25
2014
Gerek yönetim,gerekse futbol takımının performansı bazında çok zor günler geçirdiğimiz şu günlerde,tüm renktaşlarımız gibi bende olanı biteni büyük bir üzüntü içerisinde izlemekteyim.
Galatasaray gelenek ve görenekleri olan,hiyerarşi ile yönetilen bir camiadır.Ve kurumun içinden çıkan mensupları hiçbir zaman milyonlarca Galatasaray taraftarını bu kurumun bir parçası olarak görmezler.İster kokuşmuş zihniyet diyelim,istersek derin GaSSAarylılar...Bu zihniyet klubü her zaman yönetmiş ve yönetmeye devam edecektir.Çünkü bu üyeler için sportif başarının bir önemi yoktur.Önemli olan Galatasaray isminin ve gayrimenkullerinin korunması,gelecek nesillere aktarılmasını sağlamak misyonuyla yetiştirilmişlerdir.
Bugün sayısı dünya genelinde 30 ila 35 milyon arasında olan Büyük Galatasaray taraftarı,bu düzenin içine hiçbir zaman girememiş ve giremeyecektir.Çünkü kurumun içinden çıkan kişler gelenekçi düzenden yanadırlar.Bunun birçok dezavantajı olduğu gibi,avantajlarıda dışardan bakıldığında bir anda görülemeyecek kadar fazladır.
Mesela bu düzen hiçbir Galatasaray başkanının klübü babasının malı gibi kullanmasına,kendisine borçlandırmasına izin vermez.Tek adamlığı sevmezler.Klübün geleceğini tek bir kişinin kararlarına bırakmaz.
Düzen,kontrollerinden çıkmaya başladığı anda da görünmez bir el çıkar ve duruma el koyar.Şu anda da olan şey tam olarak budur.
Bizler,Galatasaray'dan hiçbir menfaati olmayan,çıkarsızca armaya sevdalı insanlar orta oyunu gibi senelerdir izler dururuz bu olayları.Ve ne yazık ki elimizden hiçbirşey gelmez.
Klüp bünyesindeki Sporcuların durumuda bizlerden farksız değildir.Onlarda halktır ve hizmet sürelerini doldurduklarında GALATASARAY kongre üyesi olmaya hak kazandıklarında bile içerde hep bir hor görme,dışlanma söz konusu olmuştur.Bakınız Fatih TERİM,Hakan ŞÜKÜR,Bülent KORKMAZ,Abdülrahim ALBAYRAK,Adnan POLAT,Haluk ULUSOY....ve daha adını sayamayacağım nice spor insanı.İsimleri sevelim ya da sevmeyelim,örnek teşkil etmesi için bu isimleri verdim...
Ama sadece Galatasaray Lisesi mezun olduğu için sporla hiçbir ilgisi olmayan bir Sanatçı,yönetim kurulu üyesi olabiliyor.Galatasaray her zaman böyle kasolar yaşamış ve içerde bu durumu çözmüştür.Yine aynısı olacaktır ve taraftarın bu süreçte hiç bir söz hakkı olmayacaktır.Onun için yönetimsel bazda burda laf kalabalığı yapmanın bir alemi yoktur.
Gelelim asıl meseleye.....
Ligin henüz 4. haftası oynanıyor...Galatasaray bundan daha kötü başlangıçlar yapıp,9 puan geriden geldiği,oyuncu kalitesi olarak rakiplerine nazaran daha güçsüz olduğu günlerde şampiyon olmuştur.Ama o takımların arkasında sağlam bir taraftarlık duruşu sergileyen Galatasaray taraftarının payı asla azımsanamaz.Yani Galatasaray taraftarı bu işin her zaman cefa kısmında omuş,sefasını başkaları sürmüştür.Belkide GALATASARAYLI olmanın en büyük diyeti budur.Zordur yani GALATASARAY'lı olmak,GASSSARAY'LI olmadığınız sürece (!)
Dedik ya hani topçunun da GALATASARAY'lı taraftarlardan farkı yoktur diye.Evet yoktur.Çünkü onlar bu oyunun sadece piyonlarıdır.Yönetim devrilmek istenildiğinde Futbolcular üzerinden hemen bir karalama kampanyası başlatırlır medyada ve Stadın belirli yerlerinde.Bağzı insanlar yerleştirilir her tirbüne ve o insanlar bizim belirli oyuncuların üzerine yoğunlaşmamızı sağlarlar.Mırıldanma ile başlayan tepkiler geçen zaman zarfı içerisinde tüm stadı etkisi altına alıp ıslıklamaya,protesto etmeye kadar gider.Bugüne kadar giden yönetimlerin sonunun ne şekilde olduğunu,sürecin nasıl başladığını meraklısı varsa incelesin.
Özhan CANAYDIN dönemini bunun dışında tutuyorum;çünkü o dönemde olanlar TAMAMEN TARAFTARIN BAŞ KALDIRISIYDI.Gerçi her ne kadar taraftarda desek FAIR PLAY ödüllü bi başkanın stadında FENERBAHÇE maçında tonlarca su nasıl ve ne şekilde satıldı yada dağıtıldı o gün orada olan kardeşlerimiz daha iyi bilirler.CANAYDIN'ın saygınlığından dolayı ona ses çıkaramayan Derin GaSSaraylılar ,taraftarı kullanmış ve CANAYDIN yöentiminin çöküş sürecinide başlatmışlardır.Tabii bunlar benim gözlemlerim,sizlerin fikirleri farklı olabilir,eyvallah.
Evet....Takımda yolunda gitmeyen birşeyler var bu belli.Huzursuzuz,tedirginiz,öfkeliyiz...Çünkü ardarda kazanlılan iki şampiyonluktan sonra 3. YILDIZI OLDUĞU GİBİ,4.yıldızıda göğsüne takacak olan ilk takım olmak içten bile değilken,geçen sezonu güç bela ikinci bitirmemiz,bu seneye de puan kayıplarıyla başlamamız bizleri fena halde germiş vaziyettedir.Burak YILMAZ'ı severiz ya da sevmeyiz.Neticede Galatasaray için ter döken,emek veren bir sporcudur.Dün verdiği röportajda söylediği bir laf o kadar gerçektir ki...'BİZİM TARAFTARIMIZDAN BAŞKA HİÇ KİMSEMİZ YOK''...
İster sömürü,ister demogoji deyin...Burak'ın bu lafı,deminden beri anlatmaya çalıştığım durumun tek kelimede özetidir.
Fatih TERİM'in 1.yılında kazandığı şampiyonluk,LUCESCU'nun ikinci senesinde kazanılan şampiyonluk,Eric GERETS'in mucizevi 83 puan toplayışı ve Denizli Spor mucizesi,Kalli ile başlayıp Cevat Hocayla bitirip şampiyonluğa kavuştuğumuz sezonlarda bu takımın tek bir destekçisi vardı...Onunda adı BÜYÜK GALATASARAY taraftarıydı...Bizlere yakışan,bu süreçte sporcularımızın arkasında durmaktır.Islıklamak,küfretmek asla çözüm değildir.Helede kaybedilmiş hiçbirşey yokken...
Kadro derinliği açısında BEŞİKTAŞ ve TRABZON'dan,Teknik direktör olarakta her ne kadar şüphelerimiz olsada Fenerbahçe'den çok daha ileri vaziyettedir bu takım...Neticede İTALYA milli takımından transfer edilmiş bir hocadır.Ve oralarda baş olmak,hoca olmak bizdeki gibi beşeri insan ilişkileriyle olmaz.Birileri arayıp ''hocam milli takımın başına geç'' demezler orda,ya da belirli biz zümrenin adamı olduğu için milletin takımının,milli takımının patronluğunu vermezler oralarda kimseye.Bu detayı asla göz ardı etmeyin..
Sabretmekten,güvenmekten ve desteklemekten başka HİÇBİR ÇAREMİZ YOK ! Kızalım,dizlerimiz dövelim;ama Selçuk İNAN ve daha nicelerini kaybetmeyelim...
Gizli eller devreye girmiş ve görevlerini tamamlamışlardır.Artık söz sırası BÜYÜK GALATASARAY TARAFTARINDADIR...
KARAR BİZİM....GALATASARAY'LI MI KALACAĞIZ,YOKSA GASSARAY'LI MI OLACAĞIZ...
Sevgi ve saygılarımla...