Makale Yaz
Bu haberi yazdır
4-4'lük Takım!
 Kas
05
 2014

Önce taraftardan söz etmeli. Yenilginin, kötü futbolun taraftar bünyesinde böyle etki yapması ülke için bir utançtır. Zayıf insan şiddete, taşkınlığa başvurur. Maç esnasında spikerin dediğine göre, 2000'lerde mali krizde olan Dortmund'un taraftarı, takımları küme düşmemeye oynarken dahi stadın tamamını dolduruyormuş, destek veriyormuş. Hazım sorunu olan taraftarlara söyleyeceğim şey, hazmedilmesi gereken şey dünkü yenilgi ya da kötü futbol değil, ülkemizin futbolda ve genelde sporda berbat halde oluşudur. Taşkınlık yapmak yerine temel sorunsaldan rahatsız olabilme yetisi gerekiyor hepinize. Belki o zaman bir şeyler iyiye gider.

Sonra Hasan Şaş'tan söz etmek istiyorum. Kendisi çocukluğumda hayranlık duyduğum bir futbol oynuyordu. Kim bilir, belki de çocuk olduğum için duygularım ağır bastığından, öyle sanıyordum, çabuk gaza getiriyordu bendeniz futbolseveri kendileri. Ama bizlerde gaza gelmek kroniktir. Herneyse. Yorumculuğu yapamıyor usta topçu. Gece Ntvspor'daki konuşmasını dinledim. Mehmet Demirkol ise Hasan Şaş programda sırıtmasın diye, suyuna gidiyor. Hasan Şaş'tan yorumcu olmaz ya, teknik direktör ne kadar olur, o konuda da şüpheliyim. Çünkü bakış açısıyla Galatasaray'ın sorunlarını ve gelecek planlarını doğru göremiyor. Yani ben öyle düşünüyorum.

Neden böyle, anlatayım. Şaş'ın dediğinin aksine Galatasaray'ın derdi 4. yıldız olmamalı. Bu hedefe göre transfer yapılmamalı. Gün ya da sezon kurtarılmaya çalışılmamalı. Bunun dışında Şaş meselleri bütünsel ele almak konusunda, yetersiz.

Geldik Dortmund maçına. Prandelli bizim mahallede kör asfaltlarda top oynayan çocukların bile gördüğü doğruyu sonunda uygulamaya sokup, 4-4-1-1 gibi dengeli bir sistemle takımı sahaya sürdü. Ama yine de 4'lük oldu...

Takımda kalecisinden forvetine kadar bir çöküş hali olduğu açık. Bunca yanlış işlem yapılırsa bir takımın üzerinde bunun olması doğaldır.

(Bir kere bu takım Sneijder kalitesine ayak uyduramaz. Ya kadro kalitesi ona uydurulmalı ya da Sneijder bu takımda olmamalı. (Ki ilki mümkün değil) Aksi takdirde bizler ekran başında bu uyumsuzluktan ötürü müthiş azap çekiyoruz! Zaten 2 yıl önceki takıma bu çileği yedirmek obezlik yaptı ya, o kısmı geçelim..)

Doğru oyun kurgusu, zaten bu kadroyla işlemezdi. Çünkü solda maç eksiği olan Hakan, sağda Galatasaray için "yetersiz" Tarık (çok mücadele etmesine rağmen), orta alanda eğer abartıldığı gibi olsaydı halen Madrid'de oynayacak olan Hamit ve ölügezer halde olan Selçuk, ve ileride "yetersiz" Umut (çok m...) vardı. Buna rağmen ilk yarıyı gol yemeden kapatıyor takım derken, 37'de gol geldi. Dedim iyi dayandı, buna şükür! Fakat ikinci yarıda bu dayanaklar da gitti...

Xhemajli'nin bu takımda ne işi olduğunu, xhemajli'nin kendisi de bilmiyor bence. En azından sol kanat oyuncusu olmadığını biliyordur. Ama bunu da Prandelli bilmiyor! Böylece etkin kanat oyuncuları Bruma ve Olcan'a şans tanımak yerine takım kanatlarda Hamit ve Xhemajli'ye teslim edildi. Savunmada daha dirençli olunduysa da hücumda etkisizdi takım. Zaten ikinci gol Hamit'in hatasıyla geldi.

Bütün bunların dışında takım, "sistemsiz" oynuyor. Göstermelik bir dizilişi var, evet. Ama oyun içinde bir bütün olmaktan çok uzak topçular. Kim ne zaman nerede duracağını bilmiyor. 

Bir de Fenerbahçeli Kuyt'ın dediği gibi, Türk futbolcular tek pas bilmiyor. Bu çok büyük problem. Bu adamların evlerinde eminim dev ekranlı TV'ler vardır. İspanya, Almanya ve İngiltere ligi maçlarına arada bakıyorlardır. Hiç mi görmüyorlar, birkaç pasla o takımların nasıl mesafe katettiklerini, savunmalarından seri çıkmalarını, rakibin presini bu yolla kırdıklarını? Hocaları hiç mi demiyor tek pas yapın, ayağınızda topla salınmayın?

Tek pas oyunu için oyuncuların çok hareketli olmaları gerekir. Top ayağında olan futbolcu bir kere atik olmalıdır. Sonra onun etrafına hemen bir kaç oyuncu pas atabileceği açılara gelmelidir. Bütün bunların olması için çok hareketli olmak ve çok koşmak gerekiyor. Bayern bunu yapıyor, Madrid bunu yapıyor. Çok iyi çalım mı atıyor Ronaldo? Hayır. Ronaldinho'nun bu konuda tırnağı etmez. Ama Ronaldinho da hız (sprint) konusunda Ronaldo'nun tırnağı etmez. Neden gitti Barcelona'da 10 numarayken Ronaldinho? Guardiola'nın oynatmak istediği modern, seri tek ve çok pasa dayalı oyun yapısına uymadığından. Bugün Chelsea örneğin Hazard'la nasıl oynuyor? Yine bu tek pasla. Tabi Galatasaray'da ne Hazard var ne Ronaldo. Şart da değil zaten. İzlanda nasıl dağıttı milli takımı? Yine aynı oyun tarzıyla. Beşiktaş Tottenham'a ve Partizan'a karşı nasıl başarılı oldu? Aynı oyunla... Galatasaray'da dribbling özelliğiyle, tek pasların boşaltacağı alana koşular yapabilecek tek seçenek Bruma. O nerde? kadroda yok! E 4. yıldız kovalayalım o halde kendi kendimize, kendi çöplüğümüzde! 

Bu kaotik tabloda ben de ancak kaotik bir kritik yapabildim, haddim olmayarak. Futbol dünyası denilen mekanın içini bilmem elbet. Uzmanı da değilim futbolun. Ama zırcahil de değilim bu konularda. Görünen köy de ortada... Dilerim benim düşündüklerimi Galatasaray yönetimi, teknik kadrosu ve topçuları da düşünüyordur, ya da düşünür. İyi geceler dilerim...





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
Son Girilen Makaleler
beawerheart
| 28 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 25 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 24 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 15 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 05 Ağustos 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...