20
2016
Hepinize selamlar olsun sevgili Galatasaraylılar….
Artı sözün bittiği yerdeyiz. Yıllardır yapılan yönetim yanlışlıklarının ardından ne olacak diye beklerken artık bütün Galatasaraylılar kendini kötü sona hazırlamaya başladı.
Yıllardır sürekli katıldığımız UEFA organizasyonlarından men cezası almamız kaçınılmaz son gibi duruyor. Artık kendi ligimize döneceğiz.
Ben kim ne yaptı, kim bizi bu hale getirdi, kim ceplerini doldurdu, bu konulara girmeyeceğim. Zaten lüzum da yok. Kim ne yaptıysa yaptı. Saçma sapan, liseli-lisesiz muhabbetleri, dernek ve vakıf kavgaları, ağır abiler, yaşlı masonlar... Bu kulübü kim sahiplenecek kimse bilemedi. Herkes sözde Galatasaraylı.
Son 15 yıllarda başkanlık yapmış olan kişiler kimseyi memnun edemedi. Kimi mali anlamda iyi işler yaptı, sportif anlamda dibe vurdu, kimileri bütün kupaları aldı ama kulübü batağa sürükledi.
Kimseye kızamıyorum.
Adnan Polat stadı açarken, şirket birleşmelerini yaparken sportif başarıyı kenara itti. Önce doğru mali yapı sonra başarı dedi. Maalesef bu bizim gibi şampiyonluklara, avrupada başarılara alışmış bir taraftar için kabul edilemez birşeydi.
Ünal Aysal, ben başarılı olayım da nasıl olursa olsun dedi. Onun dönemi lig şampiyonlukları, şampiyonlar liginde çeyrek final ve nice daha yerel kupa. Alınan maliyetli oyuncular, şaşalı transferler. Neden bu kadar mali yük getirdin kulübe diyemiyorum. Çünkü Musleralar, Sneijderler, Drogbalar geldiğinde nasıl havaalanına gidip karşılıyorsam, bunları alırken kulübün borçlandığını daha kötüye gittiğini düşünmüyorsam, bu değirmenin suyu nereden geliyor diye sormuyorsam, kendi açımdan şu oluşan durum için Ünal Aysal’a hiçbir şey demeye hakkım yok. Başarılar varken kimse durumun ne kadar vahim olduğunu anlayamıyor.
Taraftar için (ben de dahil) varsa yoksa transfer ,kazanılan kupalar, Fenerbahçe galibiyetleri… Gerisini başkanlar ve yöneticiler düşünsün.
Dursun Özbek yönetiminin bu mali tabloda hiçbir yükümlülükleri olmadığı kabul ederek yine de eleştirmek istiyorum.
Mali durum bu kadar kötüyken daha sene başında bu durumu açıklayamaz mıydınız? Artık takke düştü kel göründü. Bu kulübün harcayacak parası yok. Bizden yüksek bütçeli transferler beklemeyin. Hatta elimizde hala piyasası olan futbolcuları satacağız. Maliyeti düşük gençlere yatırım yapacağız. Taraftardan istediğimiz 2-3 yıl bize sabretsinler. Bunu Galatasarayın bekası için yapmamız lazım. Bunu söylemek, açıklamak çok mu zordu? İşte o zaman gerçek Galatasaraylılar kimler o zaman görürdük ve inanın bana taraftar bu kadar çok isyan etmez, birşeyleri de beklemek zorunda kalmazdı.
Real Madrid geçmişte tesislerini sattı kulüp borç batağındayken. Sonra düzeldi geri aldı. Borussia Dortmund stadını sattı. Sonra geri aldı. Onlarca kulüp var iflasın eşiğine gelip sonra küllerinden doğan.
Artık kurtuluş reçetesi bellidir. Bu yıl zaten geçti. Bu kadromuzla zaten ligde en kötü 3 oluruz.
Peki ya yukarıda yazdım ya gerçek Galatasaraylılar kimler?
Bu sorgulamayı önce futbolculara yapmak lazım. Muslera, Chedjou, Sabri Hamit, Selçuk, Sneijder, Podolski, Burak, Umut. Bunları neden yazdım. En yüksek rakamları alanlar bunlar. Görelim bakalım, kim Galatasaray’ı seviyor kim parayı. Kimse yabancı parasını indirir mi falan demesin. Eğer bu külübü seviyorsa fedakarlık yapar.
İnanın artık ne şampiyonluklar, ne kupa, ne transferler umurumda bile değil. Bir an önce gönül verdiğim takımın bu durumdan kurtulmasını diliyorum.
Ne olur 2 sene Avrupa’ya gitmezsek. En fazla kariyerli yabancı futbolcu gelmez. En fazla biraz hasret kalırız Avrupa'ya.
Eğer gerçekten bu ceza yöneticilere, futbolculara, taraftara misal olacaksa, artık herşeyin kupa, başarı, transfer olmadığını hepimiz anlayabileceksek buyursun gelsin.
Ne demişler;
BİR MUSİBET BİN NASİHATTEN İYİDİR....