Değerli Renktaşlarım;

Aslında bu yazıyı kura çekiminden sonra yazmıştım fakat telefondan göndermeye çalıştığımdan olacak ki yayınlamayı başaramadım, bu yüzden eğer aynı başlıkla bir kaç yazı görürseniz kusura bakmayın. Hatırladıklarımı tekrar yazmaya çalışacağım.

Öncelikle belirtmek isterim ki aramızda bazı renktaşların Schalke galibiyetine nasıl utanmadan sevindiler tarzında bazı söylemleri olmuş, sonradan ona da açıklık getirelim. 

Yazılarımı okuyan renktaşlarım bilirler körü körüne eleştirmem ve desteklemem, dost meclislerinde yaptığımız konuşmalarda Fatih Terim'in küme düşmemeye oynayan ve hatta derbi maçında rakip yöneticiye kadro veren (Barış Özbek) bir takımı alıp nasıl şampiyonlar ligine taşıdığından bahsederim fakat Fatih Terim'in geçen sene ki babacan hali ve hatalarından (Tek forvetten çift forvete dönmesi) ders alan olgunlaşmış Terim gitmiş; yerine aldığı başarılardan kibir yapmış kendi futbolcularına (Aydın + Emre Çolak) ana avrat küfür eden, kadının birine küfür ettiği söylenen bir adam geldi. Fatih Terim o kadına küfür etmiştir ve ya etmemiştir günahına giremem ama kesinlikle etmemiştir diyemem bu sizin ananız bacınız da olabilirdi.

Şimdi diyorsunuz ki herşey bitti burdan mı eleştiriyorsun ?

E zaten Fatih Terim'in başka eleştirecek bir yanı olmadığını herkes biliyor. Bu sene acaip formsuzdu Schalke ve Kayseri maçlarında bu formsuzluğunu kırdı. Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın bugün hala şampiyonluk şansları varsa Fatih Terim'in Galatasaray'ı inatla kanatlı sisteme oturtmak isteyişidir. Schalke maçında hücumda kanatsız defansta kanatlı futbolla sonuca gittik. Kayseri maçında keza aynı şekilde. Galatasaray'da topu kanatta kesip orta yapacak bir tek Amrabat var bana göre o da yetersiz.

Gelelim başlığa,

Fatih Terim varsa %60 topla oynama yüzdesiyle oynadığınız bir maçta tarihi fark yiyebilir;

2-0 önde gittiğin bir derbide (beşiktaş-playoff) forvetlerinizin çıkması sonucu 2-2 berabere kalabilir.

Playofflarda beraberlikle bile şampiyon olabiliceğiniz bir derbide (Fenerbahçe TT Arena) baştan sona üstün olduğunuz bir maçta yenilebilir.

Her an 3 maç teknik direktörsüz kalabilir,

Yönetimle hoca arasında problem mi var diye sorunlar çıkabilir;

İnadından saç baş yolabilirsiniz.

Fatih Terim varsa müzenizde rakip taraftarlara böbürlenerek anlatacağınız bir kaç Avrupa kupanız olabilir,

Küme düşme potasından bir kaç puan önde bir takımı ertesi sezon şampiyon yapabilir.

Açılış maçında Ajax'ı zor ikna ederken Real Madrid'le hazırlık maçı yapabilir,

Dünyaca ünlü yıldızları getirebilir,

Göğsünüzde ki 3 yıldızdan 1'inin Fatih Terim'e (5 şampiyonluk) ait olduğunu görebilir,

ve en önemlisi...

Rakip antrenörler Viktoria's Secret beraberliğine sevinirken siz biz bu Real Madrid'i yeneriz finalede gideriz diyorsanız Fatih Terim vardır.

İnanın Fatih Terim benim çocukluk kahramanım en çok ben sevinirim başarılarına bizi bırakıp İtalya'ya gittiğinde bile sitem etmemiştim. Ama kötü olduğu zaman eleştirmek iyi olduğu zaman alkışlamak egosu olmayan büyük insanların sorumluluğudur. Fatih Terim istemediğim oyuncular alındı diye yönetime cephe almasın bu futbolcularla başarısız olacaksa Fatih Terim, Fatih Terim olmaz ki.

NOT: Körü körüne destek ve körü körüne köstek her zaman zarar verir. Büyük insanlar özür dileyebilmeli, hatalarından ders çıkartabilmeli ve başarılı olduğu kadar ahlaklı sporcular yetiştirmeli. Drogba o penaltıyı kaçırdığında çok sevindim; yenildik ama hakkımız olmayan bir golü atmadık. Bizim farkımızda bu olsun

Saygılarımla Renktaşlar