Bundan 3 sene önce güzel bir yaz akşamında Galatasaraylı bir arkadaşımla havadan sudan muhabbet ederken,konu futbola geldiğinde arkadaşım bir anda çok garip bir laf etmişti:

"Allah kesin fenerbahçeli ! "

"Aman abi neler diyorsun öyle,çarpılırsın mazallah" dedim gülerek ve tabi espriyle karışık.Bu işi bu kadar da abartmaya gerek yok dedim haliyle.Alt tarafı futbol işte.

"Hani her konuda espri yapılır da böyle de söylenir mi?" diye de ekledim. Ki ikimizde inançlı insanlarız,böyle hassas şeyler üzerinde dalga geçmeyiz. Kimisi inanır,kimisi inanmaz, biz herkese de saygılıyız. 

Ama ilginçtir ki,arkadaş dalga geçmiyordu,ciddiydi.Yüz ifadesinden,ses tonuna kadar her şeyiyle...Pek anlam veremedim.Sonrasında da konu öyle veya böyle kapandı gitti.

Ve 22 Nisan 2012..3 sene sonra güzel bir bahar akşamı..Maçın adı GS-fb..Maç öncesi yorumlar,tartışmalar,iki takım futbolcularının performansları,form durumları vs. vs.

Sonrasında inanılmaz bir son ve tabelada yazan 1-2 !

Ben ki, 6-0'lık maçın hemen sonrasında bile gülümseyebilen adam; 1-2 biten bir derbi sonrası moralsiz ve üzüntüden bitap düşmüş şekilde olduğum yere resmen yığıldım.Hiçbir yenilgi bana böylesine koymadı.Direk kapadım TV'yi..Ki hiçte huyum değildir.Maç sonu yorumları,pozisyonları mutlaka izlerim.Ama o an sessizlik istedim,hiçbir ses olmasın..Nesini dinleyecektim teknik,taktik yorumların..Hadi her maçı geçtim ama hangi maç analizi açıklardı bu maçı..

Düşündüm sadece..Aklım o 3 sene öncesinde ki yaz akşamına gitti.Espri konusu diye baktığım olay,iyiden iyiye sardı ruhumu..Bir anda daha da derinlere indim.Bu maçtan çok daha fazlasına..Çok daha geneline..

Hayatta herşeyle mücadele edersin,ama şans ile mücadele edebilir misin? Hayır,yapamazsın..Gücün yetmez..

Ama şansdan da öte birşey var..Ya ilahi güç? İşte onun önünde sadece eğilirsin..

Yıllarca hep dedik ya fener şanslı,fener ballı diye..Hayır değil..Onların ki ilahi güç..Bu tamamen belgelendi,onaylandı dün..Bence tabi ! Neden mi?

"Tanrı zar atmaz" diye bir söz vardır,bilirsiniz..Peki fenere gelen bunca "Düşeş"in hesabını kim verecek? Hiç mi gelmez "hep yek", ya da hiç mi "gele" düşmez bu zar..

Kadıköy'de son dakikada Baros'un topu direkten döndü..Şanssızlıkmış! Külahıma anlatsınlar..

Herşeyi bir yana bıraktım,bu kadar suç işleyip bu kadar savunulan kim var şu evrende? 

Bir devlet düşünün,başbakanı fb'li, federasyonları fb için herşeyi yapan..

Hani başka nerde var? Göstersinler göreyim..

Evet,çok düşündüm..Belki de hiç düşünmediğim kadar..Ve 3 sene önce o yaz akşamında söylenen 3 kelime o kadar doğru ki;

"Allah kesin fenerbahçeli ! "

Şunu diyebilirsiniz, e o zaman Barcelonalı olması gerekmez mi? Veya Real Madrid'li? Ya da Manchester United? Bütün kupaları kazananlar bunlar değil mi?

Hayır..Onlar başarılarını kazanırken,ilahi güç bu kadar yanlarında olmadı..Taş çatlasa 1 maç 2 maç..Tırnaklarıyla kazıyarak,çatır çatır oynayarak,dünyada milyonların sempatisini kazanarak yaptılar bu işi..Peki ya fener? Söylesenize kim tanır dünyada feneri, fenerlilerden başka?

Ha Allah her zaman mı fenerin yanında? Her zaman diyemem..Ama GS-fb maçlarında ibre yüzde 51, yüzde 60 veya yüzde 80 değil, yüzde 100 fenerin yanında..

Yoksa bana ligin ilk yarısında ki maçın 10-0 bitmesi gerekirken 3-1 bitmesini kimse açıklayamaz..

Bir başkası da şunu sorabilir: " E kadıköyde 2-0'dan 2-2'ye getirmedik mi? "

Valla maçı 2-0'a getiren gollere bir bakın,sonra da bu maç nasıl oldu da 2-2 bitti diye bir sorun kendinize..Cevap içinizde saklı..O maçın 2-2 bitmesi kimin için lütuf oldu sizce?

Ha 2-2'lerden bahsetmişken,fb'nin son maçta kaçan 2 şampiyonluğunu da unutmayalım.."E hani Allah fenerliydi?" diye sorduğunuzu duyar gibiyim.

Denizli maçında,fener gol atsın diye ekstradan 16 dakikalık bir süre eklenmesi de ilahi güç değilse,muhtemelen doğal afet falandır! O sezonun son maçında ilahlar şampiyonluğu bizim mi almamızı istedi gerçekten? Şüpheliyim..

"Peki ya son hafta TS maçıyla kaybedilen şampiyonluğa ne diyeceksin?" diyenlere de; 

E o sene onları şampiyonluk yarışına sokan maçın Selçuk'un 40 metreden tıngır mıngır gol attığı GS maçı olması yine mi tesadüf? TS maçı içinse belki de o gün Allah'ın ilgilenmesi gereken başka şeyler vardı demekle yetiniyorum..

"Sus bre melun! Nasıl böyle konuşursun? Allah'a nasıl taraf tutuyor dersin? Allah kullarını hiç unutur mu?" diye sert bir çıkış yaparsanız eğer, o zaman da size cevabım; bir yanda Somali,bir yanda ABD ! Veya bir yanda Afrika,diğer yanda Avrupa ! Sanırım anladınız siz..Açıklamaya gerek duymuyorum..Hem günlük hayatımızda bile ıssız yerler için demez miyiz "Allah'ın bile unuttuğu yer" diye..O hesap..

Kıssadan hisse..

Bu satırları yazarken,kimsenin alınmasını veya gücenmesini istemiyorum.Tamamen inançlı biri olarak yazıyorum bunları..Ha inanmayan insanlarda olur,çokta farketmez.Benim herkese saygım var,çünkü bu tür konularda insan fikirleri eleştirilemeyecek kadar hassastır.

Düşünün artık,alt tarafı futbol dediğimiz olayı nerelere bağladım.Hiç alakasız geliyor değil mi? Bomboş bir yazı aslında.Ama belki de Metin Oktay'ın şu sözleridir beni bunları düşünmeye sevkeden:

"Bence Galatasaraylılık,din gibi mezhep gibi yerleşmiş,köklü bir inançtır.Galatasaray'ı işte bunun için tercih eder ve Galatasaraylılığımla her zaman gurur duyarım"

İşte böyle birşeydir,Galatasaraylı olmak...Kendisi bir din,bir mezhep gibi..Sanki farklı bir inanış,farklı bir yolculuk..Bu yüzdendir ki ben bugün "Allah kesin fenerbahçeli" diyebilme cesareti buluyorum kendimde..

"Cefa çekmeden,sefa sürülmezmiş" derler. Ben şahsen bu maçtan sonra resmen acı çektim.Sonuç olarak hala lider olmamıza rağmen.Bu işin sonunda sefasını sürer miyiz bilemiyorum.Ama artık içimi daha da acıtan şey,sadece istatistiklere bakıp, "Ezdik,ezdik yine yenildik" olayına girmemiz.Kimse kusura bakmasın ama artık bana teselli vermiyor bunlar.

"Biz iyi oynuyoruz,kesin her maçı alırız şampiyon oluruz,onlar bu futbolla bir yere gidemez" diyenlerinizin de sesi kulağımı çınlatıyor.

Söylesenize; Allah bile fenerliyse, hangi şampiyonluğun garantisi var ki? 9 puan önde bitirdiğin ligin play-off'unda sana yarım puanı bile çok görüp, puan puana gelsen bile şampiyonluğu rakibinin alacağı bu düzende bana adaletten,güzel futboldan bahsetmeyin.

Bugün Barcelona bile,biraz gününde olmadığı zaman puanlar kaybedebiliyor.Ama ülkemizde ki sarı-lacivert formalı bir takım "kötü futbol oynadı" bile denemeyecek kadar rezalet performans sergilesede maç sonunda gülen taraf oluyor.Ama bu sadece 1 veya 2 maç için değil.Bu olay ezelden beri böyle..

O yüzdendir ki bu saatten sonra,hiçbir GS-fb maçı için hangi kadro,hangi başkan,hangi hoca,hangi form durumu gibi şeyleri ne maç öncesi ne maç sonu değerlendirmem hatta izlemem.Çünkü futbolun yeşil saha dışında,masa başında da oynandığını bildiğimiz halde,ilahlar katında da oynandığını artık net şekilde hissediyorum.

Bir gün gelirde bu ibre Galatasaray'a döner mi?

Belki silah kaçakçısı,örgüt başkanı ve şike kralı bir başkanımız olur veya Volkan,Gökhan Gönül,Mehmet Topuz gibi karaktersiz ve provokeci oyuncular alırsak ve hatta sahaya yabancı madde yağdırıp,90 dakika küfreden,gerekirse sahaya inen bir taraftarımız olursa neden olmasın? Ne de olsa bu hayatta hep kötüler avantajlı değil mi? 

Tabi ki bu işin şakası..Ama unutmayalım her şakada gerçeklik payı da vardır..

Peki maç berabere bitse ben bu yazıyı yazar mıydım? Hayır,yazmazdım.Çünkü beraberlik bile bizi şampiyon yapacak sonuçlardan biriydi.Ama böyle bir futbola rağmen o beraberliği dahi alamadık.Yani evrendeki bütün lütuflar yine fener lehine işledi.Sadece fenerin işine gelecek bir skor çıktı maçtan..Bu da mı tesadüf?

Futbol bu yüzden bu kadar seviliyor diyoruz.Her an sürprize açık bir oyun olmasından..Ancak bu maçın sonucunu "sürpriz" kelimesiyle maalesef bağdaştıramıyorum.Çok sıradan ve çok yavan bir kelime olur çünkü..Ve bu olaya "şans" veya "sürpriz" demek sadece kolaya kaçmak olur.O yüzden artık ben artık işin kolayına kaçmaktan vazgeçiyorum..

Bazılarımızda,oyuncularımızın yeteneksizliğine bağlayacaktır bu işi..Ligin en çok gol atan,en az gol yiyen,en yakın rakibine 9 puan ve 18 averaj fark atmış,düne kadar derbi kaybetmemiş takım,bu maçtan sonra yeteneksiz ilan edilecek.Yukarıdaki istatistikleri göre göre,bu futbolu oynayan takıma "yeteneksizler" sıfatı vurulacak.Sivas ve Ordu'ya karşı attığı golleri görüpte "Oha be Necati" diyenler,bugün "Nerden geldi bu Necati,adam topa vurmayı bile bilmiyor,Baros neden oynamaz?" diyecekler.Evet,her pozisyonda kendini yere atan Baros oynasa kesin 6 tane atardık heee...Hahah, komik! 

(Not: Dün skor 1-1 iken o çok yetenekli Baros oyuna girdi ve maç sonucu 1-2 ! Ayrıca o girdikten sonra tek pozisyona giremememizde cabası !)

Yanlış anlaşılmasın,yukarıdaki notu yazmamın amacı da dünkü yenilgiyi Necati'ye bağlayanlar için..Sadece onların mantığına göre yorum yaptım.Şahsen ben dün için sahada mücadele eden kimseye tek kelime etmem,önlerinde saygıyla eğilirim.

Fatih Terim'in maç sonunda dediği gibi; "Kimseye kızamıyorum,kendime kızayım bari" demesi o kadar anlamlı ki..O bile Ziegler'in golünden sonra kafasını gökyüzüne çevirdi: "Allah'ım ne günah işledik?" der gibi.Adım gibi eminim ki; yukarıda yazdığım düşünceler onun bile aklından geçti.

Kaç yıl yaşarım bilmiyorum ama ömrü hayatımda 1 kez olsun bir fb maçında rezil rüsva top oynayıp,rakip kaleye gitmeden maç kazanırsak işte o zaman yanılmışım diyeceğim. Ama o gün gelene kadar arkadaşımın söylediği o 3 kelimenin her harfine sonuna kadar katılıyor olacağım.

Maç sırasında kalp krizi geçirerek hayata veda eden sevgili renktaşlarımız Fatih Çalışkan'a ve Vedat Gerekemen'e de Allah'tan rahmet diliyorum.Hayatta kimin neyi hakettiğini söylemek bize düşmez belki ama en azından o kardeşlerimiz bu yenilgiyi görmeyi haketmedi,hele de bu maç yüzünden ölmeyi hiç haketmedi,sadece bunu söyleyebiliyorum.

Ama LigTV para kazanıyorsa sorun yok.Ölen ölsün,kalan sağlar müşterindir öyle değil mi LigTV? Öyle değil mi Şansal?

Herşey bir yana bu yazıyı okuyacak olan arkadaşlardan ricam bu yazıyı lütfen ciddiye almasınlar.Amaç sadece olaya farklı bir bakış açısı..Belki biraz anlık düşünceler ve birazda kara mizah,hepsi bu,fazlası değil..

Tüm GALATASARAYLILARA sevgilerimle...