14
2012
Tetikçi Fener Medya'sından inciler devam ediyor. "İsmi lazım değil" demeyeceğim, ismi lazım bir gazete; Hürriyet. Spor sayfası bildiğiniz üzere fanatik Fenerbahçeli ve şike davasında ifadesi de alınmış olan, vukuatlı bir zat Ercan Saatçi. Galatasaray'ın geçen seneden bu yana başarısı ve form grafiği giderek yükselirken, bugün bakıyoruz ki Hürriyet gazetesinin internette yer alan spor sayfasında bir nevi "Süper Kupa Rövanşı" alınıyor. Haberlere bakalım mı beraber:*"Futbol Disiplin Talimatı'nın 85'inci ve 51'inci maddeleri, TFF Süper Kupa törenine katılan Engin Baytar'ın başını ağrıtabilir."Cevap: Dünyanın hiç bir yerinde böyle bir uygulama yok. UEFA finalinde kırmızı kart gören Hagi'yi kupa töreninde izledi bu gözler. Dünya kupası finalinde Zidane kırmızı kart gördü diye kupa töreninden mahrum mu oldu ? Hangi kupa finalinde kırmızı kart gören futbolcu töreni soyunma odasında ya da evinde izledi ki bugüne kadar? Bu tamamen Galatasaray taraftarının midesine kılçık atmak, ortalığı bulandırmak için hazırlanan ve düğmesinde Kadıköy'den basılmış bir haber. Ne gerek var buna? Çok mu geldi Galatasaray'ın kupa kazanması?*"Süper Lig'in unvanları Fenerbahçe'de.Süper Lig'in son 5 sezonunda “3 Büyükler” arasında yapılan değerlendirmede Fenerbahçe rakiplerine fark atarak birinci sırada yer aldı."Cevap: Amaçsız yersiz düzenlenmiş bir haber maksat belli. Galatasaray kupa sayısını 46'ya çıkarıp fark attı ya birilerine, rövanş alınıyor işte. Aziz fısıldıyor telefonda tetikçilerine "Şunu şunu yazın taraftarımız uyanmasın, rüyaya devam" şeklinde. Lig tarihinin en başarılı takımının Galatasaray olduğu gerek kupa sayısı gerekse Avrupa'da gelinen noktalar itibariyle Galatasaray iken nedir bu haberin amacı? Amaç belli...*"Spor Toto 2. Lig Kırmızı Grup takımlarından Bandırmaspor, Fenerbahçe'den Recep Berk Elitez'i bir yıllığına kiraladı." Cevap: Fenerbahçe'nin kendi resmi sitesinde bile zor bulacağımız bir haber, futbol sayfasında manşette :) Büyük transfer haberi bravo. *Fenerbahçe'nin her başarılı sonucunda ağzı sulanarak yorumlar yazan Ateş Bakan, bitmiş olimpiyatların değerlendirmesini yapıyor.Cevap: Bu Ateş Bakan kimin nesidir bilemem ama Fenerbahçe için özel köşe yazarı olduğu kesin :)*Ercan Saatçi'den: Maçın adamları; Kuyt - Umut Bulut - Hasan Ali KaldırımCevap: Gülmemek için zor tutuyorum kendimi açıkçası :) Dany ve Selçuk'un oynadığı futbolu görmemiş galiba ya da görmek işine gelmemiş zavallı'nın :)*"Engin Baytar'ın Çocukluğuna İnmek Lazım!"Cevap: Hah gün doğdu size değil mi? Artık günlerce haftalarca yazı yazın Engin Baytar'ın futbol hayatı bitene kadar.1. Cüneyt Çakır haksız yere direk kırmızı kart göstermiştir. Sebebi her ne olursa olsun, o kadar tartışmalı bir golün ardından itiraz eden futbolculara karşı hakem daha müsamalı olmalıdır. Çünkü Kuyt'un golü tamamen tartışmalı. Baroni topu neresiyle kontrol etti belli değil. Muslera'nın önünde Egemen 2.80 yerde sereserpe yatıyor. Adam sakatlanmış. Oyun durmuyor. Galatasaray defansının da kalecisinin de yerde yatan Egemen yüzünden rahat hareket etmesi mümkün değil. Golden sonra bile kalkamıyor adam. Bu gole itiraz etmeyecek de hangi gole itiraz edecek futbolcular. O noktada, ilk yarıda Kuyt'un cinsel organını cimciklediği Engin'e "yürü hadi" der gibilerinden tavır yapan Cüneyt Çakır'ın daha mantıklı karar vermesi gerekirdi.2.Yahu ben mi körüm, yalan yanlış şeyler görüyorum yoksa Mehmet Topuz torpilli falan mı kimse cüneyt Çakır'a omuz attığını görmüyor. Cüneyt Çakır itiraz eden Engin'e direk kırmızı kart verirken Mehmet Topuz'un attığı omuzla 3-4 adım öteye uçmasına sadece sarı kartla cevap verebildi. Mehmet Topuz'a sarı değil kırmızı kart gelseydi onun da çocukluğuna inecek miydi bu gazete acaba?Şimdi siz bana diyeceksiniz ki, madem bu gazete böyle, sen de okuma kardeşim diye. Valla arkadaşlar açıkçası özellikle Galatasaray'ın başarılarından sonra bu gazeteyi özellikle takip etmenizi tavsiye ederim. Fenerbahçe tetikçiliği görevini harfiyen yerine getiren bu adamların bizim başarılarımıza karşı ne kadar aciz ne kadar zor durumda kalıp, çocuksu bir psikolojiyle neler yazdıklarına inanamazsınız. Kelimenin tek anlamıyla cenaze evinde teselli çığlığı bunların haberleri başka bir şey değil. :)