Teknik direktörler değişiyor, oyuncular değişiyor ama değişmeyen tek şey milli takımın berbat futbolu. Bu akşam Romanya maçında da gördük ki bizim ihtiyacımız olan şey değişim değil.

Milli takımımızın en büyük iki başarısı Dünya üçüncülüğü ve Avrupa Şampiyonası yarı finalidir. Dünya kupasındaki başarının altında yatan gerçek, kadronun çoğunluğunun tek bir takım oyuncularından oluşmasıydı. Dünya kupasındaki kadromuza baktığınız zaman mükkemmel bir jenarasyon yakalayan Galatasaray’lı oyuncular çoğunluktaydı ve başarı geldi.

Birinci sınıf dediğimiz İspanya, Almanya, İtalya, Hollanda, İngiltere, Brezilya, Arjantin gibi takımlarda başarıyı yakalamak için çoğunluğun aynı takımda olmasına ihtiyaç yoktur. Çünkü bu takımlar bireysel olarak çok iyi oyunculara sahipler ve bu milli takımların bir oyun felsefesi vardır.

İkinci sınıf dediğimiz Türkiye, Rusya ve Romanya vb.  takımların dünya kupası ve Avrupa şampiyonalarında yakaladıkları başarıların temelinde de çoğunlukla aynı takımdan oluşan futbolcuların çoğunlukta olduğunu görürüz.  Çünkü bu takımların bireysel olarak çok yetenekli futbolcuları yoktur.

Abdullah AVCI’nın oyuncu seçimleri, saha içi değişiklikleri ve taktiksel anlamda hataları çok. Ancak Türkiye’de herkesin ortak bir noktada buluştuğu bir milli takım 11 de çıksa başarı yine gelmeyecektir. Birbirleri ile çok az oynayan ve idman yapan futbolcuların saha içerisinde bir takım olabilmesi ve güzel bir futbol oynayabilmeleri için futbol zekalarının iyi olması gerekir ama maalesef milli takımımızda bu yok.

Peki bizim 2008  Avrupa şampiyonasında ki başarımız nasıl geldi ? Aynı takımda oynayan oyuncuların oluşturduğu bir takım değildik ya da bireysel anlamda şu an milli takım bulunan oyunculardan daha iyisi oyunculara sahip değildik. Avrupa şampiyonasında bizi başarıya götüren tek etken oynadığımız kaos futboluydu. Yani yüksek motivasyon.

Yüksek motivasyon dediğimiz zaman akla ilk gelen teknik direktör Fatih TERİM’dir. Avrupa şampiyonasında saha içerisinde sürekli koşan, asla pes etmeyen tabiri caizse deli dana gibi koşan milli takımı ancak Fatih TERİM gibi bir teknik direktör oluşturabilir. Çünkü bizim futbolcularımızın en çok ihtiyaç duyduğu şey motivasyondur.

Beğenirsiniz, beğenmezsiniz, seversiniz veya sevmevsiniz ama milli takımın ihtiyacı olan teknik adam tipi Fatih TERİM’dir. Bizim futbolcularımıza onları soyunma odasında coşturan, saha kenarında bağırıp çağıran ve en  önemlisi hata yaptıklarında ne tepki verecek diye korkarak yedek kulübesine baktıracak bir teknik adam lazım.

Saygılarımla…..

Bünyamin YILMAZ

www.futbolsoleni.com isimli siteden alıntıdır.