07
2011
Ah…Ah…Ah…Neden böyle bir fırsatı iyi değerlendiremiyoruz? Neden böyle bir maçta skoru 3 değil de 5-6 yapamıyoruz? Amacım başarıyı gölgelemeye çalışmak değil yanlış anlaşılmasın. Fakat takımımız öyle bir oyun oynadı ki Fenerbahçe köy takımı gibi kaldı. Neye uğradıklarını şaşırdılar. Hani insan şaşırınca, ne yapacağını bilemezken kem küm eder konuşamaz ya Fenerbahçe de sahada kem küm etti işte. Fener 5-6 yemediğine dua etsin.
İlk yirmi dakika saçlarımızı yolduk. Art arda gelen pozisyonlar… Yoğun baskı… Bunaltan pres… Kaçırılan goller… Feneri sahadan sildik. Yaklaşık 15 senedir derbi izlerim, Fenerin hiç bu kadar aciz duruma düştüğünü görmedim. 5-1 lik kupa maçında bile daha iyi oynamışlardı. Yirminci dakikadan sonra tempoyu normal seviyeye indirdik. Normal seviyeye indirdik diyorum çünkü o dakikaya kadar oynadığımız oyun olağanüstüydü. Fener ilk yarıda oyuna hiç ortak olamadı.
İkinci yarının başında bir ara oyunu dengeler gibi oldular ama bu saman aleviydi. Çabucak yandı ve söndü. Meğer bir atımlık otları varmışJ İmparatorun aslanları tekrar kükredi ve 3. golü bulduk. Bunun üzerine Fenerin pili bitti zaten. Eğer bu maçı, Galatasaray ve Fenerbahçe’yi tanımayan biri izlese, takımların da adını söylemeseler,puan cetvelinden haberi olmasa herhalde Fenerbahçe’nin bir alt ligden bir takım olduğunu rahatlıkla söylerdi. İlk defa böyle rahat bir derbi izledim.
Maçın analizi yapmaya hiç gerek yok. Söylenecek söz yok çünkü. Mükemmel bir oyun… Üst seviyede bir mücadele… Gönülden gelen bir özveri… Her şey vardı kısaca. Bütün futbolcular formalarının hakkını fazlasıyla verdiler. İnanıyorum ki bu oyun ve beraberinde gelen galibiyetle bütün GS taraftarı gönlü rahat, içi huzur dolu, takımıyla gurur duyar bir halde maçlarını izlemeye devam edeceklerdir. Çünkü bu takım neler yapabileceğini herkese gösterdi. Yaklaşık 2-3 yıldır üzerimizde var olan ölü toprağını bu maçla attık.
Yerli oyuncuların bu maçın önemini bilmesinin yanı sıra dikkatimi çeken bir şey var maçta. Bundan önceki yabancılarımızda derbi ciddiyeti ve önemi üst seviyede olmamıştı. Ama bu derbide görüldü ki Melo’suyla Elmander’iyle Baros’uyla, Eboue’siyle diğer bütün yabancılarla derbinin taşıdığı anlamın farkında olunduğu gösterilen çabayla ve muhteşem oyunla gün yüzüne çıktı. Bunda yabancıların kalitesinin de etkisi var tabi ki ama inanmaları ve buna uygun mücadele göstermeleri en belirgin kanıtıydı.
Emre ve Semih
Helal olsun Emre ve Semih’e… Hatasız oynadılar. Stresi böylesine yüksek bir maçtan, bir derbiden bu genç oyuncuların alnının akıyla çıkmış olması bütün taraftarı mutlu etmiştir. Hiç sırıtmadılar. Genelde bu tip oyuncular böyle maçlarda en zayıf halka gibi görünürler ama Semih ve Emre sanki kırk yıldır Galatasaray’da oynuyormuş gibi hiç panik yapmadan güzel bir oyun çıkardılar. Tabi ki bu futbolcuları havaya sokan, hazırlayan, onlara güvenen Fatih Terim’i unutmamak lazım. Kötü oynamaları riskini göze alarak onları sahaya sürdü ama beklenen olmadı ve emeğinin karşılığını aldı. Genç oyuncuların yanında diğer oyuncuların da gösterdikleri performans Terim’in başarısıdır. Bu takım onun eseridir. Sahada savaşan bir GS bulduğumuz için sonsuz teşekkürler imparator…
Kendini her zaman diğer takımlardan büyük gören, Fenerbahçe Cumhuriyeti diye bir pembe rüyadan hala uyanamayan, yaklaşık altı aydır “düştük,düşürüldük,gurumuzla oynadılar” edebiyatıyla insanları kandırmaya çalışan bir takıma iyi bir ders verdik. Umarım bu sonlarının bir başlangıcı olur…Tabii bizim de dirilişimizin…
Herkese sevgiler