Makale Yaz
Bu haberi yazdır
Cimbom başı dik yürür
 Nis
22
 2012

Günlerden 22 Nisan 2012, futbol tarihine geçecek spor karşılaşmalarından birine daha tanık olduk ülkece, ve belki de dünyaca. Mesleğim gereği dünyanın birçok farklı ülkesinde uzun süreli kalışlarım oldu, şuna dikkat ettim, özellikle çevre ülkelerde ciddi bir Türk futbolu seyircisi ve fanı var. Dünya üzerindeki diğer milyonlarca Türk’ü de düşününce bunun bir dünya olayı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bu çok önemli maç yine beklenenin aksine, beklentiyi de geçtim gözle görülenin aksine bir sonuçla bitti. Heyecanı ile, endişesi ile, öfkesi ve üzüntüsü ile müthiş bir 90 dakikaydı. İşin aslına bakarsanız bu kadar fazla duyguyu ve bu kadar da yoğun bir şekilde birkaç yüz milyon dolarlık bir Hollywood filminde bile yaşayamazsınız. İşte bu yüzden güzel futbol.

Eğrisi ve doğrusu ile 20 yıllık bir futbol izleyicisi olarak, ve de amatör de olsa bir sporcu olarak teknik analizini yapmak istiyorum maçın. Daha sonra sırası ile diğer renkleri de ekleyerek - şans, taraftar, düşünce ve gelecek -  bir resim yapmak istiyorum sizlere.

Teknik Analiz

Oyun genelinde baskılı oynayan ve topa sahip olan taraf Galatasaray oldu. İlk yarıda Alex’in yüksek hızlı işlemcisi ile verdiği ara pasta Emre araya giremeyince ve Semih’te yeteri kadar hızlı reaksiyon veremeyince gol geldi. Bu noktadan sonra GS oyunu daha çok forse etmeye başladı ve 60. dakikada Selcuk’un muthis frikik golu ile beraberlik geldi. Frikik golleri takım değil, bireysel beceri golleridir, bu açıdan baktığımızda bu bir bonus golü idi, ve maç tekrar ortaya geldi. Kalan 30 dakikada galibiyet golünü bulmak için arkada defans güvenliğini azaltan GS topun hakimi ve pozisyon üstünlüğü olan takım olsa da, stoch’un kontra atak golü maçın skorunu belirledi. Ek olarak şunu da belirtmeliyim ki, eğer Alex oyundan çıkmasaydı, son bölümde maçın 3-1 veya 4-1 bitmesi işten bile değildi. Fenerbahçe adına iyi bir defans ve gününde olan bir kaleci vardı. Galatasaray tarafından baktığımız zaman müthiş bir takım mücadelesi (en güçlü yönü) ve etkisiz bir hücum mentalitesi/ekibi vardı diyebiliriz. Malesef futbolda, özellikle de fizik mücadelenin ön plana çıktığı günümüz futbolunda bitirici vuruşlar ve paslar yapabilen oyuncuların önemi daha da iyi anlaşılabiliyor. Genelde sihirbaz veya profösör lakaplı bu tip oyuncular eğer uzun vadede takımın sac ayağı haline getirilmezler ise bu gibi kritik maçlarda skoru belirlemekte ve takımlarına ada katkı sağlamaktadırlar.

Şans

Bir keresinde bir musevi kardeşim bana şans ve başarı ile ilgili olarak şu lafı her zaman hatırlamamız gerektiğini söylemişti. Şöyle demişti: “Başarı = Şans x Çalışma”

Bu denklemde şansın da en az çalışma ve mücadele kadar önemli olduğunu görebiliriz. Ben açıkcası bugünkü maçtan sonra bir Galatasaray’lı olarak değil, bir sporsever olarak sahada sarı kırmızı formalı sporcuların verdikleri mücadeleye hayranlık duydum. Özellikle Hakan Balta’nın Gökhan Gönül gibi mevkisinde ulusal ligin en iyilerinden biri olan bir oyuncu üzerinde kuruduğu egemenlik, Melo’nun asla yılmadan sahanın her yerinde hem akıllı hem güçlü bir şekilde yaptığı müdahaleler, Selçuk’un son dakikiya kadar vazgeçmeyişi ve tabii ki Elmander denen bu Viking adamının verdiği mücadele. Bu mücadele bize çok keyifli dakikalar geçirtti, bunu kabul edelim, fakat bugün şans istemedi diyelim. Yapacak birşey yok.

Taraftar

Benim bugün hala bu ülkeye ve bu çılgın Türk milletine bir inancım var iseydi, bu akşam Galatasaray seyircisi bu umut ışığını güçlendirdi. Özellikle geçen hafta oynanan Beşiktaş maçında yaşananlar çok kötüydü. Malup duruma düşen seyircinin tekbir getirmeleri, kurtlar vadisi melodileri vermeleri ve en sonunda da sahadaki sporculara yönelik girişimler gerçekten medeni toplum düşüncesinin çok uzağında olaylardı. Yine aynı şekilde son Kadıköy deplasmanında antrenörlerimize ve sporcularımıza gönderilen yabancı maddeler, anlaşılamaz ve kabul edilemez nefret oklarıydı adeta.

Beni maçtan sonra her zaman olduğu gibi birkaç Fenerbahçeli arkadaşım aradılar. Bu gibi durumlarda telefon kapatmam, çünkü bu anlarda ancak anlarsınız kimin gerçekten nasıl bir insan olduğunu. Bazıları benimle dalga geçtiler, aslan nasıl terbiye edilirmiş(!) bana onu anlatmaya giriştiler, fazla uzatmadan kibarca kapattım. Fakat bazı arkadaşlarım beni arayıp “üzülme abi” dediler; “iyi oynadınız, şampiyonluk sizin hakkınız” dediler. Bazısı Elmander’den bahsetti, “vay anasını ne biçim adam be abi” dediler. Bu tip adamlara saygı duyarım, ben de onları tebrik ettim.

Fenerbahçe’liler bizim gibi değiller, bu adamlar gerçekten bir din gibi, bir tanrı gibi bu isme inanıyorlar, ben hiçbir zaman kendimi tuttuğum takım üzerinden, kullandığım araba veya giydiğim ayakkabı üzerinden tanımlaya çalışmadım, bu çok kolay olurdu. Ama bu adamlar böyle değiller, belki de bu yüzdendir bu akılalmaz kısmetleri; 5 milyon kişinin aynı anda beyin kitlemesi yaptıklarını bir düşünsenize, her şey mümkün olabilir öyle bir rezonansta, neyse bu paranormal safsataları uzatmayalım.

Fakat Galatasaray’lı farklıdır, o birşeye tapmaz, onun değerleri vardır. Onun başkanı 6-0 yenildikten sonra rakibini alkışlar, bu önce seni şaşırtır ama beyninin bir köşesinde yer eder. Onun teknik adamı 1-0 yenik olsa bile sakatlanan rakip futbolcunun yanına gider, kafasına pat pat yapar, teselli eder. Onun sporcusu paraya, şan-a ve şöhrete bakmaz, der ki: “boşver be, bizi sevenleri üzmeyelim baba!”

Düşünce

Biz kardeşiz. Fenerbahçe’lisi, Musevi’si – Ermeni’si – Kürt’ü, Brezilya’lısı – İsveçli’si – Yunan’ı – İngiliz’i, biz kardeşiz. Bizim gayemiz, peşinden koştuğumuz şey, hep daha iyisi olmalı. Olimpiyatlar başkanı her dört yılda bir meşaleyi yakar ve oyunları şöyle açar: Citius, Altius, Fortius!: daha hızlı, daha yükseğe, daha güçlü!

Bu akşam Fatih hoca ve talebeleri hala alacakları yol çok da olsa, bize bu yolda ilerlediklerini gösterdiler. Bu noktada bize düşen onları alkışlamak, netice olarak ortaya çıkan sonuçta ise şansı düşünerek gülümsemektir, unutmayınız ki bu şans zamanı geldiğinde bizlerin de yanında olacaktır !

Gelecek

Bu akşam şansı gördük, mücadeleyi gördük, heyecanı tattık. Bu akşam iyi insanları, dostları, kardeşliği bir kez daha gördük. Sevinecek birşeyler yine de bulduk. Biz, belki de birçoğumuz, şans eseri Galatasaray’lıyız. Bizim şansımız şanslardan en büyüğü olmuş, bir günlüğüne de bu şans başkalarına gülmüş çok mu?!? Biz değerlerimizi koruyalım, rakiplerimize her ne koşulda olursa olsun saygımızı koruyalım. Biz her zaman daha iyi, daha güzel, daha güçlü ve daha hızlı futbolun peşinde olalım. Biz güzel değerlerimize olan inancımızı hiç bir zaman kaybetmeyelim. Unutmayalım ki işin içinde Galatasaray varsa, güzel günler her zaman yakındır J 

Saygılarımla,

KAYARKONTROL

 





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
  2017
 
Temmuz (1)
  2014
  2012
Son Girilen Makaleler
beawerheart
| 28 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 25 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 24 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 15 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 05 Ağustos 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...