24
2013
Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’nde evinde karşılaştığı Kopenhag’ı özellikle ilk yarıdaki muhteşem futboluyla 3-1 yenmeyi başardı.
Gerçekten de Galatasaray’ın özellikle ilk yarıdaki ve genelde ilk 60 dakikadaki futbolu için kullanılabilecek tek kelime ‘’ muhteşem ‘’ kelimesidir.
Galatasaray maça sekiz yabancısıyla başladı. Sağ bekte Eboue, stoperde ise Semih ve Chedjou yer alırlarken sol bekte Riera yerine Dany görev yaptı ve bu görevi de iyi yaptı.
Galatasaray, Kopenhag maçında sahaya 4-2-3-1 dizilişiyle çıktı. Uzun zamandır yazıyorum, Galatasaray’ın oynaması gereken sistem 4-3-1-2 değil, 4-2-3-1’dir. Nitekim Kopenhag maçında da 4-2-3-1 sisteminin Galatasaray takımına nasıl uyduğunu, sarı- kırmızılıların bu sistemle ne kadar başarılı oynadıklarını gördük. Hatta Eboue sürekli ileri çıktığı için defans çoğu zaman bir anlamda üçlü gibi oynadı. Ancak Galatasaray’ın Kopenhag maçındaki başarılı oyununun bir diğer nedeni de rakibe önde basmasıydı.
Maça Galatasaray hızlı başladı ve kısa sürede skoru 2-0’a taşıdı. Devrenin sonuna doğru Drogba Şampiyonlar Ligi’ndeki 42.golünü Kopenhag filelerine bıraktı.
Galatasaray ikinci yarıda da etkili oyununu sürdürdü. Burak Yılmaz 2, 3 net pozisyonu değerlendiremedi. Üstelik bunlar arasında karşı karşıya olanlar da vardı. O nedenle skorun ikinci yarıda dörde, beşe çıkması işten bile değildi.
60, 65.dakikadan sonra Galatasaray oyunu rölantiye almaya başladı. Ama özellikle 75.dakikadan sonra etkili isimlerin oyundan çıkarılmaları ileride top tutulmasını engelledi ve 88.dakikada Kopenhag’ın golü geldi.
Galatasaray’da görevini yapmayan futbolcu yoktu. ( Oyuna sonradan giren Amrabat’ı hariç tutuyorum. ) Eboue, geride yaptığı yerinde hamlelerin dışında iki golde yaptığı asistle ön plana çıktı. Drogba her zamanki gibi muhteşemdi. Sneijder, harikalar yaratmaya devam ediyor. Dany, sol bekte iyiydi. İlk golde Melo’ya yaptığı orta asist değil, resmen pastı. Burak sol kanatta çok çalıştı. Bruma oyuna pozitif etki etti.
Galatasaray 4-2-3-1 sistemiyle oynayınca ve rakibe önde basınca gerçek gücünü gösterdi. Bu sistemle sarı- kırmızılılar kanatları kullandılar. Böyle olunca da rakip yarı sahada 5, 6 Galatasaraylı futbolcu sıkışmamış oldu. Çünkü oyun kanatlara yayıldı ve sarı- kırmızılılar oyunu ileride geniş bir alana yayabildiler. Bu durumda da rakip defans zor durumda kaldı. Galatasaraylı futbolcular da geniş alanda rahatça oynayabildiler. Özellikle Sneijder, geniş alanda maharetlerini gösterme imkanı buldu. Sneijder, gerçekten de son zamanlarda müthiş bir form grafiği yakaladı. Ancak Sneijder’den daha iyi verim alabilmek için 4-2-3-1 sisteminde ısrar edilmesi gerekiyor.
Selçuk, gerçek yerinde, yani ortada Melo’nun yanında ve sağ tarafta oynayınca özlediğimiz futbolunu sergileme imkanı buldu. Bu durum Melo’nun da futbolunu daha olumlu etkiledi. Melo gerçekten de mükemmel bir performans sergiledi. Güzel bir de gol attı.
Bu galibiyet Galatasaray’ı grupta iddialı duruma getirdi. Şimdi deplasmandaki Kopenhag maçı daha da önem kazandı. O maç mutlak suretle kazanılmalı.
Mancini, umarım bu maçta takımını daha iyi tanıma şansı bulmuştur. Galatasaray böyle oynamalı. Sarı- kırmızılılar 4-3-1-2 sisteminde oyunu kanatlara yayamadıkları için rakip orta alanda sıkışıyorlar ve oyun kuramıyorlar. Böylece de önlem alınması kolay bir takım oluyorlar. Galatasaray’ın ligde ve Şampiyonlar Ligi’nde başarısının devamı 4-2-3-1’de ısrar etmektir.
https://twitter.com/tolgaersari