20
2014
Bugün skorboard taraftarlığı mı yaptımı sanıyorsunuz? Aylardır söylemekten bıktık ama siz sırf içinizdeki Terim düşmanlığı yüzünden gerçekleri görmeyi gururunuza yediremiyorsunuz. Galatasaray’ın başında malesef 24 Eylül 2013 ten beri hoca yok. Ayrıca bu satırları Terim geri gelsin diye de yazmıyorum sadece ne halde olduğumuzu anlayın diye yazıyorum. Bu saatten sonra Terim’in gelmesini kimse bekleyemez. Artık o sadece bizlerin kalbinde gerçek Galatasaraylı bir imparator olarak kalacak.
Malumunuz bizim milletin yabancı hastalığı tavan yapmıştır, adam İtalyan ya herkes ona hayran. Adamı getirerek herşeyin sütliman olacağını, City veya Inter gibi Avrupanın devlerinden biri olacağımızı umdular. Ama unutulan bir gerçek var; burası Türkiye ve geldiği kulüp Galatasaray. Yani City veya Inter bütçesine sahip olmayan bir takım. Ayrıca Türk futbolunun sorunu da ortada. Yerli oyuncu havuzunun çok kısıtlı olması, mevcut oyuncularında Avrupa standartlarından uzak olmaları ve yabancı oyuncu sınırlandırması. Şimdi bu Roberto denilen zat bize gelmeden önce bunları biliyor(!) olması lazımdı ne de olsa o üst düzey bir hoca. Böyle olunca da sadece iki alternatifi kalıyordu, ya elindekilerden maksimum verim alacak yada 6 tane üst düzey futbolcu transfer edecekti toplamda 100 Milyon Avroya varan bonservis bedelleriyle. Eldekilerin de gönderilme tazminatlarını katınca artık fatura ne olur siz hesaplayın.
Neyse, bu adam geldi ekimden ocak ayına kadar sezon arası transfer dönemini işaret etti durdu. 11 tane lig maçına çıktı, Deplasmanlarda Kayseri maçları dışında maç kazanamadı. Her puan kaybından sonra devre arasını işaret etti. Takımın kondisyonu yok, oyuncu eksiliği yaşadığımız bölgeler var gibi onlarca bahaneyle idare etti herkesi.
Nitekim devre arası geldi çattı. Kendi isteğimidir! bilmiyorum ama 9 tane oyuncu alındı. Bugün bunlardan sadece birisi, Telles (belki Veysel), takıma monte edildi. Ona karşılık gönderilen topçu da Reira oldu. Onun dışında Engin, Dany ve Amrabat başka takımlara kiralık verildi. Peki gelen adamlardan hangisi gidenlerin yerini doldurdu? Telles dışında hangisini gözünüz kapalı ilk 11 e sürersiniz? Gidenler çok mu iyiydi – hayır ama gelenler onların en azından yerlerini doldurabildi mi?
Sezon arasından bugüne kadar da tam 13 lig maçı oynamışız. Oynadığımız futboldan memnunmusunuz?- orası ayrı konu ama tat vermedikleri bir gerçek. İkinci devreye 2. Sıradan başlamış ve liderin de tökezlemelerine hep beraber şahit olmuştuk. Malesef Antep, Antalya, Rize, Karabük deplasmanlarında ki rezalet oyunumuz yüzünden şampiyonluğu elimizle ikram ettik ve en son kalemiz olan TT Arenayı da Kayseri maçında düşürerek lige havlu attık. En son da dün gece Kasımpaşa ya farklı yenilmişiz..... Peki....
Bu kadar kepazelikten sonra dün akşam ki Kasımpaşa maçını kaybetmişim çok mu?
Deplasmanda oynadığım yaklaşık 20 maçın yüzde 95inde ezik futbol izlemişim hemde dandik süperlig takımlarına karşı, Kasımpaşa TT arena da bize 4 çekmiş çok mu?
Berabere giden maçların son dakikalarında gol bulmak yerine zaman kazanmak için oyuncu değişikliği yapan bir mantaliteye mahkum edilmişim Cüneyt Çakır eyyamcılık yapmış çok mu?
Bu sitede Bursa’da bir galibiyet aldık diye deplasman fobisine son verenlerden tutun, maçın devre arasında motivasyon konuşmasını öven sipariş haberlere kadar ne yalakalıklar gördük. Utanmayıp Mancini ile önümüzdeki senenin planlamasını yapmaya başladık diye haberler bile bastırdılar.
Şimdi söyleyin bu 10 Milyon Avroluk adam mı bizim futbolumuzu ileriye taşıyacak? Bilic bile bundan çok daha fazla saygıyı hakediyor.
Bugüne kadar yaşadığımız tam 41 maçlık serüven sonucu bana çıkıp halen Mancini iyi hoca seneye bir şansı hakediyor diyenler varsa ben sizinle futbol konuşmak istemiyorum. Siz Ceyhun'u takımın dinamosu olarak, Sabri'yi sol bek olarak, Umut ve Burak'ı kanat olarak izlemeye devam edin. Elindeki malzemeyi kullanmayı bilmeyen bir beceriksiz benim Galatasaray’ıma sadece zarar verir.