18
2016
Spor Toto Süper Lig başlarken, Galatasaray Karabükspor maçına birkaç gün kala geniş resme bir bakacak olursak, sanıyorum ki bazı önemli ipuçlarını elde ederiz.
Öncelikle lig şampiyonu olmuş olan Beşiktaş'ın halet-i ruhiyesinin fotoğrafı çekildiğinde görülüyor ki apaçık bir acemilik var. Bu acemilik tamamen 7 yıl sonra gelmiş bir şampiyonluk acemiliğidir. Takımdaki başkanın durumu, aslında her şeyi belli etmektedir. Beşiktaş'ın başkanının davranışlarına, piyasaya ve medyaya çıkış biçimine bakın, bir de Galatasaray'ınkine. Dursun Özbek her ne kadar hiçbir başkana nasip olmayan ağır eleştirilere maruz kalıyorsa da yine de orada güçlü bir şekilde durabildiğini de gösterebiliyor. Bu konuya bilahare gelebiliriz, ancak Beşiktaş'ın durumu ciddi manada alarm veriyor. Giden oyuncuları, sinir katsayısı artmış teknik direktörü ve Şampiyonlar Ligi'nde oynamak zorunda oluşları üst üste binerken, bir de parasal yönden ellerinin kollarının bağlı olması, onları Spor Toto Süper Lig için belki de ancak 3. sıraya koyabiliyor.
Fenerbahçe için de aynı şeyleri söylemeye yakınız. Onlar kendi ayaklarına sıkmadılar belki, ancak görünen köye bir de kılavuz gelsin deyince, iş buraya kadar geldi ve teknik direktör ile ligin başlamasına 3 gün kala ayrılınca, ancak onlar da 2.lik mücadelesi verebilecek bir potansiyeli gösterebildiler. Tabii ki bu şuanda benim bakış açımdan çıkan sonuç. Belki de sizler, antrenman testlerini dahi yapamamış, video analizi 1 yıldır hiç kullanmamış, dünya standartlarını bırakın, Türkiye standartlarında dahi bilimsel çalışma yapmamış bir kulübün şampiyon olabileceğini iddia edebilirsiniz (Elbette bunun için ekstrem fanatik bir Fenerbahçeli olmak zorundasınız).
İki rakip böylesine geriye doğru giderken, gelelim Cimbom safhalarına. Bu topraklarda gün geçtikçe iyi şeyler olduğunu söylemek için ne futbol uleması, ne de Portekizli futbol bilimci, ÖZEL BİRİ Jose Mourinho olmak gerekir. Onca istifa çağrılarına cevap vermeden, sadece yapmak istediklerini yaparak devam etmek çok zor bir şeydir. Orada, yiğidi öldür, hakkını ver sözünü ortaya koymak gerekir. Ne kadar yanlışları var desek de, bir o kadar da dirayetlerine tebrik göndermeliyiz. Bir diğer önemli konu ise Alp Yalman ve Levent Nazifoğlu oldu ki özellikle Nazifoğlu'nun adeta NAİF-OĞLU duruşu, oldukça sempati topladı. Galatasaraylı büyük çoğunluk, kulüp eski sporcusu bu adamın duruşundan, konuşmasından ve yaklaşımından bir elektrik aldı. Bunun da önemini bizler Abdurrahim Albayrak'tan net bir şekilde biliyoruz. Farklı karakterler olsa da taraftarla bir his bağı kurmak önemlidir. Böyle olunca da işler iyiye doğru gitti ve transferde de önemli yol kat edildi. Beşiktaş'ın teknikdirektörünün bugün elimizden aldılar diye adeta itiraf ettiği Eren Derdiyok ve Serdar Aziz transferleri, hem Beşiktaş'ı zor durumda bıraktı, hem de Galatasaray'ı bir kademe yukarı attı. Bu iki transferi sadece Sarı Kırmızı renkler üzerinden değil, rakibe verilen mesaj ve hatta vurulan darbe olarak da görmek gerekiyor.
Tolga Ciğerci ve Cavanda isimleri de Galatasaray forması ile en az ortalama bir oyun sergileyebilecek kalitede oldukları için bu ligi her açıdan kaldıracaklardır. Burada esas olan nokta teknik direktör konusu ki Jan Olde Riekerink işlenmesi gereken bir husustur. Hem az bütçe, hem de olumlu bir takım tablosu yaratması için bir teknik direktörün ancak küçük takımda çalışıyor olması gerekir diye düşünürüz. Fakat bu kez işler biraz farklı galiba. JOR için bu geçerli değil. Bu sevimli, cana yakın, tutumlu, çalışkan ve en önemlisi de futbol bilgilisi adamın sayesinde, az para - çok iş denklemi çalışmaya başladı. Daha az bütçe ile daha komple bir takım olma durumu oluşmaya başladı. Yenilmesi gereken çok fırın ekmek vardan ziyade, diyet ekmekle de hayat geçer felsefesini biraz gütmek gerekiyor ve Hollandalı onu yapabilecek heyecan ve bilgide.
Galatasaray Karabükspor maçı 22 Ağustos 2016 Pazartesi gübü 21.45'te başladığı anda, tüm Galatasaraylılar olmasa da, önemli bir kısmın bu takımın arkasında olacağı bir havanın oluştuğunu görmek sevindirici. Eğer Spor Toto Süper Lig Turgay Şeren Sezonunu kim kazanır diye bir yüzde vermek gerekiyorsa, 51% Galatasaray, 31% Fenerbahçe, %17 Beşiktaş ve 1% de diğer takımlar diyebiliriz.
Kalbiniz Galatasaray ile olsun. Fakat, ne holiganizmi, ne de fanatizmi içimizde, yanımızda veya yakınımızda bulundurmamamız dileğiyle.