Makale Yaz
Bu haberi yazdır
Bir Tutam Huzur, Birkaç Kilo Endişe...
 Eki
28
 2012

Açıkçası dünkü maçı Kayserispor ile değilde, Ordu,Sivas,Antep tarzında kadrosu ve potansiyeli biraz daha yüksek takımlardan biriyle oynama şansımız olsaydı veya haftaya oynayacağımız İBB maçı dün olsaydı böyle bir galibiyetin anlamı çok daha fazla olacaktı.Çünkü o tarz takımlardan birine karşı bu şekilde üretkenlik gösterip net bir skorla kazanılan maçlar,takımın durumu hakkında daha net bilgi verir.

Ancak bir yandan da son 7 maçın 1'ini kazanabilen bir takım için bu tip zayıf ve tecrübesiz takımlarla oynanan maçlar moral açısından avantaj olabilir.Bana göre olaya ne çok olumlu ne de olumsuz bakmak lazım.

Ama esas soru şu: Bu maç akıllardaki soru işaretlerini ve endişeleri giderdi mi? 

Elbette hayır...

Sonunda karşımızda Akhisar'dan sonra ligin vasat altındaki takımlardan birini bulduk.Sadece defans dörtlüsü ve kalecisinin yaş ortalamaları 25'i bile geçmeyen,tecrübesiz ve ligin formsuz takımlarından biri olan Kayserispor,son maçlarda sıkça gördüğümüz "Çanakkale Geçilmez" oyunlarının tam tersine evlere şenlik bir oyunla karşımıza çıkınca 35 dakikada sadece 3 gol yemekle kalmadı,üstüne üstlük 2-3 net pozisyon, 1 adet ofsayt gol ve 1 adet verilmeyen penaltı pozisyonları yaşadı haliyle.

Ancak ilk yarıda öyle bir oyun oynandı ki, buna "Ultra-Şuursuz Futbol" desek yeridir.Yani Kayseri resmen sürkilase olmasına rağmen en az 4 kez orta sahayı rahatça geçerek kalemize geldi ve son pasları ve vuruşları yapamadığı için bu ataklar pozisyon olarak değerlendirilmedi.Açıkçası ben skor 3-0'ken bile çoğu zaman hop oturup hop kalktım.Yani her an gol yeme potansiyelimiz öylesine yüksek ki,bu maçta dahi bunu asgariye indiremedik.

Özellikle hem skor 3-0 olup hem de Kayseri'nin elde avuçtaki tek oyuncusu sayılabilecek Mouche'de sakatlanınca artık rakip orta sahayı geçemez ve heralde tarihi farka gideriz diye düşünmüştüm.Ama maalesef kendi beceriksizliğimiz farkın artmasına engel oldu.

Maçın analizi için sanırım bu kadar detay yeterli olur.Gelgelelim hala kafa kurcalayan endişelere...

Bundan sonraki maçlarda da sol bekte Riera kullanılmaya devam edilecek mi?

Cris'in bu maçtaki performansı bizim için hayırlı bir haber mi yoksa ilerisi için aldatıcı mı olur?

Burak Yılmaz bu maçta 1 vites arttırmış gibi görünsede,bunun yanında gollerine devam etse de,yine de görmezden gelinemeyecek derecede ki yeteneksizliği ilerde bizi ne derece etkiler?

Bunlar hakikaten kafa kurcalaması son derece muhtemel sorular...

Bu saydığım isimler dışında Yekta'nın orta sahaya monte edilmesinin takımın çehresini olumlu yönde değiştirdiğine de şahit olduk.Selçuk bu sezon ilk kez sahada bir lider gibi hissetti kendini.Geçen seneden esintiler sundu.2 asist yaptı.Duran topları kullandı,şut attı,çalım attı.Sonunda Mehmet Topal tarzı oynamaya mahkum olmaktan kurtuldu Yekta'nın etkisiyle..

Amrabat son 2 maçtaki iştahlı ve etkili görüntüsünü devam ettirdi bu da oldukça olumlu bir gelişme..

Hamit ise sahada 35 dakika kalıp etkili bir oyun sergilediği Cluj maçının ardından, dün gece de kaldığı yerden devam etti..Belki performansı genele yayamasa da özellikle ilk yarıdaki görüntüsü,yavaş yavaş istikrar yakalayacağının sinyalleri olabilir diye umut ediyorum.

Ve tüm bu sorular ışığında haftaya İBB maçında ne yapılmalı?

Bunca zaman kadro adaleti dedik durduk..E o zaman Sezar'ın hakkını Sezar'a verip Yekta ve Cris haftaya ilk 11'de başlamalıdır artık.Özellikle Yekta'nın varlığı sadece Selçuk'u değil Eboue'yi bile etkiledi.Neredeyse bitik durumdaki Eboue de dün akşam adeta şaha kalktı.Ancak önceden de söylediğim gibi tüm bu performansların Kayseri maçına denk gelmesi de insanın yeterince huzur bulamamasını sağlıyor.

Takımda Elmander'in yokluğunda forvet ikilisinin değişmeyeceğini de varsayarsak,en kritik bölge savunmanın sol tarafı..Bunun yanında Dany-Semih arasında bir tercih yapmak gerekecek.Açıkçası benim kişisel düşüncem Dany'nin şu aşamada oynamaya devam etmesi.Çünkü hakikaten savunma bölgesi bu sene öyle bir erozyon yaşıyor ki,artık olabildiğince istikrarlı olmak gerekiyor.Cris'in de bu maçtaki formu nedeniyle en azından İBB maçında da oynamayı hakettiğini düşünürsek,benim tercihim sadece Riera yerine Hakan Balta ile maça başlamak olur.

En azından şu İBB maçında da takımı bir görelim.Gerçekten krizden çıkma yolunda olumlu gelişmeler var mı yoksa aynı tas aynı hamam mı,bunu görmek açısından İBB maçı şu an çok büyük önem kazandı.Her ne kadar İBB'de formsuz bir dönem geçiriyor olsa da,hem kadro itibariyle,hemde Olimpiyat Stadı'nda ki genel performanslarını göz önüne alarak,bizim için bence önemli bir test maçı olacaktır.Ayrıca Cluj maçı öncesi,kendimizi denemek adına bana göre harika bir fırsat yakalamış olacağız.

Kısaca haftalar sonra,bir tutam da olsa huzur içinde gelecek maça kadar bekleme şansımız oldu.Bu galibiyet hem takıma,hem hocaya,hem taraftara nefes aldıracaktır şüphesiz.Ancak soru işaretlerinin belli oranda yanıt bulması için 2 Kasım Cuma gününe kadar beklemek gerekecek.

Tüm Renktaşlara Sevgilerle...





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
  2012
  2011
Son Girilen Makaleler
beawerheart
| 28 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 25 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 24 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 15 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 05 Ağustos 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...