26
2011
Bir zamanlar Türkiye'de en fazla taraftarı olan kulüp olduklarını iddia eden malum kulübün yaklaşık 3 bin taraftarı dün şikeye destek yürüyüşü yaptı.
Maçlarına bile 40-50 bin taraftar çekenler dün 3 bin kişiyle Metris'teki başkanlarına sözde destek çıktılar.
Bu yürüyüş ve toplantının neden ve kimler tarafından organize edildiği apaçık ortadaydı.
Her zaman yaptıkları gibi, yine zavallı taraftarlarını kandırmayı düşündüler, biz büyüğüz, biz güçlüyüz mesajı vermeye çalıştılar.
Hani daha önceleri de yapıyorlardı aynı şeyleri, milyonları sokağa dökeriz diyorlardı.
Yalnız dün evdeki hesap çarşıya uymadı sanırım, bir zamanlar milyonları sokağa dökmekten bahsedenler, yaptıkları yanlışın ilk taksidini sanıyorum dün ödediler.
Bangırdadılar ama hem de bir tatil gününde sadece 3 bin kadar toplayabildiler.
Metris'ten de bir mesaj okundu bu toplantıda, Aziz Yıldırım, ortaya dökülen bunca kirli çamaşırına rağmen, utanma duygusu nedir bilmeyen bir kişi olduğunu yine cümle alame gösterdi.
Aklı sıra Galatasaray'a laf atarak, "Dışarıda kendini temiz görenlerden daha temiziz" diye bir mesaj göndermekle yıllardır kandırdığı Fenerbahçe taraftarını yine kandıracağını düşündü.
Çünkü Fenerbahçe başkan ve yöneticilerinin en büyük kurtuluş reçetesi taraftarlarına Galatasaray'ı gösterip yırtmaktır. Bütün başarısızlıkların ardından bu komplo kullanılır ve taraftar mest olur.
Onlar için varsa yoksa Galatasaray'dır.
Galatasaray'ı yendiler mi sanki dünya şampiyonu olmuşçasına sevinmeleri de bundandır yarım asırdır.
Galatasaray onların taraftarla karşı karşıya gelmemeleri açısından bulunmaz bir veli nimettir.
Fenerbahçe asbaşkanı zavallı Nihat Özdemir bir yandan Fenerbahçe ligden düşürülmesin diye hoplayıp zıplarken, bir yandan da Galatasaray'ı da bu işin içine nasıl çekeriz de taraftarımızı bir kez daha kandırırız diye hesaplar yapmaktadır.
Önce bir gazeteci bularak Galatasaray'ı 2006 yılındaki son hafta maçında Denizlispor'a teşvik primi yollamakla suçlamaya kalktılar.
Sanırsınız ki teşvik primini kendileri hiç vermemişler.
Fenerbahçe hakkında şike yapmak, teşvik primi vermekle ilgili sayfa sayfa iddialar önlerinde dururken onlar Galatasaray'ı da lekeleme derdine düştülerse bunda bir iş var demektir.
Geçen hafta aynı zat bir açıklama yaptı, 17 kulüp bir yana, Galatasaray bir yana, 17 kulüp 58. maddenin değişmesini isterse değiştirilir, ülkeemizde demokrasi var gibi abuk subuk laflar etti.
Evet ülkemizde demkorasi var, ama hukukta var.
Bir yandan biz suçsuzuz diyeceksiniz, bir yandan da binbir takla atarak önce meclisi etkileyecek yada baskı yapacaksınız ve yasayı değiştirteceksiniz, sonra yine biz suçsuzuz diyeceksiniz ama bu seferde TFF'ninn şike yapan kulüplerinin düşürüleceğini yazan 58. maddesini değiştirmeye çaba harcayacaksınız.
Hani suşsuzdunuz, öyleyse bu telaşınız nedir?
Suçsuzluğuna bu kadar inanan adam neden cezaların hafifletilmesini istesin, neden şikeden dolayı düşme olmasın diye ilgili maddeyi değiştirmeye çabalasın.
Sizde bal gibi biliyorsunuz ne haltlar ettiğinizi ama yıllardır kullandığınız taraftardan korkuyorsunuz.
Bugün size destek verir gibi görünen taraftar yarın öbür gün sizi yerden yere vuracak sizin korkunuz ondan.
Hem demokrasiden söz edeceksiniz, hemde o demokrasinin temel ilkeleri olan kanunları, kuralları kendi çıkarlarınıza göre düzenlemeye kalkacaksınız.
Sıkıştınızda demokrasi, kanun, adalet isetyeceksiniz, ama elinize geçen ilk fırsatta hiç birini saymayacaksınız.
Malum kişi geçtiğimiz hafta bir yanda 17 kulüp bir yanda Galatasaray, demokrasi var 58. madde değiştirilebilir dedikten sonra ağzından baklayı kaçırdı yada bilerek ortaya bir iddia attı.
Çok yakında Galatasaray'ın da bize ihtiyacı olacak dedi, 2006 yılıyla ilgili ortaya attıkları iddialardan birşey çıkmayacağını anlayınca başka yollar aramaya başladılar doğal olarak.
Bu sözlerinden sadece bir yada iki gün sonra Fenerbahçelilerin kalesi gibi görev yapan Hürriyet gazetesinde bir haber çıktı.
Sanırım İtalya'da sürdürülen bir şike soruşturmasında bir Alman vatandaşı kişi 2006 yılında oynanan Bellinzona - Galatasaray maçında şike yapıldığnı söylemiş.
Yani hafızalarımızı bir zorlayalım.
ABu haberden bir bilemediniz iki gün önce Fenerbahçe asbaşkanı Nihat Özdemir ne diyor.
Çok yakın bir zamanda Galatasaray'ın da bize ihtiyacı olacak.
Valla benim gözüm korktu, bunlardan her türlü ahlaksızlık beklenir, bunlardan her türlü iftira, düzenbazlık beklenir.
Bunlar elin oğluna parada verirler Galatasaray'ı da bu pis işlere karıştırmak için ve Galatasaray'ın adını versin diye böyle kişileri maşa olarakta kullanırlar.
Kendileri Edirne'den öte pek gidemedikleri için olsa gerek, oraya gidenleri açırı kıskanırlar.
Zavallı taraftarlarını nasıl durduracaklar, işte böyle suni gündemler yaratarak.
Bir Fenerbahçe yöneticisinin TFF Başkanı Aydınlar ile yaptığı telefon görüşmesiyle ilgili okuduklarımız bunların şikenin alasını yaptıklarını, teşvik priminin kralını verdiklerini kendilerinin de kabul ettikleri anlamına gelir.
Kendi yöneticileri yalvarmıyor mu TFF başkanına, şampiyonlar ligine gidelim, gerekirse futbolcuda satalım, bizi ligden düşürmeyin diye.
Bunlar televizyonlarda yayınlanıyor, gazetelerde çıkıyor.
Sonra sen çık yasa değişsin diye baskı uygula yasayı değiştir, düşme cezasının kaldırılmasını iste, demokrasiden söz et, sanırsınız demokrasi yada kanunlar sadece bunlar oynasınlar diye yapılıyor.
Bunların eli Avrupa'ya kadar uzanmış arkadaşlar, bunlar parayı verir bizi yakmak için adam tutarlar, bunlardan herşey beklenir.
Ne demiş eski başkanları Ali Şen?
Uefa'ya yılın takımını seçiyorsun, yılın futbolcunu seçiyorsun, yılın taraftarını da seçin demiş, neden demiş?
Şikeci takımlarını destekleyen, şikeci başkanlarına sahip çıkan taraftarlarını göklere çıkartmak için demiş, kısacası politik davranış.
Ahhh zavallı Fenerbahçe taraftarı, hala üzerinize oynanan oyunun farkında değilsiniz ya size ne söylenebilir.
Biz Galatasaray taraftarları asla Fenerbahçe yöneticilerinin bu dolduruşlarına gelmeyeceğiz, siz bizim için artık bir hiçsiniz, siz olmadan da lig olur, hemde tertemiz bir lig olur.
Sizi bir düşürmeyeceğiz, kendi yaptıklarınız düşürecek.
Taraftarınıza eziyet etmeyin, onları daha fazla kandırmaya çalışmayın.
Bizim için kaybedeceğimiz 150-200 milyon lira önemli değil, adalet yerini bulsun, bizim storerlar dolup taşacak bundan emin olun.
Başkanımızın dediği gibi tek bir Cumhuriyet var, o da Türkiye Cumhuriyeti, Türkiye Cunhuriyeti'nin de en büyüğü elde ettikleriyle Galatasaray.
Hoşçakalın. Saygılarımla.