17
2014
Galatasaray, Şampiyonlar Ligi macerasına kendi sahasındaki Anderlecht maçıyla başladı. Ancak Cim Bom iyi bir başlangıç yapamadı.
Galatasaray maça yedi yabancısıyla ve 4-3-1-2 dizilişiyle başladı. Ancak bu diziliş önde pres gerektirir. Gelgelelim Galatasaray’da bu pres daha önce olmadığı gibi bu maçta da yoktu.
Rakibe önde basmayınca sarı- kırmızılılar mahkum oynamaya başladılar ve oyunun hakimiyeti tamamen konuk takımın eline geçti.
Anderlecht, yaklaşık otuz dakika oyunun hakimiyetini elinde tuttu. Fakat defansındaki sakatlık probleminden dolayı erken oyuncu değiştirmek zorunda kaldı ve bu oyuncu değişikliği sonrasında takımın cıvataları bozuldu. Böyle olunca Galatasaray baskıdan kurtuldu.
Esasen bu yarım saat boyunca Galatasaray çok ciddi tehlikeler yaşadı. Özellikle 25.dakikadan sonra rakip takım üç net gol pozisyonu yakaladı.
Galatasaray’da bu yarıda özellikle dikkat çeken Veysel Sarı’nın aşırı etkisizliği ve konuk takımın Veysel’in kanadını yolgeçen hanına çevirmesiydi.
Anderlecht’in ikinci yarıya golle başlaması Galatasaray için işleri iyice zorlaştırdı. Sarı- kırmızılılar gol bulmak için istekli, ancak bir o kadar da beceriksizdiler.
Nitekim akıl almaz hatalardan sonra gol ancak 90+1’de Chedjou’nun sağdan kişisel becerisi ile getirip Burak Yılmaz’a ‘’ al da at ‘’ dercesine verdiği pas sonrası geldi.
Galatasaray bu golle beraberliği kurtardı. Ancak bu gol bazı şeylerin üstünü örtmemeli.
İlk olarak, Galatasaray önde basmıyor ve bu nedenle de tempolu futbol oynamıyor. İtalyan usulü bu futbolla Türkiye ve Şampiyonlar Ligi’nde başarı hayaldir.
Burak Yılmaz, pres yapmıyor, topla buluşmuyor, buluştuğunda da beceriksizce davranıyor. Pandev, şu ana kadar doğru transfer dedirtemedi.
İkinci olarak Galatasaray, orijini yanlış futbolcularla oynuyor. Veysel Sarı, orijinal bir sağ bek değil. Eboue’yi gönderdiniz. Sabri’yi anlamsız bir şekilde kadro dışı bıraktınız. Şimdi kala kala Veysel Sarı’ya kaldınız. Veysel Sarı, Eskişehirspor’da yıldız olabilir, ama Galatasaray için sıradan bir futbolcudur.
Üçüncü olarak Prandelli’nin oyun sistemi dışında oyuncu tercihleri de çok tartışmalıdır. İtalyan Hoca’nın ikinci yarıda Bruma, Umut ve Olcan’a şans vermesi gerekiyordu. Hatta Olcan ilk on birde başlamalıydı. Fakat Prandelli, Bruma ve Umut’u oyuna almasına rağmen son tercihini Telles- Tarık değişikliğiyle kullandı. Böylece de kafalarda soru işaretleri bıraktı.
Galatasaray’ın oyunu kanatlara yayması ve kuvvetli kanat bindirmeleri yapması gerekiyor. Ancak sarı- kırmızılılar bu sistemle ve bu oyuncu kadrosuyla bunu yapamıyorlar. Bu anlamda Hamit- Olcan ikilisinin bir an evvel kanatları ele alması gerekiyor. Bu durum aynı zamanda yabancı sınırlaması olan ligimizde Galatasaray’a büyük bir avantaj sağlayacaktır.
Dördüncü olarak ligimizdeki anlamsız yabancı sınırlaması takımlarımızın Avrupa’da başarılı olmalarına engel oluşturmaktadır. Milli Takımımıza da bir katkı sağlamadığı 3-0’lık İzlanda maçında görüldü.
Sonuç olarak Galatasaray doğru sistemle ve doğru oyuncularla oynamıyor. Bu sistem ve bu oyuncu tercihleriyle sarı- kırmızılıların Türkiye’de ve Avrupa’da başarılı olmaları zor gözüküyor.