'Biz istedik olacak!' mantığıyla cebelleştiğimiz şu günlerde, futbolumuzu yönetenlerin mantıkla açıklanamayan yabancı sınırlaması kararına hepimiz kin kusmaktayız. Aslında gerilere gidersek biraz, yapılanın ne kadar geri kafalı ve futboldan uzak işler olduğunu daha net görebiliriz.

Bi düşünelim şimdi. Türk oyuncularımıza yurt dışında böyle bir kısıtlama getirilse (olmadığı hakkında net bilgim yok, olduğunu hiç duymadım) burada kim bilir nasıl ayaklanırdı Türk futbolunun sahipleri. Ne demek Türk oyuncuya öteki gözüyle bakmak?

Ya da boşverelim futbolu. Almanya başta olmak üzere yurt dışında çalışan işçilerimiz için, çalışma iznidir oturma iznidir uğraşmasınlar diye yırtınmadık mı biz yıllarca? Hani biz Avrupa ülkesi idik. Hani bize Avrupa'da yabancı gözüyle bakılmamalıydı?

Sen şimdi yabancı futbolcuya sınır koyuyorsun. Peki sen Türk futbolunun çok kaliteli yerliler yetiştirmesi için alt yapıyı kurdun mu? Daha dün bir bugün iki. Ne iş yaptın Fenerbahçe'yi şike bataklığından çıkarmak dışında? Mahkeme kararı ile şike varken, sahaya yansımadığı gibi ucuz bi sözle kurtulacaklar mı sandın. Bak Uefa inanmadı sana, kimsenin inanmadığı gibi. Konumuz Fenerbahçe ve şike olmadığı için bu konuya nokta.

Arkadaşlarımız 6 yabancı ile kadro kurmaya çalışmakta, mecburen bir iki yabancıyı yollayarak işe başlamaktalar. Transfer edilmesi istenen kaliteli Türk oyunculara baktığımızda ise Arda, G.İnler gibi isimler dışında elle tutulur bir sonuç üretilememekte. Ki onların da Türkiye'ye en azından şu an için gelmeyecekleri açıkça ortada. Yani neresinden tutarsan tut çözümsüz bir mevzu.

Ancak unutulmaması gereken bir şey var ki, biz istedik olacak mantığıyla olmaz bu işler. Kulübümüz hukuki yollardan bu saçmalığa dur demek için uğraş veriyor. Zamanında Nihat Kahveci Avrupa Birliği oyuncusu gibi muamele görmek için uğraştı durdu ve bir kaç defa reddedildikten sonra sonucuna vardı. Çünkü olması gereken, doğru olan oydu.

TFF istedi diye bu kural konmuştur diye bir şey yok. Alper'i transfer ederek kadrosunun Türk yıldızlar patlaması olduğunu düşünen Aziz Yıldırım dışında destekçileri de yok zaten. Fenerbahçe'nin 'Biz yeni kurala göre transfer yapıyoruz' demesi ile birlikte 'Alınan kararlar değişmez' diyen TFF'nin demokrasiden yoksun bir kurum olduğu ortadadır.

İnşallah hukuki yollarla bu saçmalığın durdurulacağını düşünüyorum ben. Çünkü gerçekten kıtalar arası köprü olan güzel ülkemizde, böyle geri kafalı bir sistem sadece kulüplerimize değil ülkemizin imajına da zarar verecektir.

Futbolda Dünya Kupası düzeyinde turnuvalara ev sahipliği yapmak isteyen bir ülkenin, dünyalı oyuncular arasında ayrım yapması ne kadar mantıklı olabilir. Konu sadece futbolumuz ile ilgili değil, dış siyaset ile, imajımız ile de ilgilidir.

Olmaz diye birşey yok, hukuki çabamız sonuçsuz kalır bu kurallarla da başlayabilir yeni sezon. O zaman da yönetimimize, ve özellikle de, birçok kişinin tanımadığı Semih'in ismini bi anda defansın göbeğine yazıp onu Şampiyonlar Ligi düzeyine, milli takım düzeyine kadar çıkaran Fatih Hocamıza sonuna kadar güvenelim. Gerekirse Yekta'dan Melo yapar, ya da hiçbirimizin tanımadığı bi adamı daha yazar yine kara tahtaya, ne kural kalır ne sınır.