Son dönemlerde şike ve teşvik kuvvetlerinin kendi basın desteğini de arkasına alarak spor kulüplerinin ödediği! vergileriyle alakalı kurmuş oldukları algı yönetim sistemini şaşkınlıkla izlemekteyiz. Fenerbahçe Kulübünün SAHİBİ olan Aziz Yıldırım’ ın uzun süredir milyonlarca liralık vergi ödediklerini, öteki takımların ise ödemedikleri iddiasını ortaya atarak sürekli Galatasaray’a taş atıyor olması muhtemelen çoğu Galatasaray taraftarını rahatsız etse de bizim yönetimi rahatsız etmiyor gibi gözüküyor.

Bilindiği üzere 3 Temmuz tarihinde ülke futbolu büyük fırsat yakalamış ancak türlü alaverelerle bu fırsat kaçırılmıştı. Ama bizi ilgilendiren kısım 3 Temmuz öncesi. Çoğumuzun küçük gazete küpürlerinden okuyup hafızasının kıyısına köşesine attığı ‘’Üç Büyüklere Vergi Affı’’, ‘’Üç İstanbul Takımı Önderliğinde Kulüpler Vergi Affı için Başbakan ile Görüşüyor’’ gibi haberleri hatırlarsınız. O dönemde Sayın Başbakan ile arası çok iyi olan Aziz Bey önderliğinde kulüpler 2-3 kez hükümet yetkilileriyle görüşmüş ve kulüplerin trilyonluk vergi borçları bırakın taksitlendirmeyi bir kalemde silinmişti. O dönem sayın Aziz Yıldırım sık sık ropörtajlarında ‘’ Biz Almanya, İtalya İspanya gibi değiliz kulüplere destek çıkılmalıdır, bu vergi yüküyle gelişemeyiz’’ diyordu.

Hey gidi günler hey, seneler geçti fakat ne olduysa oldu şike süreci sonrası temiz oluşundan ötürü bu durumdan etkilenmeyen Galatasaray alıp başını giderken, şike sürecinde darmaduman olan ve başbakan ile kanlı bıçaklı hale gelen Fenerbahçe ve onun iş bilir yönetimi bunun önünü kesmek için harekete geçti. 3 senedir Avrupa’nın A’sını bile anamayan bir camia hala milyonlarca euroluk transferler yapıyor, başa güreşmeye devam ediyor hatta söylenene göre 75 milyon liralık vergiyi tek kalemde ödeyebiliyor. Elbette forma satışı ve stat gelirleri, sponsorluk katkıları önemli ama asla bu tek başına yeterli olamaz. O zaman bu ödemelerin tek kaynağı yine Fenerbahçe Kulübü SAHİBİ Aziz Yıldırım oluyor. Ki bu durum da UEFA organizasyonlarından men edilmek için yeterli çünkü mali fair play kurallarının konmasındaki amaç zaten para babalarının kulüplerin bütçe gediklerini kapamasını engellemektir.

Benim anlam veremediğim konu ise bu durum bu kadar aşikarken ve bunu biz taraftarlar bile görüp isyan ediyorken yönetimimiz neden cevap vermiyor. Her mikrofona konuşup 2011 öncesi vatandaşın hakkını yediğini unutarak ben vergimi veriyorum diğerleri hak yiyor şike yapıyor diye dürüst insan kıyafetiyle açıklama yapan bu başkan ve Twitter’da atıp tutan Murat Özaydınlı’ ya neden karşılık vermiyor.

Galatasaray’ın vergi borcu cezasıyla beraber bellidir, ancak kimse 3 sene evvel sildirmeye çalıştığı borçları cebinden ödeyerek şikeci ve teşvikçi kulüplerini aklamaya çalışıp, kirli kimliklerini gizleyerek Galatasaray üzerinden taraftarlarına şirin gözükmek için şov yapmamalıdır. Her ne kadar yönetimimiz bu söylemleri duymamazlıktan gelse de Galatasaray taraftarı zekidir, bireydir, kendi görüşü vardır. Tek adamla yönetilmez, kendi kendisini yönetir. Yani Fenerbahçe gibi meşrutiyet veya monarşi ile değil Cumhuriyet ile yönetilir. Bunu ne şikeci başkan ve tayfası ne de Galatasaray Yönetimi unutmamalıdır.

SARI KIRMIZI SEVDALARA SAYGILARIMLA...