10
2013
Kadıköy’deki Fenerbahçe- Galatasaray derbisi futbol olarak beklentileri karşılamadı. Baştan sona kısır geçen derbi çok zevksiz bir mücadeleye sahne oldu.
Maç öncesi favori Fenerbahçe’ydi. Bunda sarı- lacivertlilerin ev sahibi olmalarının dışında Galatasaray’ın eksikleri, formsuzluğu ve moralsizliği de etkiliydi. Nitekim sarı- kırmızılılarda kaleyi yine genç Eray korumak zorunda kalırken, Sneijder’in yokluğunda o mevkiyi Selçuk doldurdu. Ortada ise Ceyhun görev yaptı.
Önce kısaca maça değinip, asıl söyleyeceklerimi sona saklayayım. Galatasaray oyunu sıkıştırıp rakibi durdurmayı, sonra da gol bulmayı planlıyordu. Gerçekten de sarı- kırmızılılar 22 dakika bunu başarıyla uyguladılar. Bu süreçte ev sahibi Fenerbahçe de hiçbir varlık gösteremedi. Gelgelelim 22. dakikada Chedjou’nun yaptığı amatörce hareket penaltıyı getirdi ve Fenerbahçe bu ‘’ acemi aslan ‘’ yüzünden 1-0 öne geçti.
Bu golden sonra Galatasaray’ın dengesi bozuldu. Ancak iki takım da yine birbirlerine üstünlük sağlayacak bir oyun oynayamadılar. Galatasaray, ikinci yarıda futbolunu biraz toparlamıştı ki, 66.dakikada Fenerbahçe bariz ofsayt olan pozisyonda Cristian ile ikinci golü buldu.
2-0’dan sonra sahadaki futbol iyice amatörleşti. Nitekim Melo bile uzatma dakikalarında bizi haklı çıkarmak istercesine amatörce bir penaltı kullandı ve Volkan’a al da tut dedi.
Şimdi gelelim asıl meseleye. Ben Mancini’nin gole kadarki sisteminden şikayetçi değilim. Ancak yanlış giden bazı şeyler var. Galatasaray, Kopenhag maçında çok kötü oynadı. Ama Mancini, futbolu beğendiğini söyledi. Oysa ortada beğenilecek bir futbol yoktu. Nitekim aynı kötü futbol Fenerbahçe maçında da sergilendi.
O zaman ortada bir sorun var demektir. Daha doğrusu sorun değil, sorunlar var. Öncelikle kabul edelim ki, bu takım sezon başını iyi geçirmemiş. Futbolcularda sezon başından beri müthiş bir formsuzluk var. Ama bunun dışında kadro seçimi anlamında da ciddi hatalar var. Mancini’ye süre verilmesi gerektiğini ilk yazanlardan biri benim. Ancak Mancini gibi bir teknik adamın da bu kadar süre içinde anlaması gereken bazı şeyler var.
Öncelikle bu takımda Hakan Balta yoksa sol bekte Riera oynar, Dany oynamaz. İkisi de orijinal sol bek değil, ikisi de hata yapar ama en azından Riera seni soldan atağa çıkarır. Dany ise bunu yapamaz, nitekim yapamadı da.
Bruma sağda denendi, olmadı. Hala ısrar neden? Bruma solda faydalı oluyorsa bırak solda oynasın. Aynı şekilde Burak Yılmaz solda denendi ve ben bunu tebrik ettim. Çünkü denenmesi gerekiyordu. Nitekim denendi ve o da olmadı. Öyleyse Fenerbahçe maçına bu tercihlerle eksik çıkacağın yerde, Bruma’yı solda, orijini kanat olan birini de sağda oynatarak başlayabilirdin. Hatta sağda Umut Bulut’u kullansaydın yine bundan daha başarılı olurdun.
Bunlar ilk başta yapılan yanlışlar. Oyun içindeki diziliş, oyuncu değişikliği tercihleri gibi konulara girersek yerimiz yetmez.
Mancini’nin bazı tercihler yapması gerekiyor. Bu tercihler birilerinin canını yakabilir. Ama futbol çoğu zaman bunu gerektirir. O nedenle eğer Burak Yılmaz, sistem gereği yedek kalmak zorundaysa yedek kalmalıdır. Eğer profesyonelce yaklaşmayıp buna isyan ederse de gönderilmelidir. Hiç kimse kulüpten üstün değildir.
Sonuç: Galatasaray bu futbol anlayışıyla iki maçta kalesinde üç gol gördü ama gol atamadı. Bundan çıkarılması gereken dersler var. Sorumluluk sahibi olanların trenin yavaş yavaş kaçtığını görmeleri ve radikal önlemleri almaları gerekiyor.