Makale Yaz
Bu haberi yazdır
En iyi savunma hücümdur...
 Eyl
04
 2014

Galatasaray geçtiğimiz yıl bu günlerden bu yıl bu günlere gelindiğinde yani aradan geçen 1 yıllık dönemde takımın başında üçüncü hocayla devam ediyor.

Fatih Terim kaçtı mı, Ünal Aysal kovdu mu, ayrılık konusunda Fatih Terim mi yoksa Ünal Aysal mı plan yaptı bu konu karma karışık.

Gelelim asıl konuya. Galatasaray yeni hocası Prandelli ile ve oluşturulan mevcut kadrosuyla nasıl oynar, daha doğrusu bu kadro yapısıyla nasıl oynamalı?

Bir kere olmazsa olmaz olan konu Galatasaray'ın ne pahasına olursa olsun topu kalesinden uzak tutmasıdır. Oyun ne kadar bizim kalemize yakın oynanırsa, top ne kadar bizim kalemizin yakınlarında dolaşırsa o kadar tehlikelidir.

Birinci öncelik bu olmalıdır. Bunu yapabilmek için oyunun rakip yarı alana yıkılması, topun rakip kaleye yakın yerlerde dolaşması gerekmektedir.

Peki bu nasıl olur?

Bunun olması için Galatasaray takımının fizik kondisyonunun, teknik kapasitesinin, düşünce hızının üst seviyede olması gerekir öncelikle. Bunun yanında bireysellikten çok takımdaşlık önemli.

Gelelim takımın hangi isimlerden oluşması gerektiğine.

Kalede tabii ki Muslera... Savunmanın sağında Veysel, solunda Tarık... Bu iki bek orta sahaya yakın oynamalı. Stoperler Semih ve Hakan olmalı... Orta sahada Selçuk, Melo, Dzemaili... Daha çok orta alanı tutmalı ve hızlı oynamalılar.

Orta alanı tutmalı derken orta sahaya yakın oynamalı dediğim Veysel ve Tarık orta sahanın kanatlarına destek vermeli, orta sahadaki Selçuk, Melo ve Dzemaili de orta kısmı kullanmalılar. Savunma ile forvet arasındaki dengeyi iyi ayarlamalılılar. Hem rakip atakları durdurmalı, hem de hızlı düşünüp, seri hareket edip hücuma destek vermeliler.

Hücum hattında sağda Olcan, solda Sneijder ve ortada Pandev oynamalı. Nedenine gelince hem Olcan, hem Sneijder, hem de Pandev teknikleri yüksek, top tutabilen, rakibi oradan çıkartmayacak futbolcular. 

Bunu pres yapacaklar, rakibe baskı uygulayacaklar, rakibi boğacaklar anlamında düşünmüyorum. Buna rakip takımın gözünden bakmak daha doğru olur. Sneijder, Pandev ve Olcan gibi yetenekli ve tehlikeli futbolcular kalenize yakın oynuyorlarsa kolay kolay çıkamazsınız. Çıkarsanız da cezasını anında keserler.

Rakip ceza alanının sağında Olcan, solunda Sneijder ve çevresinde Pandev varsa onlar için işler kötü gider. Burada en dikkatli olunması gereken konu rakip kontra ataklarını Selçuk, Melo ve Dzemaili ile anında yok etmek, kanatlara atılacak topları da Veysel ve Tarık ile kalemizden uzak alanda durdurmak ve hızlı bir şekilde ters atak yapmaktır.

Top rakipteyken alan daraltmak ve baskı uygulamak, topu kontroluna aldığın anda da hızlı düşünerek anında rakip kaleye yönelmek gerekir.

Eldeki kadro yapısına bakıldığında bu sistem ne kadar başarılı olur bilemiyorum. Bir kere çok ağır ve geriye oynuyoruz. 

Savunmamız ve orta sahamız al gülüm ver gülüm ile çok zaman kaybediyor. Bunun adına da hücum hazırlığı deniyor ki çok saçma. Hücum bu kadar ağır olursa rakipte tedbirlerini alır ve bekler. Bu kadar zaman kaybedersen bu sistemde başarılı olamazsın.

Savunmanın ortası ile orta sahada Selçuk bu konuda ya değişime uğramalı yada yerlerine bu işleri yapabilecek başka isimler monte edilmeli.

İleride kanatlarda Bruma tipinde hızlı oyuncular tabii ki kontra ataklarda başarılı olabilir ama Galatasaray kontra atak değil baskılı futbol oynamalı.

Her maç savunmaya çekilip kontra atak oynayacağım dersen o zaman hiç bir kulvarda şansın yok demektir. Üzerine gelen bazı takımlara belki sürpriz yapabilirsin ama bunun dışında herşeyini kaybedersin. 

Oynamamız gereken sistemde doğal olarak Burak Yılmaz'a yer yok.

Burak Yılmaz top kontrolu zayıf bir futbolcu, top tutamadığı için kolay top kaybediyor ve kaptırdığı her top kontra atak yememize sebep oluyor. Böyle olunca da orta sahamız ve savunmamız yapması gerekenleri terk ederek, hem yıpranıyor hem de sürekli tehlike altında oynuyor.

Bu durumda hem savunma hemde orta saha futbolcularımız rahatsızlık duyduğu için, tedirgin oynadığı için tabii ki normalde yapmaları gerekenleri yapamıyorlar. Onlar rakibin üzerine gidip bozacakları yerde Burak Yılmaz sayesinde kendileri bozuluyor. 

Burak Yılmaz tekniği düşük, ara pası ve asist özelliği olmayan, hücum ederken saçma sapan şekilde rakibe faul yapan ve hücumlarımızı bu şekilde durduran, hava topları olmayan, her sezon ofsayt rekoru kıran bir futbolcu. 

Oysa futbol kollektiflik gerektirir. Takım bütünlüğü, uyum, hızlı düşünme, hızlı hareket etme, hızlı düşünüp hızlı hareket ederken aynı zamanda birlikte hareket etme gibi olmazsa olmaz şartları vardır.

Evet sistemimiz bu olmalı. Prandelli büyük ve kariyerli bir hoca olabilir ama ben ne kadar büyük ve kariyerli hocaların, ne kadar basit konularda, ne büyük hatalar yaptığını defalarca görmüş ve hayretler içinde kalmış bir futbol severim.

Bir kere şunları hiç unutmayalım...

1. Galatasaray kazanmak için oynamalı, kaybetmemek için değil.

2. Galatasaray önce kaybetmemeyi düşünüp, sonra bir gol atar kazanırım mantığıyla oynamamalı.

3. Galatasaray büyük takımsa bunu sahaya çıktığı her yerde göstermeli.

4. Galatasaray maç kazanır yada kaybeder ama büyüklüğünü kaybetmemeli.

5. Galatasaray korkak kediler gibi sinip mecbur kaldığında canını kurtarmak için saldırıya geçmemeli, Aslanlar gibi saldırmalıdır.

6. Galatasaray kültüründe savunmaya yaslanıp beklemek değil saldırıp hedefi vurmak vardır.

7. Galatasaray'ın felsefesi her zaman, en iyi savunma hücumdur olmalıdır.

Saygılar...





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
Son Girilen Makaleler
beawerheart
| 28 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 25 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 24 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 15 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 05 Ağustos 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...