08
2011
Taraftarın maç öncesi görsel şovu ve 90 dakika boyunca kesintisiz ve (özellikle altını çiziyorum) küfürsüz desteği; Semih Kaya'nın her maç üzerine biraz daha koyması; Emmanuel Eboue'nin Cafu'vari performansı; tüm takımın (ama özellikle Melo'nun) insanüstü mücadelesi; genç Emre'nin "Riera'ya mecbur değilsiniz" diye haykırışı; Johan Elmander ve Milan Baros'tan oluşan ikili forvetin takımın hücum gücüne kattıkları; zamanında biryerleri ile topu tutan Volkan'a, Melo'nun başka biryerleri ile gol atması; mini mini bir kuş; telgrafın telleri...
Bu ve bunun gibi hepimizi mest eden konular hakkında sayfalarca yazı yazılabilir tabii ki... Fakat maçın ardından evime, Bursa'ya doğru 4,5 saatlik yolculuğun sonunda, huzurlu bir uyku çekmeden önce aklımda sadece bir cümle vardı:
Allah hepinizden razı olsun çocuklar!...
Sevgilerle...