15
2013
Son günlerde müthiş bir Sneijder karmaşası yaşanıyor Türk futbolunda. Taraftarı, köşe yazarı, siyaset yorumcusu, Twitter fenomeni herkes işi gücü bıraktı Yolanthe'yle yatıyor, Sneijder‘le kalkıyor. Konu twitter'da world wide trend topic oluyor, oyuncunun menajeri kaşını kaldırsa, sayfa sayfa haberleri yapılıyor.
Konu ile ilgili değinmek istediğim birkaç başlık var.
İlki transferin süresi ve süreci ile ilgili… Sneijder ismini resmi olarak ilk defa 08 Ocak tarihinde başkanın ağzından duyduk. Bugün ayın 15'i yani 1 hafta daha yeni dolmuş. Bu çapta bir oyuncu için bu sürede bu aşamaya gelmek, hatta bırakın bu süreyi, herhangi bir sürede bu aşamaya gelmek bile büyük başarı. Bu konuda hemen herkes hemfikir. Peki nasıl oluyor da konu ile ilgili "bu adam da amma uzattı, gelmeyecekse gelmesin canım” tarzında yorumlar duyuyoruz? Tek sebep Galatasaray yönetiminde yaşanan her zamanki demeç karmaşası…
Bir çöplüğün bir horozu olur ve onun sesi çıkar. Başkanın danışmanı Perşembe günü "24 saatte bu iş biter” der; sevilen bir yönetici Perşembe akşamı "yarın akşama kadar bir sonuç alırız” diye açıklama yaparsa; o taraftar da en azından hafta sonu o transferin sonuçlanmasını bekler. Bu durumdan sonra ilk defa kulübün CEO'su aklı başında bir beyanat vererek "süre vermek sağlık olmaz” dedi. Acaba süreç nasıl devam edecek diye beklerken pazartesi sabahı pat diye bir açıklama daha geldi: "Bu akşama kadar cevap gelmek zorunda, daha fazla bekleyemeyiz” diye. Bir diğer yönetici de "transfer zora giriyor” diyerek olaya bambaşka bir boyut kazandırdı.
Pazartesi gecesi bir televizyon programında gözümüzün içine baka baka dalga geçtiler bizimle. Yok uçakta, yok metrobüste, yok uçak geri döndü, yok uçak düştü… Kimse bağlanıp tek kelime edemedi o terbiyesizlere… Bugün bile hala bir açıklama yok yönetimden "ya biz elli kere bugün gelecek dedik ama transfer şu an şu durumda” diye… Ultraslan grubu lideri acıdı halimize de, başkanla konuşup bir açıklama yaptı ve beklentiyi hafta sonuna kadar uzattı.
Bu kadar önemli bir transfer başarısında taraftarına bu kadar azap çektirebilmek büyük meziyet istiyor doğrusu…
Bir diğer konu da kamuoyunun Sneijder ismine olan yaklaşımı… Bir kere şu konuda anlaşmak lazım. Wesley Sneijder, eğer gelirse, Türkiye'ye gelmiş kariyer/beklenti eğrisi en yüksek olan oyuncudur, net. Kariyeri daha iyi olan Roberto Carlos çok yaşlıydı, genç yaşlarda gelen Anelka ise sadece Arsenal'de bekleneni verebilmişti. Daha sonraki Real, Liverpool ve City maceraları hep beklenti altıydı Fransız oyuncunun. Şu anda ise Ajax'da parladıktan sonra rekor ücretle Real'e gitmiş, ilk sezonunda takımı sırtlamış, 2. Sezon sonunda takımdaki Hollandalı furyasını bitirebilmek adına takımdan gönderilmiş, geçtiği Inter'de takımına biri şampiyonlar ligi olmak üzere 3 kupa kazandırmış bir oyuncudan bahsediyoruz. Şu an oyuncu çok nazlandı ya da verilen para çok eleştirileri sadece ve sadece kıskançlıkla açıklanabilir. Sanki her yıl ligimizde 3-4 tane takıma bu ayarda 5-6 tane oyuncu gelip gidiyor da, bu transferin sürecinin uzamasını garipsiyor bazı kesimler. 36 yaşındaki Roberto Carlos'a yada 32 yaşındaki Meirelles'e verilen paralardan çok da fazlası verilmeyecek Sneijder'e. En çok da üç büyüklerin son 5 yılki transfer harcamalarının açıklandığı şu günlerde; en az fark olduğu yıl bizden 7M € fazla para harcayan, 5 yılda toplamda 60M € fazla harcama yapan ezeli rakibimizin yöneticisinin "Bu miktarda para harcamak çok mantıklı değil” diyerek akıl vermesine gülüyorum.
Bu çapta bir transfer risk midir, tabii ki risktir. Ama Amrabat'a bile 8,5M € bonservis verebiliyorsak, bütün sene yedek oturan Baros'a ve ekstra sol bek performansı olmasa yedek oturacak olan Riera'ya toplam 5,5M € verebiliyorsak, bu riski alabiliriz diye düşünüyorum.
Sürecin sonuna geldiğimiz bu günlerde kafalarda 2 tane soru işareti var. Bu transfer için Fatih Hoca'nın görüşü nedir ve tüm dikkat bu transfere yoğunlaşmışken daha ihtiyaç varmış gibi gözüken sol bek ve yerli stoper transferleri es mi geçilmektedir?
Umarım sezonun 2. yarısına Fatih Terim'in kafasındaki planı daha rahat uygulamasını sağlayacak kadroyla girer, şampiyonlar liginde daha önce tatmadığımız heyecanlara doğru yola çıkarız.
Sevgilerle,