Tarih 25.11.2012... Melo'nun kurtardığı penaltının ertesi gününde yazıyorum, yani tarihi bir günden sonra.      

Takımın bir takım parçaları yerine oturup artık rotasyon yaptığımız zamanda 3 puan alabilmemiz açıkça çok sevindirdi beni. Futbolcularımızın dinlenmesi gerektiği ve ligde de 3 puan kısırlığı yaşadığımız bir sırada fark atabileceğimiz bir maçta puan kaybı eminim hepimizi fazlasıyla üzecekti ve moraller biraz bozulacaktı. Ama pitbull bunun olmasına izin vermedi, bir şekilde yine kahraman olmayı ve manşetleri süslemeyi başardı, seviyorum bu adamı.

Asıl yazmak istediğim mevzu Şampiyonlar Ligi. Şimdiden ikinci turda hangi takım gelse iyi olur diye yazılıp çizilmeye başlandı. Evet, gerçekten çok iyi kuralar çekebiliriz. Her ne kadar şu an iyi durumda olsa da Malaga, bir ihtimal Bayern'in önünde grubu tamamlarsa Valencia, PSG'ye yenilmezse Porto ve Borussia Dortmund iyi ihtimaller gibi görünüyor. İspanyol ekolüne karşı büyük bir direncimiz olduğu ve kısmen başarılı olduğumuz için Malaga ve Valencia, Alman takımlarına çok ters bir futbol oynadığımız için Borussia Dortmund ve Hulk, Falcao gibi yıldızları olmadan Porto eleyebileceğimiz takımlar listesinde. Daha önce yapmadığımız bir şey değil ve eminim ki Barcelona, yıldızlarla dolu PSG, hızla yükselişine devam eden Juventus, Avrupa'da her zaman söz sahibi Bayern München yerine çok daha iyi kuralar olur bunlar.

Ama bu takımları da eleyebilmemiz için bir veya iki transfer mutlaka şart. Bir tanesi defansa bir tanesi de hücuma yönelik orta sahaya olabilir. Albert Riera iyi ki birkaç sorunumuzu çözdü ve biraz rahatladık o bölgede. Öyle veya böyle Manchester United'e iki maçta da kök söktüren, Cluj gibi ne yapacağı belli olmayan bir takıma iki maçta da bariz bir üstünlük sağlayan ve muhtemelen Braga'ya acı bir yenilgi tattıracak olan takımımız hiçbir takıma kolay kolay elenmeyecektir. Ayrıca Lucescu'nun Shaktar Donetski de bu kurada en son isteyeceğim takımlardan. Çoğu zaman istediği kuraları çekebilen ancak birkaç sefer haricinde şanssızlıkların kurbanı olan bir takımız. Uefa'da Madrid ekibine bir şerefsizin gördüğü kırmızı kart nedeniyle elenmemiz, Hamburg'a karşı 2-0 önde olduğumuz maçı vermemiz ve Şampiyonlar Ligi ikinci turunda aldığımız beş beraberlik ve neredeyse bütün beraberlik gollerini son dakikalarda yememiz gibi... Ancak Fatih Terim önderliğinde bu şanssızlıklardan kurtulup hakemleri de atlatıp tahmin ettiğimizden daha ileriye gideceğimizi düşünmekteyim. Burak Yılmaz'ın performansının aynen devam etmesi, Melo ve Hamit'in yükselen grafiklerinin devam etmesi, Selçuk'un ayağının hep bu kadar dengeli olması ve Dany'nin şampiyonlar ligindeki üstün performansı hep böyle devam eder umarım.

İkinci turda gelecek rakip bu saydıklarımdan biri olursa ve zorda olsa elemeyi başarırsak ki ben buna gönülden inanıyorum o zaman çeyrek finalle de kalmaz bu iş son 4 de oluruz. Moral motivasyon üst düzeyde oldukça Barcelona hariç hiçbir takımdan çekinmiyorum. Barcelona ile eşleşirsek de umarım Messi maç günü hasta olur, Iniesta'nın kafası kadar basuru çıkar.

İnşallah her şey çok güzel olurda özlediğimiz gibi Sarı Kırmızı armamızı Avrupa'nın zirvelerinde görmeye tekrar başlarız. Eskiden alışık olduğumuz gibi...