08
2012
Cluj'a karşı alınan galibiyette beni en çok tatmin eden, tartışmasız takımın "akıllı" bir oyun sergilemesi oldu. Son maçlarda görmeye başladığımız, Galatasaray'ın genel oyun anlayışının dışında rakibi de hesaba katması taktiksel anlamda meyvesini vermeye devam ediyor. Sahadaki 11 aslan, maçın her anında, yaşanan gelişmelere göre futbolun doğrularını yerine getirmeyi başardı. Gerektiğinde Cluj'u kendi sahasına hapsetti, gerektiğinde de rakibi üzerine çekip hızlı toplarla kaleye gitmesini bildi. Cluj'un agresif pres yaptığı anlarda orta sahamızın soğun kanlılığını koruyup hızlı, kısa paslarla topu tehlike bölgesinden uzaklaştırması ve kontra ataklarla rakip kaleye gidip gol bulması olası bir Cluj baskısını başlamadan bitirdi.
Az şut çektiğimize bakmayın, hepsi gollük pozisyonlardı. Doğru olan da bu zaten. Pozisyon yaratmak, yokten var etmek. Aynen Burak'ın kafa golünde olduğu gibi. Her ne kadar bazı fırsatları cömertce harcamaya devam etse de Burak bir golcünün yapması gereken herşeyi eksiksiz yerine getirdi. Sağ ayak, sol ayak ve kafa golü. Bir parantez de Yekta için açmak içiyorum. 40 yıllık Galatasaray'lı gibi oynadı ve çok iyi bir oyun çıkardı, helal olsun. Devamını iple çekiyorum. Bazı noktaları eleştirmeden de geçemeyeceğim. Eleştiri demeyelim de, "dikkat çekme" diyelim. Defans'a genel olarak bakmadan önce sağ kanatta Eboue - Hamit ikilise değinmek istiyorum. Hamit iki asist yapmış olsa da Eboue'yle beraber sayısız top kaptırdılar. Kolay sayılabilecek pozisyonlarda yaptıkları top kayıpları kalemize kontratak olarak döndüğü için daha dikkatli olmaları gerekiyor. Defansa gelince. Dengesizlik devam ediyor. Ne Cris ne de Dany birbirlerine alışmış değiller. Defansta yaşanan iletişim eksikliği çok basit hatalar yapmamıza ve rakibe gol şansı vermemize neden oluyor. Cluj, maçın başında ve ikinci yarısında çok bariz gol şanslarından yararlanamadı. Cluj karşısında futbolun adaleti bizim yanımızdaydı. Ujfalusi'yi mumla arıyoruz demeden de geçemeyeceğim. Belki dünyanın en iyi 10 stoperi arasında yer almayabilir ama tam bir lider, tam bir generaldi. Kendisi Semih'e yardımın dışında bütün defansı çekip çeviren isimdi. Onun yanında ne Semih ne de Hakan Balta bu seneki kadar sırıttı. Bu bakımdan, şu ana kadar Cris ve Dany'nin bu liderlik vasfından yoksu olmaları defansın dengesini olumsuz etkiliyor. Sol bek konusuna değinmeyeceğim bile...
Takımımızın artıları ve eksileri var. Bunları Fatih Terim'in gördüğü gibi sanırım bütün Galatasaray'lılar da gördü artık. Başarı ancak artıların ve eksilerin farkındalığıyla, "akıllı" bir oyun sergileyerek gelir. Aynı Cluj maçında ve son iki lig maçında olduğu gibi. Son 3 maçta atılan 9 gol, Burak'ın, Yekta'nın performansları, Hamit'in takıma alışması, gelecek için umut verici sinyaller içeriyor. Önümüzdeki zorlu dönemece bu motivasyonla girmek çok önemliydi. Bundan sonra yapılacak tek bir şey kaldı. Manchester'ı İstanbul'da yenerek, tur kapısını aralamak!Herkese sevgiler, saygılar