Bu sezon Beko Basketbol Ligi'ne adeta yıldız yağıyor. Avrupa'daki krizin bize olumlu yansımaları büyük oranda. Ancak artık takımlarımızın daha akıllı hamleler yaptığını da görüyoruz. Çünkü transfer planlarken takım mühendisliği çok önemli.MESELA Galatasarayımız pota altına Milan Macvan ve Boniface N'Dong transferleri ile sadece iki iyi oyuncu almakla kalmadı, aynı zamanda birbirini iyi tamamlayan, takıma bireysel olarak değil uzun ikilisi olarak birbirinin verimini artıran iki ismi aldı.

Macvan üç sayı tehdidi olan hareketli bir uzun. Ancak çok yer kaplamıyor, pota altı savunmasında bazı eksikleri var. N'Dong ise 2.25'lik kol açıklığı ve zamanlama bilgisiyle boyalı alanı 'geçilmez alan' ilan eden ama hücumda sınırlı bir isim. Yan yana olduklarında birbirlerinin eksiklerini kapatmaları zaten bireysel olarak yüksek olan değerlerini de artırıyor. Domercant ve diğer sert dış oyuncular da düşünülünce G.Saray fizik olarak kuvvetli, birbirini iyi tamamlayan bir kadronun temellerini atmış durumda.

Transferleri tek tek değerlendirecek olursak:

JAMONT GORDON:

BAZI açılardan 'T'si olmayan Gordon'a çok benziyor Jamont Gordon. 1 numara da oynayabilen bir dış oyuncu. Yetenekleri ve Avrupa tecrübesi üst düzey ama doğru ortam ve doğru havayı arıyor. Üst düzey skorer değil fakat Jamon Gordon da geldiğinde aynı durumdaydı ve yeterli skoru buldu. Çok yüksek tempoları fazla sevmiyor. Ama Ergin Ataman eldeki kadroyla çok yüksek tempoda oynamayacak muhtemelen. Artık Avrupa basketbolunda tek gardlı sistemler demode oldu. Gordon gibi 1 numara özellikleri taşıyan dış oyuncular, oyun kuruculuk rolünü paylaşmak için şart.

Atletizmiyle, barındırdığı yüksek skor tehdidiyle ve çok iyi bir savunmacı oluşuyla, sakatlık ve buna benzer bir durum yaşamadığı sürece, Galatasaray taraftarlarını kendisine hayran bırakacağını düşünüyorum Jamont Gordon'un. Hatta, eğer yeteri kadar süreyi sarı-kırmızılılarda geçirirse, kulüp tarihinde kendine çok özel bir yer dahi edinebilir.

Geçen yıl Cska'da 1 numara için Teodosic'i, 2 numarayı için de Siskauskas'ı, Alexey Shved'le birlikte yedekliyordu. oldukça iyi süreler alıyordu ve avrupa tarihinin gördüğü bu en güçlü kadronun saygın oyuncularından biriydi. Shved NBA'e gitti, Gordon'un da yolu İstanbul'a düştü.

Ergin ataman, bu yıl yine iyi bir kadro kuracak galiba. Takımın, Fenerbahçe Ülker'de çeşitli sebebeplerle, hak ettiği süreleri alamayan Engin atsür'ü de kaptığı düşünülürse, oyun kurucu mevkiinde, geçen yıla oranla, çıtayı bir basamak yukarı taşıdığı rahatlıkla söylenebilir.

HENRY DOMERCANT:

Galatasarayımıza transferi FİBALIK olmuştur. Temiz kağıdı alınması gerekiyor o bürokratik işlem tamamlanınca transfer gerçekleşecek.

Domercant transferi futbolda yaşanan Amrabat olayına benziyor. Unics Kazan'ın bir Süleyman hurma'sı var. Domercant ben anlaştım gidicem diyor, Unics yok bırakmam diyor. Fiba bu tip durumlarda basketbolcunun tercihi yönünde karar veriyor.

Domercant'ın sözleşmesinde; 150 bin usd getirirse Euroleague takımına gider maddesi var. Galatasaray bunu kullanmak istiyor. Unics de olmaz diyor. Oyuncu ben anlaştım gidiyorum dese bile sözleşmeye aykırı olarak Unics itirazda bulunuyor. Galatasaray 150 bini verir alırım diyor ve konu için Fiba kararı bekleniyor.

Fakat Murat Özyer ve Ergin Ataman'ın konuşmalarına ve değerlendirmelerine bakacak olursak Fiba'daki durum lehimize gidiyor. kendisi kısa bir süre içinde Galatasaray'ımıza imza atabilir.

DAVİD HAWKİNS:

Parkede kendisiyle beraber saha içinde görünmez 3 tane daha hawkins varmış gibi oynuyor. Yani bir tane görünür olan hawkins, random gezen diğer 3 görünmezden topa en yakın olanın içinde birden ete kemiğe bürünüyor ve pas arası yapıyor, adamı yakalıyor, perdeye giriyor, asist yapıyor, hücum faul aldırıyor vs..

Yani 30 küsür dakka oyunda kalıp, toplam 6-7 kişilik rotasyonla dinlenip aynı zamanda böyle bir mücadele ortaya koymanın mantıklı bir açıklamasını kimse yapamaz!

MİLAN MACVAN:

Galatasarayımızın Boniface N'dong ile birlikte gerçekleştirdiği en önemli transfer. Ritmini bulduğu zaman tek başına rakibi yıpratıp hem savunma hem hücum desteğiyle oyunu domine edebilen bir oyuncu. Sezona nasıl başlarsa öyle devam ediyor, Macvan için istikrar çok önemli. Taraftarla birlikte coşan sporculardan birisi.

Kariyeri içinde Türkiye ve Galatasaray bir patlama noktası olabilir. Çok istekli geldiğini düşünüyorum. Lig için fazlasıyla etkili olacaktır. Pota altına, boyalı bölgeye Boniface'le birlikte çekecekleri set, rakipler için etten duvar olacaktır.

Söylediğim gibi önemli bir transfer önemli bir oyuncu. Basketbolda rekabetin çıtası çok yükseldi artık. Euroleague seviyesinin altında yabancı transferi gerçekleştirmek sezon başlamadan yarıştan kopmak anlamına geliyor. Macvan bu ihtiyaçları karşılayabilecek kapasitede.

BONİFACE N'DONG:

Çok fazla bişey söylemeye gerek yok,Gücümüze güç katmaya, formamızda ter olmaya geliyor.

GELECEK SEZON ÇOK PİS SERTLEŞECEĞİZ SAVUNMADA!!!

ENGİN ATSÜR:

Geçen sezon koç tarafından "dışarı çık" diye bench'ten gönderilmesine rağmen o takımını yalnız bırakıp soyunma odasına gitmedi, dipteki sandalyede oturup bekledi.. Ve son saniyede maçı getirerek karakterini ispatladı..

Geçen yıl istenmeyen adamdı Fenerbahce Ülkerde, bu yıl takımımızın rotasyonununa önemli bir güç katacaktır.

CENK AKYOL:

Bu adam 5 dk oyuna alınıyor iki üçlük iki top çalma iki-üç rebound gibi istatistikler yakalıyor sonra oyundan çıkarılıyor milli takım ve kulüp antrenörlerince. Sonra bir daha oyuna almak yok. Geçen yazki avrupa şampiyonasından beri durum böyledir. Ne Orhun, ne Ufuk, ne de Zouros bu geleneği değiştirmediler bu sezon. Kendisine verilen süreleri çok iyi değerlendirmiş, Doğuş Balbay'la beraber daha uzun süre almayı sonuna kadar haketmiştir!

MUTLAKA KATKI SAĞLAYACAKTIR!

ERSİN DAĞLI:

Pek dikkat çekmiyor ama hani böyle takımın emekçisi derler ya. Aynı öyle bir adam. Büyük iş yapıyor aslında takımda. Gizli kahramanlardan.

Bonsu'nun spektakülerliği yüzünden biraz hak ettiği övgüyü alamadı gibime geliyor. Hâlbuki, şampiyonluğun başkahramanlarındandı geçen sezon...

SON OLARAK: BU SEZON TAKIMA DAHA FAZLA DESTEK VERMEMEMİZİ VE HAK ETTİĞİMİZ PLATFORM OLAN EUROLEGUE YENİDEN KATILMAK ÜMİDİYLE.

AZ BİRAZ DA MİLLİ TAKIMI KONUŞALIM:

Bugüne kadar en başarılı dönemlerinde dahi Milli Takım hazırlık maçlarında iyi sonuçlar alamamıştı.. Ancak geçmişte yaptıklarına güvendiğimiz oyuncular vardı.. Hidayet gibi, Ersan gibi, Kerem Tunçeri gibi, Ömer Onan gibi..

Avrupa Şampiyonası elemeleri öncesinde de ışık vermeyen bir Milli Takım izledik.. Ne var ki bu defa, "Nasıl olsa hedef maçlarda farklı oynarlar" diyeceğimiz bir kadro yok..

Milli takımın skoreri Semih Erden ise, gerisini siz düşünün.. En büyük risk ise sakatlanmaya çok meyilli Semih Erden'in böyle bir durumla karşılaşması halinde, rakibin uzunları ile kimin mücadele edeceği.. Kaldı ki Almanya'daki Polonya maçında Marcin Gortat canımıza okudu..

Uzun pozisyonunda faul problemine girebilecek Furkan Aldemir.. Zaman zaman 3 numara bile oynayan Kerem Gönlüm.. Kendini aşan ama henüz resmi maçlarda izlemediğimiz İlkan Karaman.. Burada büyük sorun yaşayabiliriz..

Milli Takımda herkes varken dahi sayı bulmakta zorlanırken, bu takım kimle sayı atacak? O da soru işareti..

En büyük kozumuz savunmamız olabilirdi.. Finlandiya'dan neredeyse 100 sayı yiyerek, onu da bir kenara bıraktık..

Rakipler İtalya, Çek Cumhuriyeti, Belarus ve Portekiz.. İlk ikiye girmek lazım.. Bu kadro giremez mi? Girebilir.. Mutlaka girer mi? Bilemeyiz..

Gereksiz bir risk.. Gençlerin omuzuna bu kadar ağır sorumluluk yüklemek de hoş değil..

Eğer Bizim yaşadığımız tereddüdü, Milli Takım yetkilileri de yaşıyorsa, alacakları kararı geri adım atmak olduğu gibi bir onur sorunu yapmadan önlemlerini alsınlar..

Ömer Aşık'la Ersan İlyasova'yı mı ikna ederler? Tunçeri'yi mi alırlar? Bilemeyiz..

Ama biz bu enayi grupta macera yaşamak istemiyoruz.. Net bir şekilde gruptan çıkmak istiyoruz..

İlgililere duyurulur..