17
2012
Mesut Bakkal'a maçtan önce "Size 1 puan vereceğiz,hiç boşa İstanbul'a gelip zahmet etmeyin" deseler eminim balıklama atlardı ama dün rüyasında bile zor göreceği sonucu çatır çatır aldılar Arena'dan.
Dün,sezon başından beri kapanan takımlara çare bulunamayan,herkesin çözdüğü 4-4-2 sistemi iflas etti.. Futbolcular mental anlamda iflas etti..Savunma iflas etti..Hücum sistemi iflas etti..Pas oyunu iflas etti.. En önemlisi de Melo,Hakan Balta,Cris gibi oyuncular muhtemelen bu takımda bir daha yer alamayacak şekilde iflas ettiler..
Ve aslına bakarsanız, her şerde hayır aramak gibi bir niyetim olmasa da; bu iflas belki de bu takımın sezonu kurtarmasını sağlayacak.Çünkü iflasınızı 34.haftanın sonunda verirseniz bunun size bir faydası olmaz ancak elinizde böyle bir kadro kalitesi varken 12.hafta da futbol olarak dibi görmüşseniz,artık bundan daha kötü olamazsınız demektir.Bundan böyle gram gram da olsa iyileşme şansımız var, ama bundan daha feci bişeyin olma şansı benim düşüncemde sıfır..
Dünkü maçın ilk 11'i çok anormal bir 11'miydi? Ha tabii ki Yekta ve Riera form durumları gereği oynamayı hak eden oyuncular ama çıkan 11'de kağıt üzerinde gayet mantıklı bir 11 gibi görünüyordu.Bu ilk 11 çıkıp Karabük'e 5 tane atsa kim şaşırır? Ama işte eleştiriye başlayacaksak bu maçın ilk yarım saatinden sonra başlamak gerekir diye düşünüyorum.Yani ben bu adamları niye ilk 11'de oynattın diye değil,neden zamanında değiştirmedin diye eleştiririm.Tamam Melo'yu kazanmak isteyebilirsiniz,Hakan'ı da tekrardan küllerinden yaratma niyetinde olabilirsiniz ancak olmuyorsa olmuyordur,artık orada birşeylerin değişmesi gerektiği açıktır.
Tabii ki defans hattına söylenecek hiçbir söz yok orası tam bir felaketti ama sizin asıl probleminiz oyunu kontrol altına alamamaksa,önce oyunun kalbine müdahele etmeniz gerekmez mi? Hani defansta çok kötüydük ama orta saha ve hücumda harikalar mı yarattık? Hiçte değil...
Normalde sadece Melo-Yekta değişikliği ile merkezi derli toplu hale getirip kontrolü ele almak mümkün gözükürken, yapılan değişiklikler sonucu orta sahada tamamen Kaos futboluna döndük.Selçuk bu sezon sıkça yaşadığı "Maç içinde 3 farklı partnerle oynama" olayını bir kez daha yaşadı.Sonucunda Lua Lua heralde futbol kariyerinde ki patlamayı yaşadı.Orta saha ve savunmada karşısına kim gelse hallaç pamuğu gibi attı.
Kısaca hocadan futbolcusuna gelen hatalar zinciri sonucu 12 lig maçında 14.puan kaybını yaşadık. İlginçtir ki zorlu fikstürün çoğunu atlatıp puan farkını tavan yapabileceğimiz Mersin-Karabük-Elazığ-Antep 4'lüsünden oluşan tabiri caizse "kebap" fikstür adeta bize daha şimdiden zehir oldu.İşte bu yüzdendir ki bunun adı İflas'tır.
Bu sezon en az 5 kez,liderliği kaybetme korkusunu yaşadığımız haftalar geçirdik ama ilahi güçlerin mucizevi yardımıyla o koltuktan hiç inmedik.Eğer bu hafta da bu olursa bence bizim takım hakikaten okunup üflenmiştir diyeceğim.Çok net! Kimse şuna itiraz edemez ki şu ana kadar çekirge misali şanslı bir sezon geçiriyoruz.Bu sadece lig için değil şampiyonlar ligi için de geçerli..Ve bu derece şanslı olmak bir çok gerçeğin üzerini örttü.Belki de bu yüzden 12.hafta sonunda futbol olarak "İFLAS ETMEK" bizi hayata döndürecek.
Bu yazıyı yazmak için maç sonu GS TV'de Fatih Terim Özel programının bitmesini bekledim.Ama program öyle bir formatta ilerledi ki; sanırsınız Fatih Terim belgeseli yapıyorlar.Hocanın İtalya'da ki yaşamı, 96-2000 arasında ki zaferler, Milli Takım ile ilgili yorumlar, alt yapılar vs. vs... Hani yüzdeye vuracak olursam programın yüzde 95'i Fatih Terim'e, yüzde 5'i de Galatasaray Futbol takımına ayrılmıştı.
Fatih Terim de program boyunca "Ben taraftarlarımızın sorularına cevap vermek istiyorum" dese de özellikle Ali Kırca sanki Siyaset Meydanı programı yaparmışçasına bir dolu toplumsal yaralarımıza ilişkin sorular yöneltti.
Bunun da ötesinde twitter üzerinden #FatihTerimeSorun hashtag'i ile sorular sorulabileceği söylendi ve yaklaşık 4 saate yakın süren program boyunca toplasanız 10 tane soru bile okunmadı.Okunan soruların bazılarını ise kalıbımı basarım kendileri uydurdular.
Sorarım size; hangi taraftar 2 saat önce bir lig maçı kaybetmişken ve takım böylesine dengesiz bir gidişat sergiliyorken, gidipte hocaya Kakha Kaladze ziyaretiyle ilgili soru sorar? Ve bizzat arkadaşımla beraber programı izlerken gönderdiğimiz sorulardan bazılarını da sizlerle paylaşmak isterim..
Soru 1: Hasan Şaş ve Ümit Davala'nın takıma abilik yapmaktan ziyade,teknik-taktik açıdan size veya takıma faydası var mı?
Soru 2: Eboue'nin bu sezon geçtiğimiz sezona nazaran kötü olmasının sebebi Hamit ile uyumsuzluğu olabilir mi?
Soru 3: Furkan transferinin sebebi nedir? Gelecekte takıma monte etmeyi düşünüyor musunuz? Bu takıma faydalı olacağına inancınız nedir?
Soru 4: Bu sezon bir türlü kadro istikrarını yakalayamama sebebimiz nedir?Neden 2-3 maç üst üste aynı 11'i göremiyoruz?
Soru 5: Bu kadar yoğun fikstürde bile Ceyhun,Çağlar,Gökhan,Furkan gibi oyunculardan faydalanmıyorsak bu takımın bünyesinde olma sebepleri nedir?
Soru 6: Lider olmamıza rağmen 12 maçta 14 puan kaybı yapmak sizce başarısız bir tablo değil midir?
Soru 7: Geçen sezon transfer ettiğimiz Okan Derici sezon öncesi kamp kadrosuna alınmayacak kadar mı kötüydü?Neden kendisini A Takım kadrosunda göremiyoruz?
İrili ufaklı 7 adet soru gönderdik programa..Eminim bir çoğunun veya bazılarının cevaplarını sizlerde merak ediyorsunuzdur.Ama bizim bu sorularımız okunmasa bile bu soruların yanından dahi geçmeyen 8-10 tane kıytırık soru okundu programda? Sadece "Galatasaray'ın Scout ekibi var mı?" sorusu bana mantıklı gelen soruydu.Tabi ki transfer konusu gibi konularda da konuşuldu ama ben takımın şu an ki durumuyla ilgili bir program olacağını düşünürken,meğersem Fatih Hoca'yı saygıyla anma programı düzenlemişler.Ki çoğu yerde de Fatih Hoca'nın konferansını ve sosyal mesajlarını dinledik.Hele de o Hasan Cemal'i hangi akla hizmet oraya koymuşlar anlamak mümkün değil.Adam ağzını her açtığında cümleyi tamamlaması 10 dakikasını aldı.Ki zaten programın son 1 saatinde de neredeyse orda uyuyakalacaktı.
Daha 2 saat önce akıl almaz bir yenilgi almışken,ben ve benim gibi basit düşünen taraftarların merakını ve endişesini giderecek hiçbir soru benim gözümde cevap bulmadı.Daha doğrusu o tarz sorular hiç sorulmadı.Az önce de dediğim gibi belki de sadece programın yüzde 5'ini Galatasaray'ın şu an ki durumuna ayırdılar.Ki onda da bazı yerlerde Manchester ile Old Trafford'da yaptığımız maçtaki pozisyonları yorumlayarak geçirdiler,inanamadım.
Daha da söyleyecek çok şey var ama heralde burada kesmek en iyisi.Bizi diğer kulüplerden ayıran şeyin "Kralcı zihniyetimizin olmaması" diyerek övündüğümüz bir ortamda GS TV'nin bu derece eyyam yapması beni hayal kırıklığına uğrattı.Fatih Hoca'yı 1 gram zorlayacak o aykırı sorulardan sorulmaması bir yana, alt yazılarda sadece "Hocam sen bizim canımızsın" tarzı övgü dolu yazılara yer verilmesi ve taraftarın sorularına hiç yer verilmemesi GS TV'yi benim gözümde bitirmiştir.
Sevgiler...