Makale Yaz
Bu haberi yazdır
KARAFIRIN EKMEĞİ
 Mar
31
 2013

Dayanamadım yazıyorum artık…Bundan 2 ay evvel Türkiye’ye geldiğinde kendisinin artık bir işe yaramayacağı söylenen 34 yaşında bir futbolcuydu o. Açılışı Akhisar’ da yaptığında çok gol atacak ve şu anki gol makinası Burak’ı yedek bırakacak sanmıştı çoğu sporsever…Ben ise Bir zamanların Hakan Şükür’ü gibi takımı oynatacağını, Burak’ın bu takımda onunla oynamasının hele bir de arkalarında da Sneijder’in olmasının çok değerli olacağı, Türk futbolunun yeni  yıldızının onunla çağ atlayacağını görüşündeydim…Ligin ilk yarısında pozisyona girmekte zorlanan, bir dolu puanlar kaybederek, bir lastiği inik araba gibi ilerleyen bir takımda o girdikten sonra yaşanan değişimi anlamamak için ya futbol cahili ya da kıskanç olmak gerekir…Fatih Terim gibi askerlerine en iyi savunmanın hücum olacağını emreden bir İmparatorun elinde en olmazsa olmaz kabul edilen futbol tarzıdır onun sahip olduğu, ki zaten yıllarca onun tipinde santrafor aramadı mı bu ülkede amatör liglerdeki takımlar bile kendi bütçelerine göre…Bu sebeple her Galatasaray taraftarı başkanlarına müteşekkir olmalıdır bu tarzın ta kendisine parçalıyı giydirdiği için…

Gelelim oyun içindeki artılarına…Ondan evveli düşünürsek;  sahada patlamak isteyen ve sağ kulvarda hücuma çıkan ancak ileride geçen seneki Elmander gibi top tutan bir arkadaşı olmayınca kaybedilen toplarda yerini kaybederek formsuz gözüken bir Eboue vardı, şimdi ise oyunu iki yönlü oynayan her an maçın içinde mükemmel bir Eboue izliyoruz 1 aydır…Burak Yılmaz o geldiğinden beri kafasını kaldırıp asist yapmayı, arkası dönük top tutmayı ve son vuruşlarda daha sakin gelmeyi öğrendi…Ama tabi burada Burak’ taki potansiyeli de göz ardı etmemek gerekir…Selçuk ve Melo onun hücumda duvar olma özelliği sayesinde ileri daha çok çıkmaya, hücum zenginliği yaratmaya başladı…Amrabat gibi bir futbol bencili dahi daha sakin oynamaya daha aklıcı paslaşmaya meyil etti…Muslera, Semih ve Dany çok daha rahat uzun top atabiliyor artık her topu onun indireceğini bildikleri için…Onun gelişinden sonra Hamit’teki gelişmeyi görmemek, Sneijder’in her maç üzerine koyduğunu hissetmemek mümkün değil…Ancak en önemlisi Fatih Terim’deki rahatlama…İlk devredeki o gergin adam gitti, çünkü saha içinde dediklerini oyuncularına yaptırtan, savunmayı ve kaleciyi  duran toplarda organize ederek savunma liderliğini dahi üstlenen 34 yaşında en az 70 dakika oyunun içinde yer alan dünyanın en karakterli ihtiyar DELİKANLISINA sahip….Ve ben…Bir taraftar olarak yıllardır onun hayranı olarak keşke Galatasarayda olsa dediğim tek adamdı o, Batistutayla beraber…Şimdi o parçalı forma altında…Her maç sahada kötü oynayan topçular bir süre sonra kenara bakar ya hani hoca oyundan alcak mı beni diye, bizim takımda o benim gibi milyonlarca Galatasaraylıda var…Herkes o sahada 5 dk daha olsun diye her oyuncu değişikliğinde kenara bakıyor korkarak…Ama İmparator her maç bizi sevindirmek istercesine 90 dakika sahada kalamaz denilen ihtiyar delikanlıyı tüm maç sahada tutuyor…Uzun lafın kısası; o son 2 aydır bu takımın herşeyi, Galatasaray’ın oyunundaki gelişmenin tek açıklamasıdır…Ona ÇİLEK demek futboluna ve verdiklerine hakarettir, çünkü çilek olmasa da olur bir Pasta üzerinde…Ama o bize pasta yapmak için Un, süt, yumurta gibi lazımdır…Yemek sofrasının KARAFIRIN EKMEĞİDİR o…O , DİDİER DROGBA’dır…

 





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
  2015
 
Temmuz (1)
  2014
  2013
Son Girilen Makaleler
beawerheart
| 28 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 25 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 24 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 15 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 05 Ağustos 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...