24 takımın katılacağı Avrupa Şampiyonası için parmak hesabı yapmaya başladık,YAZIK!!!

İtalya'yı yenebilsek, Çek Cumhuriyeti maçında 1 sayı farklı galibiyet ikinci olmamıza yetecekti.. Ancak olmayacak şekilde yenildik.. 82-83

Tarihin en kötü İtalyan takımlarından biri.. İlk maçta elimizden kaçırmıştık.. Bu defa da herşey elimizdeydi.. İkinci çeyrekte 18 sayı farkı yakalamamız, kolay bir galibiyeti müjdeler gibiydi.. Ancak ikinci çeyreğin sonu ile üçüncü çeyreğin başında 14-2'lik İtalya serisinden sonra oyun dengelendi.. Geri bile düştük..

Herşeye rağmen 4. periyodun son 5 dakikasında skor üstünlüğünü elde ettik.. Ancak Tanjevic'ten başlayan inanılmaz hatalar, şans faktörünün de yanımızda olmayışı ile yenilgimizi hazırladı..

52 saniye kala 4 sayı öndeyken, İtalyan molasından sonra alan savunmasına döndük.. Hackett'in üçlüğü ile fark 1 sayıya düştü. Kerem Gönlüm'üm yediği bloğun ardından Datone'nin dengesiz atışının basketle sonuçlanması ipimizi çekti.

Tanjevic zamanında büyük bir coachtu.. Türk basketboluna da büyük katkıları oldu.. Ancak düşünce sağlığında ciddi deformasyon olduğu ortada..

İkinci yarıdan itibaren bütün İtalyan pick and rollerinden sayı yedik.. Topu alan her İtalyan, ısınma turnikesi atar gibi sayı buldu.. Yardım savunması ortada yok.. Switch yapıyoruz.. Kısaya uzun kalıyor.. Bir turnike daha.. İtalyanlar'ın savunmayı riske ederek neredeyse 5 kısa ile oynaması karşısında, savunma adına yapılacak şey, onları seyretmek mi olmalıydı?

İtalya ters eşleşme ile Semih'i geçe geçe sayıları buldular.. Peki biz Semih'i ikinci yarıda neden hiç kullanmayı düşünemedik? Rakipte Semih'i durduracak oyuncu yok.. İçeriye pas verilmiyorsa,, buna Tanjevic'in ısrarla müdahale etmesi gerekmez mi?

Hele o son dakika içindeki alan savunması düşüncesi.. Adam adama savunmayı o dönemde yapamadığımız veya yanlış yaptığımız ortada.. Çözüm alan savunması mı? Olabilecek en kötü şey üçlük yememizdi.. Tanjevic'in dahiyane planı sonucu başımıza geldi.

Tekrar edelim.. Karşımızda tarihin en kötü İtalyan takımlarından biri.. TÜBAD'a üye antrenörler rasında kura çekilse, hangisi çıkarsa çıksın, bu maçı kaybetmezdik..

Bu söyleyeceklerim alınan bir mağlubiyetten ötürü değil en baştan beri düşüncelerim böyle olduğu için bunları yazıyorum.

1. 2010 yılında efsane bir turnuva oynadık ancak şöyle bir durum var ki o takımın başında Tanjevic değil Ahmet,Mehmet olsaydı da bu takım finale çıkardı.Taraftarla birlikte tek yürek bir şekilde oynadı çünkü Dev Adamlar.

2. Orhun Ene gittikten sonra Tanjevic'in tekrar gelmesi zaten pek başarılı bir tercih değildi. Çok ciddi bir hastalık geçirdi Tanjevic ve çalıştırdığı takıma %100'ünü vermesi zaten imkansızdı.

3.Milli takım oyuncularını ayartmaya çalışırsan,savunmaya ihtiyaç duyduğunda dahi en iyi savunmacılardan biri olan Göksenin'i almazsan,çok formda olduğunu gösteren Furkan'ı kenarda bekletirsen bu başarısızlığa şaşırmamızı bekleme Tanjevic.

Bir sözüm de TURGAY DEMİREL'E:

Malum Türkiye Basketbol Fed. Bşk. seçimi için geri sayım başladı.

MEVCUT: Turgay DEMİREL

ADAYLAR: Doğan HAKYEMEZ ve Ali DOĞAN

Seçim süresi kısalığı-baskın seçim-orası burası-bunlara kim kafa yorar bilmem.

Kestirmeden konuya giriyorum.

TURGAY DEMİRELE SORUYORUM. Görev fahri parasız pulsuz 20 yıl sıkılmadın mı?

Yada 20 yıldan sonra yeni önerilerin var mı?

Varsa bugüne kadar niye yapmadın?

BAK BAŞKAN... Çeşitli değişikliklere imza attın.

ANA STATÜ DEĞİŞTİ. Gerekiyorsa yönetmelik değişti. Gerektimi seçime göre Koşulları değiştirdin. Mesala Üniversite mezunu olması gerekirken Lise mezunlarınında Başkan olabilirliği gibi. ANLADIN ONU!

Bir 4 yıl daha kalsan ne yaparsın?

FİBA Başkanlığı hedefin vardı. Olmadı. Sağlık olsun demek en güzeli.

Biraz daha kalmalıyım dersen yapacağın bir şey mi kaldı derim.

Görev bitsin hatıralar kalsın. Bundan sonra kalman bir anlam taşımalı.

YETER 20 YIL FAHRİ GÖREV.

Basketbolsevere bizim Başkanda ne kadar hevesliymiş 24 yıl istiyor dedirtme.

Yenilik adına konuşacak bir şeyin kalmadı. Nerden bakarsan bak.

Bu kadar uzun süre HER KONUDA AHENGİ BOZUYOR.

Babalar gibi çekil merak etme pes etti demezler. Helal olsun derler.

2008 Yılında Türk Koçları için söylediklerini hatırladım. Daha bir çok şeyi de.

Ama bu veda edersen sen büyürsün yazısı olunca oralara yeri gelince gireceğim.

Başkanlığa aday olanlar seçime kadar kendilerini motive etmek için en çok

"ARABAYA TAŞ KOYDUM BEN BU YOLA BAŞ KOYDUM" parçasını dinliyorlarmış.

Size önerim...

"BU AKŞAM EĞLENELİM SABAHA KADAR" parçasını 18 eylül akşamı dinleyip güzel bir

OHH BE ÇEKİN...

Önce aday değilim deyin. Sonra köşeye çekilip biraz dinlenin. Ömür kısa Başkan.

Peki Başkanı köşesine çektim.

2 ADAY VAR. Çarpıştıralım mı? Birleşin deyip güç birlikten doğarmı diyelim?

2. Şık doğru cevap. HAKYEMEZ VE DOĞAN listelerini hazırlar tek liste seçime girer.

Kimseyede taviz verilmez. Çünkü tek listeyle Basketbol kazanır.

Tavizin sonunda hizmet sınırlı gelir. Kavgalar olur.

NE O TEK CELSEDE KARAR ÇIKTI.

Yok yok süre uzun. Bu benim istek ve temennilerim. Tutarsa iyi olur.

Tutmazsa tuttuğu yere kadar.

SON SÖZ: TÜRK BASKETBOLU HİZMET İSTİYOR.

    KAHRAMAN DEĞİL.