar birer birer patlamaya başladı. Önce günlerdir konuşulan, Fenerbahçe ile anlaştı, imza atıyor söylentileriyle bir gelip bir giden Hamit Altıntop transferi neticelendirildi. Geçtiğimiz sezonu Real Madrid gibi bir dünya devinde geçiren Hamit Altıntop çok fazla forma şansı bulamasada, sahaya çıktığı maçlarda en iyi şekilde mücadelesini verdi, hemde ezeli rakibimizin daha fazla yıllık ücret verdiği ortamda attı imzayı, takım için savaşacağını açık bir şekilde belirtti. Bu transfer için özel bir isim belirtmekte fayda var, Abdürrahim Albayrak Ağabeyimiz Aşkla bağlı olduğu takımımıza Hamit Altıntop'un kazandırılmasında kilit rolü üstlendi.
Lazio ile anlaştı, Ruslar çılgın teklif yaptı, imza an meselesi derken o da doğru adresi güzergahına aldı ve Galatasarayımız bu sefer Burak Yılmaz bombasını patlattı. Trabzonspor ile altın sezonunu geçiren Burak Yılmaz, son yıllarda 20 gol seviyelerinde neticelenen gol krallığı yarışını 33 golle zirvede bitirdi. Evet Burak çok iyi bir sezon geçirdi, bunu inkar etmek mümkün değil, fakat takımımızın genel olarak çift forvet oynamasından ötürü Burak'ın performasını bu kadar üst seviyeye taşıyabileceğini düşünmüyorum. Yeteri kadar forma şansı bulursa da, toplamda 25 gol seviyelerde bir performası da beklediğimi belirtebilirim.
Medyanın gazı, Hurma'nın sazı!
2011-2012 sezonu ara transfer döneminden beri ilgilendiğimiz Nordin Amrabat ile ilgili çıkan sayısız haberler, medyanın prim yapmak adına Kayserispor taraftarlarını ve yönetimini kaba tabirle sürekli gazlaması, transfer sürecini işin içinden çıkılmaz bir hale bürüdü. Alevli toplar eşliğinde servis edilen, haber niteliği taşıdığı varsayılan arbede ortamı Galatasaray yönetimi ile Kayserispor'un 7.5 milyon Euro ile pazarlık masasına oturmasıyla zirve yaptı. Süleyman Hurma'nın tok satıcı olması, Kayserispor'un hedefleri doğrultusunda kadrosunun en iyi oyuncusunu elinde tutmak istemesi transferi iyice sıkıştırdı. 7.5 milyon Euro ile neticelendirilemeyen transfer görüşmeleri sonucu Galatasaray yönetimi bu transferden vazgeçtiğini açıkladı. Bir süreliğine durulan sular Galatasaray'ın transferleri bir an önce bitirmek istemesi, bir başka Faslı oyuncu Assaidi ile anlaşmazlıklar olması sonucu rotayı tekrar Nordin Amrabat'a çevirdi. İki başkanın yapmış olduğu görüşmeler neticesinde Amrabat transferi gerçekleştirildi. Bireysel yetenekleri, hızı ve oyun zekasıyla Kayserispor'da iyi işler çıkaran Amrabat'ta nihayet Avrupa Fatih'inin yolunu tuttu. Fatih Terim, onu ısrarla takımda görmek istedi ve bu doğrultuda transferi gerçekleştirildi. Yapmış olduğu açıklamayla 13 yaşından beri Galatasaray taraftarı olduğunu belirten Nordin Amrabat, diğer takım taraftarlardan almış olduğu olumsuz tepkilere Kayserispor'daki alacaklarından ve Galatasaray'dan alacağı yıllık ücretinin 750 bin Euro'luk kısmından vazgeçerek en güzel cevabı vermiş oldu. Zor durumdaki takımını ücretindeki indirim talebinden dolayı bırakıp, ezeli rakibine giden bazı futbolcu arkadaşları göz önünde bulundurunca, insan söylecek fazla söz bulamıyor.
Şimdiye kadar geçen zamanda 5 kaliteli transfer gerçekleştirildi Galatasaray yönetimi tarafından ve tahminen Melo+1 yabancı+1 yerli oyuncu ile bu sezon transfer çalışmaları neticelendirilecek.
Bekledik, vaad edilen transferler bir bir gerçekleştirildi ve devam edecek gibi gözüküyor. Çoğu zaman sabırsız tavırlar sergilemiş olsakta, umarım tüm taraftarlarımız anlamıştır yönetimimize güvenmemiz gerektiğini.
Yönetim üstüne düşeni yaptı. Sol bek hariç her mevkii için kaliteli oyuncular kadroda mevcut hale getirildi. Artık geriye kalan, taraftarların vereceği destektir. Galatasaraylıyım demenin yetmediği, somut adımların atılması gerektiği noktadayız. Varolan desteğimizi genişletmeliyiz, takımımızı kendi elimizle, çabamızla büyütmeliyiz. Bu takım bizim ise eğer ayakta tutanda bizler olmalıyız. Galatasaray'ın hiç kimseye ihtiyacı yoktur, 25 Milyon taraftarı her zaman yeter! Netice olarak 40 bin kombineyi tüketip desteğimizi gösterdik.
Biliyorsunuz 18.07.2012 Çarşamba, 2012-2013 sezonu formalarımızın tanıtımı gerçekleştirildi. Yöneticilerimizden Sedat Doğan, forma lansmanı sırasında Avrupa'nın önde gelen kulüplerinden Barcelona'nın yıllık 2 milyon civarında forma satışı gerçekleştirdiğini dile getirdi ve ekledi; "Avrupa'da söz sahibi olmak istiyorsak eğer bizimde en az 1 Milyon forma satmamız gerekir" dedi. Bunu gerçekleştirmek demek sadece forma satışından kulübün kasasına 54 Milyon Euro civarında sıcak para girişi sağlamak demektir. Avrupa'nın büyük kulüpleriyle başa çıkmak istiyorsak, Başkanımızın bahsettiği o Şampiyonlar Ligi Kupasını müzemize istiyorsak, ekonomik olarak büyümek zorundayız ve ancak biz desteğimizi büyütürsek takımımızı yükseklere taşıyabiliriz. Desteğimizi esirgersek eğer bu hedefler hayalin ötesine geçemez veya geçmişte olduğu gibi tek seferle sınırlı kalır. Borussia Dortmund bu seviyelere nasıl geldi, Manchester United nasıl dünyanın en değerli kulübü, Barcelona sadece altyapısı çok iyi olduğu için mi çok başarılı, ya da Real Madrid zenginliği sadece başkanlarından mı geliyor?
Herkesin mutlaka kullandığı bir cep telefonu hattı mevcuttur, pekala bu neden kendi takımının hattı olmasın, kredi kartınızın GSBonus olmaması için bir sebep var mı? A firması B firması kazanacağına kulübümüz kazanmalı, büyümeli ve hayal diye tabir edilen, dünyanın ekonomik olarak en büyük 10 futbol kulübü sıralamasında yerini almalıdır.
En yakın GS Store'ye gidin ve imkanlarınız dahilinde yapabileceğiniz maksimum katkıyı gerçekleştirin. Biz harekete geçmedikçe, hayır sever biri gelip bizim yerimize milyon euro'lar bağışlamayacaktır.
LİSANSLI ÜRÜN AL, GALATASARAY'INA SAHİP ÇIK!
KORSAN ÜRÜNLERE HAYIR!