Makale Yaz
Bu haberi yazdır
Asrın Fiyaskosu
 Ağu
27
 2014

 

 

 

Bugün sizlerle bir hikaye paylaşmak istiyorum dostlarım. Anlatacağım hikayenin baş kahramanı Galatasaray Lisesinin 1960, evet yanlış duymadınız 1960 senesi mezunlarından birisi. Bu arkadaş ticari olarak çok büyük başarılara imza atmış, milyar dolarlık servete sahip Galatasaray’lı bir iş adamı. Galatasay’ın başarısı onun için son derece önemli ve taraftarın(!) gözünde de camiayı içine düştüğü finansal ve idari krizden kurtarabilmiş tek adam. Öyle ki camianın gelmiş geçmiş en başarılı spor adamlarından birisini bile uğrunda harcamaya değecek kadar Galatasaray’lı.

Beyefendi'nin Galatasaray’lılığından bahsetmişken, aslında kazın ayağının pek öyle olmadığını anlatmak istiyorum. Bu gönülden Galatasay’li beyefendi her ne hikmetse 1960 yılında lisesinden mezun olmaktan gurur duyduğu camianın spor klübüne üye falan olmayı hiç düşünmemiş. Futboldan anlamayan ama basketçi ve jimnastikçi olup klübe üye olmayı farz kabul etmiş onlarca liselinin bulunduğu ortamda her halde aman ne işim var diye düşünmüş. Fakat sene 2000 olunca, hatırlatırım Galatasaray Avrupa’da esip kavuruyor, birden klübe üye olma hevesi doğuvermiş.

Artık kulübe ne niyetle nasıl üye olmuş orası bizi ilgilendirmez(!) ama ne hikmetse arada geçen onlarca yönetimin hiç birisinde aktif olarak görev almamış. Sessiz ve DERİNden yürümüş hedefine 10 yıl boyunca. Neden 10 yıl? Çünkü mevcut tüzüğe göre başkan adayı olabilmek için 10 yıllık üye olmak gerekiyor. Sabreden derviş muradına ermiş ama gel gör ki şansına başkan olduğu zaman durumumuz 2000 senesine göre içler acısı. Sportif ve finansal anlamda dibe batmış bir dev var ortada.

Kolları sıvayıp hemen ise koyulmuş. Sportif alanda takımı teslim edebileceğiniz en güvenilir ve üzerinde camia olarak mutabakat sağlanabilecek en güçlü aday kim diye sorsanız herkes Terim der. Ve o da akıllı davranarak Terim üzerinde durmuş. Ayrıca Terim’i ikna edebilmesi için Dürüst-Albayrak ikisilisini de yönetime almış. Nihayetinde Fatih Terim aslanlar gibi bir imparatora yakışacak şekilde Florya’ya adımını atar atmaz daha hazırlık maçlarından itibaren Galatasaray’ın içinde bulunduğu atmosferi değiştiriyor ve onun idaresi altında 2 sene boyunca camiada tekrar Avrupa’nın zirvesine oynama hayalleri yeşeriyor. Tabi Başkan da 2 sene boyunca bu karizmanın altında ezilmeye dayanamıyor ve içinde yanıp tutuşan gündemde olma prestij kazanma duygularına yenik düşerek Terim’i  40 yıllık yuvasından katakulliyle gönderiyor. Yaşanan süreç tam bir Bizans oyunu olarak hepimizin hafızasında yer etmiştir. Şu anda içler acısı bir haldeysek bunun sorumlusunun kim olduğunu hepiniz biliyorsunuz. Size Terim’in Ocak 2013’te ki serzenişlerini hatırlatmak isterim. Aslında o zamandan beri, bence öncesi de var, teknik direktörün ayağını kaydırıp, transferlerle, primlerle, polemiklerle kendini ön plana çıkarmak isteyen bir başkanımız var.

Finansal anlamda ki “sözde” başarıyla ilgili de 3 ana etmen var. İlki sportif başarı; iyi bir takım iyi futbol ve iyi sonuçlar daha fazla maddi kaynak demek. İkincisi Arena’ya geçmiş olmamız düşünsenize her maç nerdeyse 50bin kişiye oynayabilcek bir mabet, bilet harici gelirleri saymıyorum bile. Bu arada  belirtmeden geçemeyeceğim, stadın üstünü kapatmak, stad zeminini düzgün idare etmek ve  en önemlisi stadın üst kullanım haklarını almak ne hikmetse 3 yıldır halledilemedi, artık kimin sorumluluğu(!) bilmiyorum. Son etken ise düşen faiz oranları; sadece Galatasaray’a değil bir çok şirkete daha ucuza kredi imkanı sundu. Krediler yeniden yapılandırıldı peki ana borçlar azaltıldı mı? Özetle sportif başarı sayesinde geçici bir süreliğine maddi anlamda rahatlama yaşandı ama sorunların hiç birisi çözülmedi üstelik elde ettiğimiz sportif başarıdan da eser kalmadı. Çünkü Beyefendi kendi bindiği dalı kesti…

Mesala neden forma sponsor bulamıyoruz düşündünüz mü? Başarız bir takıma kim 10milyon euro sponsorluk teklifi yapar? Geçen sene sikeciler avrupaya gidebilseydi acaba bu sene halimiz nasıl olurdu? Ben bir Türk olarak başka bir Türk takımının elenmesini ve bu sayede daha fazla para alacak olmamıza sevinilmesini hiç hoş karşılamıyorum.

Bir diğer konu ise, transfer yapmış olmak için devre arasında ise yaramayan o kadar adama 20 milyon harcamak neyin nesiydi? Üstelik ihmal edip parasını ödemediğiniz için sırf 10 milyon daha fazla zarar ettiğiniz bir adam da var. Şimdi liglerin başlamasına sayılı gün kalmış takım 2 aydır kamp yapıyor son dakika golü gibi 3 tane dandik transfer yapsanız neye yarar. Tabi kendi paranızı harcamıyorsunuz onun için bir 20 milyon daha çöpe atınız. İsmi dolaşan oyuncular hakkında yorum bile yapmak istemiyorum. Kaldı ki dünya yıldızı getirin, takıma uyum süreciydi form tutmasıydı derken zaten devre arasını bulacağız.

Kısacası dostlar Galatasaray çok zor bir durumda. Gerek idari gerek sportif gerekse finansal anlamda çok büyük bir kriz söz konusu. Süper kupa maçından sonra yönetim kurulumuz neler düşündü bilemiyorum ama bir taraftar olarak ben o gece uyuyamadım. Artık herkes kendince dertleniyor. Elbette derdi daha fazla gündemde olmak, iş dünyasında ki dostları ve rakipleri arasında prestij sahibi olmak olanlar da kendince dertleniyordur.

İşte size yüzyılın fiyaskosu, ben bunlar kaçıp gitmeden size anlatayım istedim.

Umarım yanılan ben olurum.

Saygı ve sevgilerimle

 

 

 





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
Son Girilen Makaleler
beawerheart
| 28 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 25 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 24 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 15 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 05 Ağustos 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...