Geçen haftaki trajediden sonra tarafsızca maç yöneten bir hakem izlemekte varmış kaderde. Hemen hemen hiç pozisyon yok aklımda hakemle ilgili beni şüpheye düşüren. Dikkat edilirse hiçbir oyuncu da hakemin etrafını sarıp dakikalarca itiraz etmedi. Çünkü itiraz edecek pozisyon olmadı. Adam gibi maç yönetti Cüneyt Çakır. Düdüğüne sağlık… Elin adamı boşuna elit kategoriye almıyor…

Maçın başından sonuna kadar oyunun hakimi bizdik. Bizden fırsat bulduğu zaman kalemize gelmeye çalışan bir Kayserispor vardı. Fatih hoca maça sürprizlerle başladı. Herkes Ceyhun’u beklerken Semih çıktı sahneye. Fena da oynamadı hani. Hareketliydi. Oyunda sırıtmadı. Gökhan Zan’ı aratmadı kesinlikle. Biraz tecrübeye ihtiyacı var sadece. O da böyle fırsatlar buldukça deneyim kazanacaktır. Bir diğer sürpriz Ayhan’dı. İlk defa forma giydi. Takımın oyun anlayışına biraz yabancı kaldı başlarda. Pas alışverişlerinde bazen anlaşmazlıklar oldu bu yüzden. Daha önce oynamadığı halde 85 dk oyunda kalarak yorulmadan mücadele etti. Bu açıdan pozitifti. Fakat imparator ona Engin Baytar’ın yerinde oynattı. O mevkide Engin gibi olamadı. Engin daha ofansif özellikleri olan bir futbolcu Ayhan’a göre.  O yüzden topla ileriye çıkışlarda fazla hızlı olunamadı. Takım ileride çabuk çoğalamadı. Ayhan daha çok yana ve geriye pas yaparak oynadı. Engin dikine oynadığı için takım daha çabuk atağa kalkıyordu. Bu maçta öyle olmadı. Ama yine de Ayhan’ı mücadelesinden dolayı tebrik etmek lazım.

Felipe Melo tehlikeli bölgede bazen ayağında fazla top tutuyor. Bunu yaparken de topu rakibe kaptırıyor ve atak yiyoruz. Nitekim bugün de öyle oldu. Birkaç tehlikeli pozisyon gördük kalemizde. Melo bunu özgüveninin yüksek oluşundan yapıyor. Tekniğine güveniyor. Fakat her doğru her yerde yapılmıyor işte. Ama diğer yönlerden tam bir görev adamı. Basıyor, ısırıyor, rahatsız ediyor…

Riera takımına ilk defa bu denli faydalı oldu. Hem ofansta gösterdi kendisini hem defansta. Geriye gelip topta çaldı ileride Elmander’e paslar da çıkardı. Zaten golün ortasını da Riera yaptı. Muslera’yı beğeniyorum ama bazı hatalarını anlamakta güçlük çekiyorum. Uzun  degaj yaparken hiçbir baskı olmadığı halde topu iki defa dışarıya yolladı. Sahanın eni en az 45 metre. Nasıl oluyor da sakince vururken topu bu 45 metrelik alana düşüremiyor anlamıyorum. Herkeste yavaş yavaş bir şüphe oluşmaya başladı Muslera’yla ilgili ama inşallah fazla meydan vermez bu şüphelere. Umarım…

    İlk defa forvetimizin uzun boylu oluşundan faydalandık. Bir duran topta yapılan ortada Elmander kafayla gol attı. Hakan Şükür’den sonra duran toptan kafayla gol bulmayı özlemiştik. Temennimiz gerisinin gelmesi…

Yazımın başlığına gelince… Amrabat Kayserispor’daki performansıyla göz dolduruyor. Maçta da merak ediliyordu performansı. Ben ilk defa bir 90 dk boyunca izledim. Yetenekli bir oyuncu. Kayserispor’un hemen her atağında onun parmağı var. Fakat ben bir futbolcuyu sadece yeteneğiyle değerlendirmem. Bir futbolcuda futbol ahlakı da bulunmalı. Fakat Amrabat bundan yoksun. Yenilgiyi hazmedemeyince oyunu çirkinleştirmeye başladı. Bilinçli sert hareketleri vardı. Onu izlerken aklıma Bilica geldi. Futbol ahlakı açısından ikiz kardeş sayılırlar. Gerçi Bilica ikizinden birkaç dk önce doğmuş gibi. Bunu belirtmekte fayda var. Ama aynı familyadan oldukları kesin… O yüzden bana antipatik geldi.

Velhasıl aslan kükreyerek yoluna devam ediyor. Geçen haftaki gibi bazı arkadaşlar kendilerini safaride zannedip aslana uyuşturucu iğne sıkıyorlar ama etkisi fazla sürmüyor gördüğünüz gibi. Aslan bu! Kolay lokma olur mu? Bundan sonra pençesi bazılarının hep ensesinde olacak. İsim yazıpta adam yerine  koymak istemedim. Değerli takımdaşlarım rahatça bulurlar zaten. Hepinize sevgiler!..