Tudor ile ilk maçına çıktı Galatasaray. Takımda neler değişecek merakla bekledik maçın başlamasına kadar. Sneijder yerine Josue tercih edildi, mantıklı. Bruma kadroya alınmamış yerine Rodrigues tercih edilmişti. Bruma’nın disiplinsizlik nedeniyle kadroya alınmadığına inanmak zorundayız. Hakan Balta’nın instagram hesabından yaptığı paylaşım sakat olduğunu gösteriyor. Yerine Semih tercih edildi. Chedjou uzun bir aradan sonra kadroya alındı ve hava toplarında katkıda bulunması bekleniyordu. Öyle de oldu. Chedjou havadan gelen topları ilk karşılayan oyuncu oldu. Aynı zamanda defanstan topu çıkarmada, az da olsa, takıma yardım etti.  İlk yarıda ileriye isabetli uzun paslar attı, hücumu topla buluşturdu. Galatasaray sezona Karabük galibiyeti ile başlamıştı. Eren’in gol pasını veren Chedjou olmuştu. O maçtaki gibi katkılarını bekliyor Galatasaraylılar. Buna rağmen Selçuk ve De Jong defansa kadar gelerek topu alıp oyuna sokma ihtiyacı hissettiler. Zamanla daha az defansa geleceklerini ümit ediyorum. Podolski geriye gelip oyun kurmada yardımcı oldu takıma, Josue ise Podolski’nin yerini ileride doldurmaya çalıştı. Defans-orta saha arası mesafeyi kısaltmış Tudor. Defans ve orta saha birbirinin boşluklarını doldurabildi. Selçuk’un veya De Jong’un kaçırdığı adamlara defanstakiler hemen müdahele yapabildiler. Önemli değişikliklerden biri de defans kanat oyuncularının gerideki alanlarlarından uzaklaşmamalarıydı. Rizespor kanatlardan gelemedi. Galatasaray, önceki maçlara göre daha çok önde bastı, en önemli değişiklik bu. Rizespor’un hücuma çıkmasını engellediler. Ki gol de böyle geldi. Hücuma çıkmaya hazırlanan Rize Yasin’i ve Josue’yi bir an için boş bıraktı ve Sabri’nin kaptığı top Yasin’e, Yasin’den Josue’ye, Josue’den de ceza sahası içine kadar geldi. Tecrübesini konuşturan Podolski Rize defansının çizgisinden sıyrılıp, top da önüne gelince topu ağlarla buluşturdu. Rodrigues için de bir şeyler söylemek istiyorum. Rodrigues bire birde, duran oyunda adam geçmede etkisiz. Rodrigues ve Yasin için defansif futbol ve ani ataklarla hücuma çıkmak daha iyi bir oyun yapısı. Defanstan hücuma çıkarken pek yararlı olamadı Rodrigues. Bruma gibi verkaçlarda etkili olamadı, tabii bunda Sneijder’in yokluğunun da etkisi var. Golden sonra ilk yarı bitene kadar her şey Galatasaray’ın istediği gibi gitti. İkinci yarıda büyük bir sürpriz yaparak 3’lü ön liberoyu denedi Tudor, skoru korumak adına. Belki planı ani ataklarla ileri çıkıp Yasin, Rodrigues ikilisinden daha fazla yararlanmaktı. Rize’nin attığı frikik golüne kadar da Rize kalesinde tehlike yaratabilecek ataklar yaptılar fakat son paslarda başarılı olamadılar, farkı açamadılar. Rize'nin  golünden sonra her şey değişti.  Tekrar ilk başladığı sisteme dönmek isteyince Sinan’ı oyuna soktu fakat Selçuk’u oyundan çıkarması yanlıştı. Topu oyuna sokan adam oyundan çıkarılmamalıydı. Semih’in sol beke geçmesi çok ilginç bir tercihti, manasızdı. Semih hayatında sol bekte oynamamıştır. Buna rağmen oyunun sonlarına doğru Yasin’e nokta atışı bir orta yaptı. İlk yarıdaki gibi etkili olamadı Galatasaray.  Beraberliği yakaladıktan sonra motive olmuş Rize daha sıkı savunma yaptı, koştu ve Galatasaray’ın işini zorlaştırdı. Eğer Yasin son dakikalarda kafasına gelen topu ağlara gönderse belki Tudor bu kadar eleştirilmeyecekti. Geçen yazımda belirttiğim gibi büyük takım dinamikleri çok farklı, hem medyadan hem de yöneticilerden çok baskı yiyecek Tudor.  Acımasız eleştiriler şimdiden gelmeye başladı.