16
2013
11 Ağustos akşamı nispeten daha güzel oynamasak da rakibin eksikiğinden de faydalanarak aldığımız Süper Kupa ile girmiştik sezona. Öncesinde yine oyun olarak tatmin etmeyen ancak bir iki yıldız oyuncumuzun bireysel yetenekleri ile aldığımız Emirates kupası gibi. Netice olarak biri 2 büyük avrupa kulübü diğeri ise ezeli rakibe karşı kazanılan iki büyük kupa moral açısından oldukça önemliydi.
Derken ezeli rakiplerin şike davası süreci yaşandı, CAS son darbeyi vurunca hem avrupa’dan men edilip hem de tescilli şikecilikleri daha da bir tecillenmiş oldu. Artık ipler tamamen elimizdeydi ve beklentimiz takımımızın güle oynaya ligi götüreceği şeklindeydi.
Şimdi 1 ay önce uzaya çıkan ya da 1 aylık uykuya dalan bir adama yukarıdaki hikayeyle sezona girildiğini anlatsak ve ilk 4 hafta nasıl sonuçlanmıştır diye bir tahminde bulunmasını istesek herhalde en az 3-4 puan farkla GS’ın önde olacağını düşünürdü. Normal şartlarda bizim beklentimiz buydu.
Hemen mevcut durumu özetleyelim ve meseleyi uzatmadan bağlayalım. Ceza alan ezeli rakiplerden biri oldukça mütevazi paralarla (ne hikmetse bizim aklımıza bile gelmeyen tolga, töre, kerim) 4x4 ile sezona 12 puanla girdi. Diğer rakip CAS cezası , 0-2 den 3-2 verilen torku maçı ile girdaba girmişken bu akşam alacağı muhtemel 3 puan ile 4 maçı 9 puanla geçmeye namzet, biz ise zor diyerek puan kaybına eyvallah çektiğimiz geleneksel bursa-eskişehir kayıplarına antalyayı da ekleyerek 4 maçı 6 puanla 8. Sırada geçtik. Hadi sene başıdır, 6 puan fark önemli değildir, kapanır diyebiliriz,
Lakinnnnn,
Puan kayıplarından çok daha önemli olan birlik ve beraberliğin kaybıdır. Ne zaman ki TFF Terim’e teklif götürerek işleyen çarka çomak sokmayı başardı ve bizim egosu şişmekten patlayacak kıvama gelmiş yönetim ve Terim bu oyunu süzemeyip olaya sazan gibi atladı, o anda ilk paragrafta bahsettiğim bütün artılar anlamını yitirdi ve süreç aleyhimize işlemeye başladı. Yönetim ve Terim’in yaklaşık 3 haftadır devam eden ego (bir başka deyişle sidik) yarışı bugün önümüzdeki 2 maçta (real ve bjk) oluşabilecek muhtemel kayıplarda kulübün daha kaotik bir duruma girme riskini ortaya çıkardı.
Eğri oturup doğru konuşalım. ama 6+0+4 deyin ama rakiplerin o veya bu şekilde transfer ettiği yerli oyunculara yeterince ilgi gösterilmemesi deyin, netice olarak geçen yıldan da 1 yaş daha yaşlanmış olan takımmıza bu yıl gerekli takviyeler yapılamadı, üstüne üstlük GS-Terim-Milli Takım üçgeninde yaşanan belirsizlik ile şu anda ne ligde ne de Avrupa’da hoş bir görüntü vermiyoruz. Ve üzülerek belirtmek durumundayız ki, mevcut halimiz ile bu grupta 3. olursak başarıdır. Lige gelince antalya maçı normalde 6-1 bitmesi gereken bir maçken beraberliği son anda kurtardık. Hadi Bursa-Eskişehir deplasmanı 1’er puan normal kabul edilirse antalya beraberliğinin telafisi alınacak ekstra bir 3 puandan geçmektedir. Bu da normalde derbilerde 1 puan yazdığımız deplasman maçlarından birini 3 puan ile kapamaktır. Kısaca normalde 3 puan olması gerekip de 1 puanda kaldığımız her maçın telafisi 1 puan beklenebilecek maçlardan birinden 3 puan alınması ile mümkün olur.
Yine de kadro kalitesi ve oturmuşluk olarak diğerlerine göre daha iyi olan kadromuz Avrupa’yı bilemem ama konsantre olursa ligi yine siler süpürür ama şu net olmayan ortama birilerinin müdahele edip orta yolu bulması şartı ile, aksi taktirde lige erkenden havlu atma riski ile karşı karşıyayız. Artık sorumluların biraz aklı selim davranıp, kendi egolarını bir tarafa bırakarak dillerinden düşürmedikleri “aslolan GALATASARAY dır” düsturuna uygun hareket etmeleri gerekmektedir. İnanın tek rakibimiz bu net olmayan ortamdır. Takım istedikten, olaya konsantre olduktan, tüm camia kenetlendikten sonra başarının gelmemesi diye bir olasılık göremiyorum. Birkaç haftadır başkalarını yeterince sevindirdiniz. Artık bizleri, Galatasaraylıları sevindirme zamanıdır.
Kalın Sağlıcakla,
Murat