01
2012
Ara transfer döneminde alınan futbolculardan verim alınmadığı hep söylenir. Geçmişe gidip düşündüğümüzde aslında bu görüşün haklılık payının olduğu anlaşılır. Ama sırf bu kötü izlenimden dolayı ara transfer döneminde futbolcu almamayı düşünmek de pek mantıklı değil. Bence kriter alınacak futbolcudur.
Galatasaray'ın bu yaz döneminde elden çıkarmaya çalıştığı yabancılara bakın çoğu Hagi'nin ara transferde beraberinde getirdiği yabancılardır. Zapata, Culio, Stancu gönderildi. Yaz döneminde alınan genç Pino Adnan Polat yönetiminin kelepir futbolcusudur. Bir de Kazım var ki o Fatih Terim'e dua etsin yoksa o da giderdi.
Ünal Aysal yönetiminin yaptığı en büyük işlerden biri de geçen seneki enkazı kaldırıp atmalarıdır. İlk yarıda oynanan maçlara baktığımızda genel olarak ilk on birde geçen seneden Hakan Balta ve Milan Baros yer bulmuş kendine. Yepyeni bir on bir ve imparator bir arada…
Şunu belirtmek de fayda var: Takımımız Hakan Şükür futbolu bıraktıktan sonra ileride top tutan ve savaşan, uzun boylu, vücudunu kullanmasını bilen bir santrafor nihayet buldu. Elmander takımı sırtladı, aldı, götürdü. İlk başlarda takımda kendine yer bulamıyordu. Çünkü şimdiye kadar Baros takımın birinci forveti olarak görüldüğü için Fatih hoca da onu oynatıyordu. Kaldı ki Fatih hocadan önce yapılan bir transferdi. Elmander'in şansı Baros'un formsuzluğuydu. Fırsatı ele geçirdiğinden beri formayı hiç bırakmadı. Bırakacak gibi de gözükmüyor. Son zamanlarda Baros'la iyi bir uyum içerisindeydiler.
Bunun yanında şapkadan çıkan transferlerde var Semih ve Emre gibi. Tabi ki bir anda ortaya çıkmış futbolcular değil bunlar. İkisi de daha önce maçlarda görev aldılar önceki yıllarda. Semih kiralık gitti. Emre'yi Rijkaard denedi. Ama patlamaları bu sezonaymış. Takıma adapte oldular. Emre tekniği çok kuvvetli bir futbolcu. Eğer fiziken güçlenip kendini daha da gösterirse Arda gibi o da yurt dışına uçabilir. Semih ise sanki kırk yıldır Galatasaray'da oynuyor.
Selçuk ve Melo iyi bir ikili oldular. Orta sahanın yükünü onlar çekiyorlar. Takıma bu yönüyle baktığımda bana 2000 kadrosunu hatırlatıyor bazı farklılıklar dışında. Bu farklılıklara gelmeden önce benzer yönlerinden bahsetmek istiyorum. Tabi ki o zaman olduğu gibi şimdide takımın başında imparator var. Kale bence ilk başlarda tartışılsa da kaliteli bir eldiven olan Muslera'ya emanet. İnşallah birkaç sezon sonra Taffarel ile kıyaslarız. Defansta Popescu- Bülent ikilisine karşılık Ujfalusi- Semih ikilisi var. Ujfalusi tıpkı Popescu gibi topu oyuna sokma kabiliyeti olan bir futbolcu. Semihin ise Bülent gibi hızlı müdahale gücü olan, açıkları kapatan bir oyun yapısı var. Bu yönleriyle birbirlerine benziyorlar. Orta sahada Okan-Emre ikilisine karşılık Melo - Selçuk iş başında. Fiziken birbirlerine benzemeseler de görev yönüyle aynılar. Melo Okan gibi topları kapmakla görevli, Selçuk Emre gibi oyunu iki yönlü oynamakla. İlerde ise Hakan-Arif'e karşılık Elmander-Baros görev yapmakta. Hakan Şükür-Elmander benzerliğini yukarıda belirtmiştim. Baros Arif'in pozisyonunda Elmander'i besliyor. Genel olarak bakacak olursak omurga birbirine benziyor. Peki ya benzemeyen tarafları?
Bu konuda söylenecek ilk söz takımda o günkü gibi bir “10” numara olmamasıdır. O zamanlar takımı sırtlayan Hagi'nin yerine bugün kimse yok. Bu görevi diğer futbolcular ortaklaşa kapatmaya çalışıyorlar. Kimi zaman da Engin bu role bürünüyor. Eğer Arda gitmeseydi bu sorumluluğu Fatih hoca ona verirdi. Bunun dışında Ergün-Hakan Ünsal-Ümit Davala gibi beklere karşılık Hakan Balta biraz sönük kalıyor. Aynı kalitede olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Eboue ise Ümit Davala gibi ofansif gücü yüksek. Şu ana kadar ki görüntüsüyle Ümit Davala'yı aratmayacak gibi duruyor.
Gelelim şu an ki takımımızın transfere ihtiyacı olup olmadığına…Bence takımımızın kanat oyuncuları vasat. Riera oynadığı dönemlerde hiçbir şey yapmadı. Sağda Kazım imparatorun gazıyla oynuyor. Bunların yerine Arda gitmemiş olsaydı ve Keita da kiralanmış olsaydı kanatlarımız muhteşem olurdu. Benim “Keita” takıntım var. Bu adama hayranım. Sene başında kiralayamadığımıza çok üzülmüştüm. Riera gibi transfer olupta ne yapacağını bilmediğimiz oyuncu almaktansa Keita'yı almak daha mantıklıydı. Ama olmadı. Bu aralar takımımızla adı geçen futbolculardan Gökhan Töre alınırsa iyi olur. Topu aldı mı tabir-i caizse adam gazdan ayağını çekmiyor. İyi de top saklıyor. Bana Hasan Şaş'ı hatırlatıyor. Gelirse yeni Hasan Şaş'ımız olabilir ama gelmeyeceğini açıklamış heralde. Amrabat gelseydi bence faydalı olurdu.Sol bekte Hakan Balta'nın yerine daha iyi bir oyuncu bakılabilir ama şart değil. Bu transfer için gelecek sezon beklenebilir. Çünkü hem Hakan bu sezonu idare edebilir hem de seneye şampiyonlar ligine gidilme ihtimaline karşı daha kaliteli futbolcu bulunabilir bize gelmeyi isteyecek.
Forvet transferi yapılacak mı bilmiyorum. Elmander ve Baros'tan daha kaliteli olmadıktan sonra alınmasına gerek yok. Bunun dışındaki kalitede alınan futbolcu bu uyumu bozabilir. Nitekim oyuna girmeyi bekleyen üçüncü bir forvet olan Sercan kenarda duruyor. Fatih hoca Sercan'ı bu ve önümüzdeki sezonlarda kanatlara yerleştirmeyi düşünüyorsa iş başka tabii. Sırf transfer olsun diye de futbolcu alıp da ilk yarıyı lider bitiren takımı bozmaya gerek yok. Bir de bu takımdan artık gitmesi gerekenler var. Serkan Kurtuluş ve Aydın ne zaman gönderilecekler merak ediyorum. Bunlar miadı dolmuş, kapasitesi artık belli futbolcular.
Düşünün yepyeni oyunculardan kurulu bir takım oluşturuyorsunuz. Bu takıma da yeni bir hoca getiriyorsunuz. Ve bu takım ilk yarıyı lider kapatıyor. Hem de Arda gibi bir futbolcunuzu zamansız göndermişken. Bunun iyice düşündüğümüzde çok kolay bir şey olmadığını anlayacaksınız. Bu başarı yönetimle beraber imparator ve futbolcuların ortak başarısıdır. İmparator bu kez geldiğinde daha önce yaptığı transfer hatalarını yapmadı. “Ne idüğü belirsiz” futbolcular değil, “Kaliteli futbol kaliteli futbolcularla oynanır” ilkesinden hareketle iyi transfer yapıldı.(Riera hariç) Bu futbolcuları da iyi harmanladığı için başarı geldi.
İkinci yarıda da bunun devam edeceğini düşünüyorum. İlla ki zaman zaman düşüşler yaşanacak. Play-off'ta bence en dirayetli takım Galatasaray olacaktır. Bunu bu sene oynadığımız derbilere bakarak söylüyorum. Fenerbahçe zaten bu oyuncularıyla en fazla bu kadarını yapabilir. Beşiktaş istikrarsız. Trabzon bu sene şampiyonlar liginden dolayı kendini lige veremedi. Play-off'ta olmazsa benim için sürpriz olmaz. Bütün bu analizlere bir de bizim iyi oyunumuz eklenince tek şampiyon adayı olarak tabi ki Galatasaray'ımızı görüyorum. Umarım her şey gönlümüzce olur renktaşlarım. Hepinize iyi yıllar…