29
2016
Tuzlayalım da kokmayın sevgili futbolcular! Bu kadar hırsı olmayan, mücadeleci ruhtan yoksun, isteksiz, dikkatsiz bir futbolcu grubu daha görmedim. Bakın kalitesiz falan demiyorum. Takımda istek yok, ruh yok, taktik yok. Burada Tuzla maçını yorumlamayacağım fakat ordan yola çıkıp bir sonuca varacağım.
Takım aslında kalitesiz değil. Fakat o kadar kötü yönetiliyor ki Galatasaray’a yakışır bir yeterliliğe sahip değilmiş gibi görünüyor. Kısaca futbolcularımıza şöyle bir göz atalım ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Kalede üst düzeyde, harikalar yaratan bir Muslera var. Defansta geçmişte bir sürü şampiyonluk yaşamış Semih, Chedjou, Hakan Balta var. Orta alanda yine şampiyonluklarda büyük payı olan Selçuk, özel yetenek Sneijder, patlayıcı güç Bruma var. Forvette kendini ispatlamış bir pivot santrafor Eren, kariyeri belli bir Podolski (zaman zaman oynamasa da) var. Şimdi bu kadroya Türkiye ligi için yetersiz diyemeyiz. Şampiyonluk için yeterli kalitede. Peki problem nerede? Uzaklarda aramayalım. Kulübede. Problemin adı Riekerink!
Riekerink berbat bir A takım hocası.
-
Oyuncular üzerinde kesinlikle bir hakimiyeti yok. Disiplin sıfır. Neredeyse oyundan çıkan herkes kulübeyi bombalayacak. Yasin, Sinan, Selçuk vakaları hemen aklıma gelenler.
-
Yasin ve Bruma bencil oynuyor. Ve bu haftalardır böyle devam ediyor. Pas vermeleri gereken yerde pas vermediklerini defalarca gördük. Bunu değiştirmeye çalışan bir teknik adam yok gibi görünüyor.
-
Tek bir taktiği var. İkinci bir planı yok. Maç kötü giderken değiştirmeyi de düşünmüyor.
-
Oyunu okuması sıfır. Çok dengesiz zamanlamalarla garip oyuncu değişiklikleri yapıyor. Kayseri’de oyun lehimize ilerlerken ilk yarı bitiminde saçma iki oyuncu değişikliği ve şu an adını hatırlayamadığım bir maçta 90 küsürde üç oyuncu değişikliği yaptı. Bunun dışında genelde geç kalıyor oyuna müdahalelerde. Bu da zaten oyunu iyi okuyamadığını gösterir.
-
Oynattığı futbol güven vermiyor. Pas oyunu adı altında istatistiki verilerle göz boyuyor. %70 topa sahip olma oranıyla maç kaybediyorsak bence sistemde bir sıkıntı var demektir.
-
Defans alarm veriyor. Toparlayacağa da benzemiyor. Defans göbeğinde bir türlü sabit bir ikili bulamadı geçen 16 haftada. Hiçbir önlemi yok. Hücumunu övdüğümüz, defansını eleştirdiğimiz Fatih Terim bile -hatırlayanlarınız olacaktır- Şampiyonlar Ligi’nde Real Madrid maçında rakibe kafa vurdurttu diye Semih ile Eboue’yi bir sonraki maçta yedek oturttu ceza olarak. Gerçek mevkisi sol bek olduğu halde savunma yönü zayıf olan Carole’ü hiç geliştiremedi Riekerink. Ama Terim normalde orta saha oyuncusu olduğu halde hatırlarsınız Riera’yı sol bek yaptı. Onunla defalarca şampiyonlar ligi maçına çıktı hatta çeyrek final oynadı sol bekte Riera’yla. Şimdi iki farklı teknik adamın oyuncu üzerindeki etkisini görebildiniz mi? Bunu Terim’i övmek için söylemiyorum. Körü körüne de Terimci değilim ama kalite farkını ortaya koymak için örnek veriyorum.
-
Futbolcular maçların çoğunda istekli değil. Topu kaybettiğinde hatasını telafi etmek isteyen bir oyuncu yok. Hırs yok. İşin kötü tarafı bunları takıma verecek bir antrenör de yok.
-
Takımda gruplaşmaların olduğu herkesin dilinde. Selçuk ile Sneijder arasında gizli bir savaş olduğu söyleniyor. Sabri ile Selçuk’un arasının iyi olmadığını zaten biliyoruz. Orhan Atik’in görevden alınmasının Selçuk ile bir alakası var mı? Takımı Sneijder mi yapıyor? Bu soruları bize sordurtan Riekerink Bey değil mi? Takımın başında doğru dürüst bir teknik adam olsa bunlar konuşulur mu? Kulübün parası yok diye Uefa kısıtlaması var diye Riekerink gelmek zorunda mıydı sevgili yönetim? İnanın Yılmaz Vural gelse taktik ve disiplin yönünden Riekerink’ten kat be kat daha iyi olurdu. Ayrıca Riekerink ile aşağı yukarı aynı parayı alırdı.
Bütün bunlardan varacağım sonuç şu ki Riekerink’i ne kadar eleştirsem de onu başımıza getiren yönetim esas suçludur. Yönetimin bir an önce kaliteli bir teknik adamı takımın başına getirmesi gerekir. Ayrıca gelecek olan teknik adam kim olursa olsun takımın transfer politikasının Bruma gibi yetenekli gençleri transfer etmek olması lazım. Takım çok yaşlı. Sabri, Hakan Balta, Hamit, Selçuk, Podolski, Sneijder, De Jong yaşı 30’un üstünde olan oyuncular. Tabi genç yetenekler keşfedelim derken (hatırlayanlar olacaktır) Fabio Pinto, Marcelo Carrusca gibi facialar da yaşamayalım.
Tuzla mağlubiyetiyle 2016’ya veda eden Galatasaray’ımız inşallah 2017’ye güzel futbolla damgasını vurur. Herkese iyi yıllar!!!