26
2012
Değerli Galatasaraylılar ve tum futbolseverler,
Futbol ve Futbol Kulturu iyi irdelenmesi gereken bir başlıktır. Futbol her ne kadar bir spor branşı gibi gorunuyor olsa da aslında içerisinde hayatın birçok karesini bizlere yansıtmaktadır. Eşiyle kavga eden bir taraftar, işinde başarılı olmak isteyen fakat münferit unsurlar nedeniyle istediği refaha kavuşamayan insanlar, kahvede maçı izlerken bir yandan okey'i bulmaya çalışanlar ve tabiki pür dikkat maçı izlerken telefonu çaldığında hayata küsenler... Aslında hepimiz aynıyız. Hepimizin ortak bir sorunu bana göre futbol'a yanlış bir bakış açısıyla bakmak. İnsanlar gunumuzde futbol'u yalnızca futbol olarak izlemiyor. İnsanlar futbol'da kendinden izler bulmak istiyor. Totem yapanların sayısı her geçen gun artıyor. Lüks yaşama merakı, kronik olarak nukseden surekli kendinden bahsedilmesi hastalığı insanların futbol'a olan bakış açısını daraltmakta ve onları daha subjektif eleştiriler yapmaya zorlamaktadır. Burak Yılmaz'ın pozisyon'a girip gol kaçırması hemen bir sonraki pozisyonda daha ayağını topa uzatmadan eleştiri oklarının hedefi olacak olması ya da Melo'nun ceza yayında rakibine markaj uygulayamadığı için rakibin top ile ceza sahamıza sızması, hamit'in bir bugatti veyron gibi sağ kanadı katedememesi, selçuk'un adrese teslim duran toplardan golleri atamaması...vb. Bunların hepsi hepimiz için birer bahane aslında. Biz kendi aynalarımızda kendimizi eleştirmekten korktugumuz icin başkalarına saldırıyoruz. İşte bana gore tribun holiganlıgının temelinde yatan sıkıntı buradan kaynaklanıyor. O halde hepimiz, her birimiz once kendi kapımızın önünü doğru süpürmeyi bilmeliyiz ki akabinde geldigimiz stadda oturdugumuz koltuklarda her sıçrayışta takımımıza destek olabilen, oyuncuları sahada ateşleyebilen birer taraftar olabilelim. Bizler, koca koca adamlar televizyon programları yapıp gunlerce oyuncuları, antrenörleri, sistemlerini eleştiriyoruz cunku eleştirilme korkumuz var. Birileri sırf bizimle uğraşmasın diye gidip başkasına saldırıyoruz. Post-modern akımın en belirgin unsuru, popüler kültürün adeta vazgeçilmez bir parçası hatta cok ironik buldugum bir faktörü olan futbol'u kendi emellerimiz için kirletmemeli, her anından zevk alabilmeliyiz. Başta Sayın Hocamız Fatih Terim ve Sayın Yöneticimiz Abdurrahim Albayrak olmak uzere butun Galatasaray ailesine ve gerçek Galatasaraylılık edebine sahip olan tum Galatasaray Lisesi öğrencilerine saygılar, sevgiler, esenlikler...