16
2012
Sevgili Galatasaraylılar, arada bir bende bu köşede görüşlerimi dile getiriyorum ama benden çok daha kaliteli yazar arkadaşlarım olduğu için olduğu için benim yazılarım pek yayınlanmıyor.
Olsun ben diğer arkadaşların yazılarını da zevkle okuyorum.
Şimdi gelelim yazacaklarıma.
Geçtiğimiz sezon Spor Toto Süper Ligde herkesin bildiği üzere futbol yerine milyonlarca taraftara tiyatro izletildiği çıktı ortaya.
Bu sezonda geçen yıl izletilen tiyatronun bir başka versiyonunu izletiyorlar bizlere.
Geçtiğimiz yıl izlediğimiz özel tiyatroydu, bu sezon ise devlet tiyatrosu izliyoruz.
Geçtiğimiz yıl vizyonda yer alan tiyatroyu Fenerbahçe ortaya koymuştu, bu sezon ise devlet adına TFF sahneliyor.
3 Temmuz tarihinden bu yana sürekli olarak Fenerbahçe yi düşürmemek adına mücadele eden ve Türk futbolunu büyük bir kaosun içine sürükleyenler, şimdi Fenerbahçe yi düşürmeme formülünü bulmuşlar diye öğreniyorum.
Dün medya da yer alan haberlere göre eksi 21 ile eksi 30 arasında bir puan silme yoluyla, kitapta en az 5 kere düşmesi yazan Fenerbahçe yi ligde tutmayı planlayanlar bilmiyorlar ki, böyle bir karara imza atarlarsa her yer toz duman olacaktır.
Süreci ilk günden bu yana dikkatle izleyen bir kişi olarak, yaşananları hayretle izliyorum.
İnsanlar nasıl bu kadar ahlaktan, spor etiğinden, insanlıktan uzak olabilir gerçekten anlayamıyorum.
Dünden bu yana okuyorum ki, Fenerbahçe ile TFF arasında yapılan ince ince futbolu oymalar, ligin başında verilemeyen ama Fenerbahçe 39 puanı bulunca ortaya atılan 20-30 puan silme karşılığı ligde kalma pazarlığı Türk futbolunu daha da kötü günlere götürecektir.
Hak, hukuk yerini bulmayacaktır, spor ahlakı derin yara alacaktır, Fenerbahçe temizlenemeyecektir, bu leke ilelebet üzerlerinde kalacaktır.
En ufak bir olayda sürekli yüzlerine vurulacaktır, stadlarda tezahüratlar yapılacak, pankartlar açılacaktır.
Aziz Yıldırım 58. Madde değiştirilmemeli diyor da bunda ne kadar samimi onu anlamak zor, neden mi, çünkü 6222 sayılı kanun değiştirilip, 100 küsür yıl istenen cezalar 10 küsür yıla düşürülürken sesi çıkmayan Aziz Yıldırım şimdi neden böyle bir istekte ısrar ediyor.
Tamamen ikili oynuyorlar, Aziz Yıldırım 58. Madde değişmesin derken, arka bahçede 58. Maddeden dolayı düşürülme olmaması için büyük çaba sarf ediliyor.
Son olarak dün akşam Erman Toroğlu'nun telegol de dile getirdiği, Fenerbahçe nin ince ince kıyıldığı iddia edilen Orduspor maçından önce Aykut Kocaman ile Rıdvan Dilmen in TFF başkanı ile görüştüğü, görüşme sonrasında Rıdvan Dilmen in bu görüşmeyle ilgili olarak Acun Ilıcalı ya eksi 25 puanda anlaşıldı dediği acaba doğru mu?
Ben Aziz Yıldırım ın ve Fenerbahçe nin dışarıda ki yöneticilerinin ikili oynadığını ve her halükarda Fenerbahçe nin düşmemesi için uğraş verildiğini düşünüyorum.
Aziz Yıldırım 58. Madde değişmesin, 26 Ocak tarihine kadar bizi düşürün derken, asıl amacı Beşiktaş ın, Trabzonspor un şikeyle, şikeye teşebbüs ve teşvik cezalarının birbirinden ayrılması konusundaki ısrarlarını yok etmeye çalışmaktır.
En son gönderdiği mektubunda ne diyor, 58. Madde aynen kalmalı, şike yapanda, teşebbüs edende, teşvik verende düşürülmeli, 58 Madde aynen uygulanmalı.
Demek istiyor ki, ben düşeyim ama yanımda teşebbüs eden ve teşvik verende gelsin.
O da biliyor ki, hepsini birden düşürmek kolay birşey değil, cesaret gösterisi yaparken, hem futbol kamuoyuna hemde anadolu kulüplerine inceden bir mesaj veriyor.
Ben gidersem, onlarda (Beşiktaş-Trabzon) gelir, sizde paradan puldan olursunuz, batarsınız demek istiyor, futbol kamuoyuna da, bakın biz suçsuzuz diyoruz ama kanun neyse yinede o uygulansın istiyoruz, elinizde belge varsa bizi düşürün diyerek masumu oynuyor.
Biliyor ki, her iki sonuçta da kazanan Fenerbahçe olacak ama bilmediği yada bildiği halde umursamadığı bir gerçek var, o da Türk futbolunun geleceğinin yok olacağı.
Bir suçun cezası neyse o uygulanmalı. TFF tarafından uygulanacağı söylenen duyumlara göre küme düşme olmayacak, eksi puan uygulaması olacak ve Play off öncesinde bazı takımların puanları silinecek.
Küme düşme cezası ise mahkeme sonuna bırakılacak.
Adama sormazlar mı hangi mahkemenin sonucuna bırakılacak diye?
Mahkeme kişilerin suçlarına bakacak ve karar verecek, yani kulüplere cezası TFF verecek, şimdi mahkemenin dışarı saldığı ama TFF nin futbol oynamalarına izin vermediği bazı futbolcular var.
Mahkeme bazı futbolcuları davaları dışarıdan görülecek diyerek saldı ama TFF futbol oynamalarına izin vermiyor oysa kulüplere mücadele etme izni veriyor, yani TFF iki yüzlü davranıyor.
Şimdi Fenerbahçe ve TFF gizli bir pazarlık ile bu süreçten Fenerbahçe nin en az hasarla ayrılması için herşeyi yerle bir etmeyi bile göze alıyorlar.
Bu esnada Trabzonspor un ağzına bir parça bal çalacaklar ve geçen sezonun şampiyonluğunu onlara verecekler, Beşiktaş a da tamam işte düşme falan yok, sizde sesinizi kesin denecek.
Galatasaray a da muhtemelen (bu düşüncem tamamen tahminden ibarettir başka bildiğim birşey yoktur) bir şampiyonluk sözü verilecektir ve o da susturulmaya çalışılacaktır.
Diğer kulüplerde zaten para olsunda biz herşeye razıyız düşüncesinde olduklarından arıza çıkartmayacaklar.
Yayıncı kuruluş istediğine kavuşmuş olacak, milyon dolarları cebine indirmeye ve eskisinden daha fazla söz sahibi olmaya başlayacaktır.
Bir kaç sene içinde o kadar çok söz hakkına sahip olacaktır ki, şampiyonu belirlemeye başlayacaktır.
İşte o zaman da bu günleri görmezden gelenlerin göz yaşları hiç dinmeyecektir.
Yayıncı kuruluş servetine servet katacak, Türk futbolunu istediği gibi yönetecek, TFF sıradan bir kurum olacak, futbolseverler stadlardan kaçacak, futbol sahalarında gerçekleşen saha içi ve saha dışı tüm olaylar TFF ve PFDK yerine mahkemelere taşınacak, halemler yayıncı kuruluşun sözünden dışarı çıkmayacaklardır.
Çok yakın bir zamanda Digitürk ile Acun Medya ortaklığında çok daha büyük paralara ihaleler yapılacak, futbolumuz Fenerbahçe hegemonyasına girecek ve şimdi sesi çıkmayanlar göz yaşı dökmekle kalmayacak, hüngür hüngür, hıçkıra hıçkıra ağlayacaklar ve hatta kafalarını duvarlara vuracaklardır.
Temiz futbol için yazdığım tüm bu korku senaryosuna karşın yine de çok ufak bir ışık durmaktadır orada bir yerde.
Uefa ve Fifa tüm bu senaryolara karşı koruyucu bir güç olarak bir umut ışığıdır.
Onları saf dışı ederlerse herşey karanlığa bürünür.
Milli takımımız olmaz, kulüplerimiz de Avrupa ya ancak hazırlık kampına giderler, belki ona da gitmezler eskiden olduğu gibi Belgrad ormanına kros yapmaya çıkarlar.
Yeni nesiller şikeci kulüpleri ve şikeye destek veren TFF yi dinlerler babalarından, dedelerinden.
Tüm bu yazdıklarımı sizlerde okuyor, dinliyorsunuz, başlık olarak çok güzel hareketler bunlar olabilirdi ama güzeli koyacak yer bulamadım, o yüzden Eyyvah Eyvah 3 daha uygun oldu.