Banvit yenilgisi ile başlayalım:

Öncelikle bir formsuzluk dönemi içindeyiz. Sakatlarımızın sayısı fazla.. Üst üste zorlu maçlar oynuyoruz. Bir sonraki hafta Hacettepe maçında bazı oyuncularımızın dinlenme fırsatı bulabileceğini düşünüyorum. Ondan sonra hep birlikte Unics maçına konsantre olmalıyız.. Gruba iyi başlamak açısından çok önemli bir maç ve artık sene başından beri istenen seviyeye getiremediğimiz tribünleri doldurmak bize düşüyor.. Sene başında ayrıca belirtmiştik önemli maçlar kazandığımızda kendimizi şampiyon ilan etmek için erken diye. Şimdi de aynı durum geçerli. Sadece hedef maçları kaybettik o kadar. Sezonun 2.yarısında fikstür avantajı elimizde olacak. Fenerbahçe,Karşıyaka, Efes ve Banvit gibi ciddi rakiplerle iç sahada oynayacağız.. Yelkenleri suya indirmek için henüz çok erken.. Sene başından beri İpekçi'ye yolları düşmemiş, tabiri caizse maç seçenlere çok kafayı takmamak gerek. Onların amacı Ergin Ataman üzerinden Galatasaray'ı yıpratmaya çalışmak. Ergin Ataman'a ve takıma inancımız tam.. O yüzden desteği bırakmak yok!

Şimdi maç haricinde değinmek istediğim iki konu var:Furkan ALDEMİR VE MİLAN MACVAN.

Furkan ile başlayalım:

Öncelikle kendisini Öz kardesim gibi sevip ayrI tutuyorum takımda...

Ama furkan gercekten ona olan gÜvenimi boşa çıkarıyor ve kalbimi kırıyor. Kendisinin dogal olan bir rebound yetenegi var. Bu bize geldiginde de vardı ve gecen sezon bunu cok iyi kullandik. Gecen sezon adeta yırtındık Furkan pota altında aldigi topları bitirsin diye...olmadı...

Kolayca basket faul yapabilecegi bir çok topu tamamlayamadi. ama en azından serbest atıs yüzdesi kabul edilebilir bir düzeydeydi. Bu sezon bakıyorum ve gecen sezonki furkanı bile mumla arıyorum.

Biz onu orta mesafe şutu, biraz sırtı dönük oyun katsa repertuarına diye beklerken o serbest atış yüzdesini bile bozdu.

Açıkcası bu kadar güvendiğimiz dağlara kar yağınca insan üzülmeden edemiyor. Okumuyordur burayı heralde ama senden cok sey bekliyoruz Furkan, Seni sevenleri Üzme!

Diğer konu MİLAN MACVAN:

Aslında dürüst olmak gerekirse ben kendisini sezon başında en sürpriz transferimiz olarak nitelendiriyordum. 

Çok çok çok büyük oyuncu, karakteri, oyunu, hırsı, azmi, hepsi en üst seviyede. "tam sahada ki biz" adamı, attığı önemli basketlerden sonra elini göğsüne vura vura sevinmesi, takım arkadaşları yine aynı şekilde basket attığında çıldırması, iyi bir savunmanın ardından gaza gelmesi, iki elini yumruk yapıp kükremesi...

Zaten ribauntlarını, dışardan içerden attığı sayıları hiç söylemiyorum. Macvan daha da büyüyecek, o büyüdükçe taraftar onun ismini ezberleyecek ve taraftar onun için bağırdıkça daha da coşacak, Afedersiniz ama hayvanlar gibi basketbol oynayacak!.

Ona güveniyorum. Playoff ve Avrupadaki kritik maclarda -ozellikle takıma gerekli transferler eklendikten sonra- kendisi sahaya daha buyuk karakter ve konsantrasyon koyacak!

Son olarak da Carlos Arroyo transferini değerlendirelim:

Daha resmiyet kazanmadı ama hayırlı olur inşallah takımımız için. formamızı giyecek, başarılı olmasını istemekten başka yapacağımız bir şey olamaz lakin bu transferle beraber içimde bir huzursuzluk var.

Resmen geçen yılın 3 kupalı beşiktaş takımını taşıdık bu sene, ki o beşiktaş hocasına, takımına bu sitede neler yazıldığını çok iyi hatırlıyorum. o laflardan sonra o takımı bize taşımak, biraz garip.

Diğer nokta da, bu oyunculardan sonra ister istemez bir karşılaştırma olacak, aynı oyuncular beşiktaş'ta bunları bunları başardı, bakın galatasaray'da olmadı, demek ki parayla olmuyormuş vs. geyikleri dönecek, sinirimiz bozulacak bir başarısızlık halinde. sporda böyle düz mantık hesaplamaların yeri yok, ama bunlar yaşanacak, bunları yapanlar olacak.

Umarım alınacak kupalarla önüne geçeriz, Ve arroyo da bunların mimarlarından olur..