03
2016
1985 Hatay doğumlu Selçuk İnan için Trabzonspor'a 2 milyon Euro karşılığında 22 Temmuz 2008 günü transfer olduğunda Türk futbolunda çok şey değişecekti. İngilizlerin Box to Box dedikleri pozisyonu, yani iki ceza sahası arasındaki oyunu oynayabilecek tarzda bir adamın doğuşuna da şahit olacaktık. 26 maçta 5 gol 3 asist ile Manisaspor'da oynadıktan sonra geçişini yapan Selçuk için ertesi yıl 32 lig maçında 3 gol 10 asistle tamamlanacaktı. Sonraki sezon olan 2009-10'da da bu kez 28 maç 2 gol 6 asist yapıyordu. Galatasaray'a gelmeden önceki sezon olan 10-11 ise 33 Süper Lig maçında 2 gol 13 asistle Selçuk İnan için tepe nokta olacaktı.
Galatasaray'a sözleşmesi bitip gelen Selçuk İnan için, gelmeden önceki 5 sezonda ortalama 29.5 lig maçına çıkmış ki bu inanılmaz bir rakamdı. Devamlılığı herkes tarafından o güne kadar takdire şayan olarak gösteriliyordu ki sonrasında da aynı şekilde devam ettiğini söylemek gerekiyor. Çünkü Galatasaray'da oynadığı 5 sezonda en az 28 lig maçına çıktı Selçuk İnan. Profesyonelliği açısından bir sorun olmadığı aşikar. Belki de vücut yapısının sağlamlığı ve ona iyi bakması bu sonuçları doğuruyor, ancak sonuçta 10 yılda ortalama her yıl 30 tane sadece lig maçı yapabilen bir yapıdan bahsediyoruz.
Selçuk İnan ile ilgili son 2 yıldaki detay istatistiklere geçmeden önce şunu açıkça belirtmeliyim ki ben de artık onun değiştirilmesi gerektiğini düşünenlerin safındayım, fakat bir de gerçek rakamlara Webaslan'daki dostlarımızla beraber bakayım dedim. Belki de öylesine verilere ulaşabiliriz ki Selçuk İnan oynamazsa daha kötü olur diye görürüz dedim. Ya da oynamamasının ne kadar doğru düşünce olduğunu kanıtlayacağız ve onun üzerine gideceğiz.
Şimdi o halde elimize son 2 yıldaki Galatasaray performansına bakmadan hemen önce, ilk geldiği sezon olan 2011-12'de 11 gol 12 asist yaptığını hatırlatalım. Sonraki yıl 6 gol 6 asiste düşmüştü ve ondan sonra da 5 atıp 8 fe gol pası vermişti 2013-2014 döneminde. Son iki yıla geçiş yaparken, acaba çok mu abarttık bu Selçuk İnan olayını, o kadar da büyük futbolcu değil miydi diye de kendi kendime sormaya başladım. Cimbom'daki ilk sezonu hariç çift hanelere iki tarafta da çıkamadı. Futbol sadece rakamlar değildir, onun oyun içindeki pasları, bağlantısı da çok önemlidir diyebiliriz, ancak eğer birisi skorboarda baktığımızda, eğer gol, asist yoksa nasıl bir takım kazanabilir derse ne diyeceğiz?
Her neyse, hemen 2014/2015 sezonunda Selçuk İnan ile ilgili verileri deşiyoruz. 32 lig maçında 4 gol attı ve 8 asisti bulunuyor. 85.2% pas isabeti ile oynamış ki zaten son 5-6 yılın ortalaması da bu rakamlardadır. .Ortalama maç başına 57.9 pas vermiş ve 2.6 uzun top kullanmış. Burada hemen 15-16 sezonuna geçiş yapıp ona baktığımızda, 67 pas yaptığını ve 3.6 uzun topu maç başına kullandığını görüyoruz. Yani geçtiğimiz sezon epeyce bir geriye doğru gelinmiş ve ayrıca çevresindeki oyuncularla paslaşma yerine ileriye oynama isteği veya mecburiyeti artmıştır. Bununla birlikte geçen sezon Selçuk İnan'ın sadece 4 asist yapabildiğini unutmayalım. Uuzun topun artmış olması demek, gerçek pasın kalitesini azaltmış ki bu da bizlere asistten yoksunluğun kapısını açmış. Anahtar pas dediğimiz, kaleye tehlikeli atağı yaratan paslardan ise geçtiğimiz yıl sadece 1.2 adedini maç başına yapabilmiş. 2014-15'te bu rakam 2'ydi. Josue geçen sezon Bursaspor'da ilk yarıda oynamıştı ve maç başına 2.2 anahtar pas atarak arkadaşlarını gol pozisyonuna sokmuştu. Wesley Sneijder'in de geçen sezon Key Pass denilen anahtar pasları 1.9'daydı. Buradan da başka bir noktaya geçiş yapabiliyoruz. Yeni transfer Josue'nin hem Selçuk hem de Sneijder'e göre takım arkadaşlarını gole sokma olasılığı daha yüksek. Tabii ki bu 3'lü arasındaki en düşük rakam uzak ara Selçuk İnan'da.
Anahtar pas için farklı bir dipnot geçmekte fayda var. Wesley Sneijder'in kariyer ortalaması 2.5'tur ve Galatasaray'daki rakamları da ortalama 1.8'dir. Yani Selçuk İnan'ın geçen sezonki performansına bakılmazsa bu alanda Wesley'den daha iyi olduğunu Cimbom özelinde söylemeliyiz. İçinde bulunduğumuz sezondaki 2 maçta da iki oyuncu 180 dakika oynadılar ve Selçuk 1.5 anahtar pas yaparken, Wesley Sneijder tam 3.5 rakamına ulaştı ki bu onun için şuandaki haliyle kulüp takımlarındaki lig istatistik rekorudur.
Şu ana kadar baktığımız rakamlar bize diyor ki; hücum için artık Selçuk İnan'ın zamanı dolmaya başlamış ve ilk 11 içinde olması demek, ondan daha iyi performans gösterecek oyuncuların da önünü kapatacaktır.
Selçuk İnan ile ilgili bizler için önemli olanın hücum performansı olduğunu ve bu yazı özelinde de ona baktığımızı biliyorum, ancak ilginç savunma rakamları olduğunu da gözlemlediğimizi ve bunları anlatmanın da hakkaniyet açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Örneğin Selçuk için son iki yılda ortalama maç başına 2.5 top kazandığı gerçeği var. Lig maçlarındaki geçtiğimiz sezon Tolga Ciğerci Almanya'da 1.3 top kazanmış ve 1.8 de pas arası yapmış. Selçuk'un engellediği pas sayısı da maç başına 1.9 ile geçen Tolga'dan daha fazla olmuş. Bu arada Nigel De Jong'un kariyeir boyunca ortalama 2.2 top kazanma ile oynadığını ve 2.6 pas arası ile her maçı çıkardığını belirtelim.
Yukarıdaki savunma rakamları ise Selçuk'un üst düzey defansif orta sahalar kadar rakamlar yaptığını gösteriyor ve bizi burada epeyce bir şaşkınlığa uğratıyor. Bu rakama hiç birimizin şu ana kadar dikkat etmediğini biliyorum. Ben de çok yeni gördüm ve aklımda oldukça ilginç şeyler canlandı.
Şu dakikadan itibaren hücumsal olarak çok daha az yararlanılabilecek bir Selçuk İnan olduğunu, ancak savunma yönünden, farklı varyasyonlarla, çeşitli oyuncu eşleştirmeleriyle kimi zaman yedekten gelip, kimi zaman 11'de oynayabileceği bir sistem de düşünülebilir denilebilir.
Geçmişteki Alman futbolunun literatüre armağan ettiği sistem olan orta sahaların ilerleyen yaşlarında defansa kadar çekilmeleri ve böylece daha kompakt bir takım olma düzeni Selçuk İnan için belki biraz ütopik geliyordur, ancak yine de bu savunma rakamları ile üzerinde çalışılabilecek bir durum olabilir mi?