Yukarıdaki fotoğrafta da açıkça görüldüğü üzere En kritik anda rakip oyuncu çembere dokunmasına rağmen iptal edilmeyen Bir basket var. Hakem müsvettesinin gözünün önünde..

Buna rağmen yine Görüntülere bakıp hatalı kararda ısrar etmek ise eyyamdan başka birşey değildir!

maçın teknik analizine gelince:

Takımı tebrik ediyorum öncelikle, sakatlar, eksikler, takımın problemleri malum. bunlara bir de dar rotasyonda oynamaktan doğan yorgunluk da eklenince maç sonu iyi gitmedi bizim için. en büyük iki silahımız gordon ve arroyo çok durgunlardı sayı katkısı bakımından. sayı yükünü de markoishvili ve engin gibi sürpriz isimlerle sırtlayabildik, onların dışında pota altında boniface, furkan, ersin her zamanki gibilerdi, cenk, ender ve macvan ise rezil durumdalardı, zaten macvan fazla da süre almadı öyle olunca. her şeye rağmen galibiyet gelebilirdi ama kritik anda kaçan 4 serbest atış bizi bitirdi..

Hakemlerin yardımını es geçiyorum zaten , kim ne derse desin, üstünlük bizde derbilerde, onlar da farkında bunun, bu kadar bilenmelerinin, hırs gösterilerinin sebebi de bu. artık her branşta yükselen bir galatasaray var karşılarında, ve bu yıl galibiyetlerimiz de oldu onlara karşı çokça. hakemlerin iki kritik hatasıyla nefes aldılar. Son hücumlarında potaya müdahale zaten malum. benim anlamadığım gordon'un atılması oldu. eyvallah dirsek var, atılması da doğru, ama bir önceki pozisyonda sato'nun çenesi kanarken yaptığı itiraza teknik faul çalmıyorsun, sözüm ona acı esnasında yaptığı için anlayışla karşılanmış. burada da empati yap madem, durup dururken mi attı gordon dirseği, andersen'in topu alma hakkı yok oyuncudan, hakem mi o? karşılıklı teknik faul çal bari, ben anlamadım bu olayı, atış ve yandan başlama verdiler fenere, andersen suçsuzmuş gibi devam etti.

SONUCUNDA DA HAK ETMEDİĞİMİZ BİR MAĞLUBİYET:

ÖZETLE BİRİLERİ YİNE HAKEMLERE BAĞLAMIŞ BEL, STEPS YAPMADAN OYNA TURGAY DEMİREL!!!

Maç bitti eyvallah benim değinmek istediğim iki konu daha var:

1-ENDER ARSLAN:

Fatih terim edasıyla sormak lazım kendisine 'hangisini atacan olum, bi söyle de biz de bilelim'...

Olayı ne bu adamın anlamıyorum, ciddi anlamda da göze batıyor artık, sen yılların milli oyuncususun, boş turnike kaçırıyorsun, en kritik anda serbest atış kaçırıyorsun, şu anda avrupa'da bizim ve bizim üstümüz seviyede her ülkenin oyun kurucuları çok üst düzey, hepsi yaratıcı, zor anlarda maçı sırtlayan ve ülkelerinin en iyi basketbolcuları oluyorlar genelde. bir tek bizde yok, ender gibi adamlara kalıyoruz çünkü. yazıklar olsun..

2-ENGİN ATSÜR:

Maçı kaybettik ama onu kazandık galiba... lazımsın engin bu takıma biraz daha gayret be!

 

ŞİMDİ BU MAÇIN HARİCİNDE DEĞİNMEK İSTEDİĞİM BİR KONU DA BASKETBOL ŞUBESİNDE ÜST ÜSTE YAŞANAN PROBLEMLER BAŞTA WHALEN OLAYI OLMAK ÜZERE!

 

Herhalde şunu belirtebiliriz ki, basketbol şubemizde büyük bir başıboşluk var. Ünal Aysal'ın başkan seçilmeden önceki en büyük hedeflerinden biri, her alanda kurumsal bir yapı oluşturmaktı. Bunu futbolda yakaladığını hemen hemen söyleyebiliriz.

Basketbolda ise en büyük güvencesi ise önceki dönemlerde oldukça başarılı olan Hakan Üstünberk'ti. Bilindiği gibi Hakan Üstünberk şubemizden kişisel sebepleri nedeni ile ayrıldı. Aslında o günden sonra sıkıntılar başladı. Her alanda yoluna devam eden basketbol takımlarımız bazı olumsuz durumların önüne geçti. Bana göre bunu sağlayanlar Ergin Ataman, Ekrem Memnun, Sedat İncesu ve antrenörlerimize yardımcı olan ekip arkadaşları.

Bildiğimiz kadarı ile basketbol şubemizdeki sıkıntı, 2 - 3 günlük bir sıkıntı değil. Yaklaşık 3 - 4 aydır(belkide daha fazla bir süre) sıkıntı var. Oyuncularımız bu durumdan fazlası ile rahatsız. Yabancılar bunu net bir şekilde belli ederken, yerli oyuncularımız beklemede.

Buradan Ünal Aysal'a seslenmek istiyorum. Futbolda oluşturulmuş kurumsal yapıyı, basketbol şubemizde de yakalamasını istiyorum. 3 takımımız da başarılı bir şekilde yoluna devam ederken, bu konuların konuşuluyor olması, oyuncularımıza haksızlık ve büyük bir ayıptır. Bir sözüm de Murat Özyer'e: Belkide daha fazla zorlamamalı. Yeterli verim bir türlü alınamadı. Antrenörlerimizin başarıları, sizin başarısızlığınızın üstünü kapatmaya yetmez. Kimse bize laf söylemez diye düşünmeyin. Başarılı işler yapan takımlarımıza, bunları yaşatmaya hakkınız yok.

Futbol takımınızın oyuncularından birinin maaşına takım kurulabiliyorken, basketbol takımlarımızdaki oyuncularımızın maaşlarını alamamasının açıklaması olamaz. Gerçekten kurumsal bir yapıdan bahsediyorsak, hakkını vererek yapın.

Not: Herşeye rağmen büyük oranda bir endişe duymamızı gerektirecek bir durumun olduğuna inanmıyorum. Sıkıntının şubemizdeki yöneticilerde olduğunu düşünüyorum...