Selam Arkadaşlar,

Başakşehir maçından bugüne kadar gelişen olaylar ve önümüzdeki ligin en önemli kırılma maçı ile ilgili yazmak istedim.

Başakşehir maçından galip ayrıldığımız dakika herkes Fatih Hocaya methiyeler düzüyor. Mükemmel bir taktik belirlemiş dediler, Donk ve Denayer’i oynatarak galibiyetin baş mimarı dediler ve hocanın takımını çok iyi motive ettiğini söylediler. Hepsine yüzde yüz katılıyorum. Gerçekten müthiş konsantre olarak savunmada sıfır hata ile oynayarak, gol atması son derece zor bir takıma karşı taraftarımızın da desteği ile 2 gol atarak galip geldik. Galatasaray büyük maç kazanamıyor algısı bir anda ortadan kayboldu ve yeni algı ortaya atıldı: “Galatasaray deplasmanda kötü oynuyor, içerde müthiş oynuyor.”. Bütün hafta bunları dinledik durduk ve bu algı Alanyaspor maçında etkisini gösterdi.

Ancak oraya gelmeden önce bir kupa faciası yaşadık. Bazı futbol ulemaları hocanın rotasyon yapmasını hatalı buluyorlar. Bu kitle: hocaya vurmak için, eleştirmek için fırsat kollayan geneli 18 yaş altı olan ve klübün tarihini tam olarak bilmeyen, Galatasaraylı olmanın duygusunu tam olarak yaşayamamış, futbolu sadece bir endüstri olarak gören bebeler ve Fatih Terim’in özel hayatındaki davranışları ve halktan bir insan olması sebebiyle sevmeyen elit faşisti monşer kitle. Galatasaray’a belki de farkında olmadan hainlik yapıyorlar.

Akhisar’a mağlup olmamızın tek sorumlusu o gün sahada mücadele etmeyen futbolculardır. Fatih Terim’in kupadan elenmemizdeki sorumluluğu %1’dir, o da bu 11’e güvenmiş olmasıdır. Eren, Yasin, Ahmet, Selçuk, Tolga, Latovlevici, Maicon gibi oyuncular hocanın yüzünü kara çıkardılar, güvenini boşa çıkardılar. Akhisar’dan 2-1 lik avantajlı bir skorla dönüyorsun, kendi evinde 1-0 mağlup olsan bile finaldesin. Ayrıca, bu saydığım oyuncular ligin kalan 4-5 haftası boyunca belki bir daha forma şansı bulamayacaklar veya çok az bulacaklar. Hoca 2-1 lik avantajlı skora güvenerek bu adamları sahaya sürdü. Futbolcular, biraz gayret gösterin kardeşim! Belki de Galatasaray kariyeriniz bitecek. Maicon golde ve kırmızı kartta hatalıydı ama bütün sezon maicon oynadı ve iyi maçlar çıkarttı. Goller attı defansa liderlik etti. O Ahmet’in hali nedir savunmanın ortasında? Bütün yıl takıma en ufak katkı verme hoca seni bu maçta oynatsın skor avantajını bile koruyama hem de kendi evinde!! Hoca maçtan sonra: “Bu futbolcular Galatasaray’ın kontratlı oyuncusu.” Dedi. Basit bir cümle ama içinde çok şey anlatıyor. Demek istiyor ki bu oyuncular kendilerini Galatasaray’a getirecek kaliteye sahiplermiş (?). Latovlevici’nin yuhlanması bence anlamsız. Çünkü adam 500 bin euro’ya alındı ve o kadar bir para alıyor belki almıyor bile, çok kalitesiz bir oyuncu. Onu ıslıklamak adamı daha çok tribe sokuyor ve daha berbat oynuyor lütfen bunu yapmayalım bu senelik de olsa takım için katlanalım. Tolga, Selçuk orta sahada döküldüler, Yasin de yeni sözleşmeye elveda dedi bu maç. Askerde komutanımın bir lafı vardı “Ak g.t kara g.t belli olacak!” aynen öyle oldu ve sene sonu kimler postalanacak belli oldu. Benim listem: Eray, Carasso, Cavanda, Ahmet, Balta, Carole, Tarık, Tolga, Selçuk, Koray, Latovlevici, Yasin, Eren. Bunların tamamından kesinlikle kurtulmalıyız çünkü rotasyon oyuncusu olarak bile takıma sadece zarar veriyorlar. Bu arada kadroda yer alan diğer oyuncuların tamamı için konuşuyorum: iyi teklifler gelince satılabilir. Neyse bunlar sene sonu konuşulur.

Gelelim Alanya maçına. Maçın tamamında bence çok kötü oynadık. Şansımız yaver gitti ve 2-0 öne geçtik. Buna rağmen fernandes skoru 2-1’e getirdiği anda maçın sıkıntıya gireceğini ben hissettim. Serdar’ın her zaman yaptığı kontrolsüz müdahelelerden biri en nihayetinde penaltıya sebebiyet verdi. Denayer’in dağınıklığı maç boyu göze çarptı. Bence bu oyuncunun bonservisini almadan önce düşünmemiz lazım. Maç 2-2’ye geldiğinde şampiyonluktan ümidimi kesmek üzereydim. Sahada oynadığımız futbol hiç ışık vermiyordu. Ayrıca Akhisar maçında dökülen ve pozisyon üretemeyen hücum oyuncuları sahadaydı. Eren, Sinan, Yasin 3’lüsü oyuna girmişti. Bu adamları kanatlarda ve forvette görünce golden iyice ümidi kestim. Derken Sinan bizi ipten aldı. Bu golün kesinlikle şampiyonluğun habercisi olduğunu düşünüyorum.

Maçtan sonra yan hakemin bir pozisyonda kaldırmadığı ofsayt bayrağı konuşulup durdu. Dün Beşiktaş yöneticisi hemen kameralara oynayarak algı operasyonuna başladı. Galatasaray Alanya maçını hakemle kazandı algısı yayma durumları ve derbide hakem tarafından kollanma isteği tinercilerin yöneticilerinde baş gösterdi. Soruyorum şimdi: Kasımpaşa maçında Serdar’ın topa müdahalesine yalandan penaltı verildiği zaman, Sivas maçında Denayer’in ceza sahası dışındaki müdahalesine penaltı verildiği zaman neredeydiniz 2 fahiş hatayla 2 mağlubiyet aldık. Kupa maçında Akhisar’ın attığı gol ofsayt ve elendik. Ama biz Galatasaraylılar olarak kötü oynadığımız ve kaybettiğimiz maçlardan sonra hakem yanlışlarını konuşmayı kendimize yediremeyiz. Aynıları fenere beşiktaşa olunca, kameraları ve spor programlarını ağlama duvarına çeviriyorlar. Alanya maçında yan hakem yanlış bayrak kaldırdı, kaldırmasa pozisyonun devamında penaltı, kırmızı kart olurdu. Eyvallah, kabul ediyorum. Ama biz de hakem hatasıyla puanlar kaybettik. İlk defa lehimize bir hata oldu diye hemen ortalığı velveleye veriyorlar. Beşiktaş’ın geçen sene her maç hakemler tarafından kollandığını canlı canlı izledik. O tinerciler çıkıp konuşsalardı o zaman.

Hakem algısından önce bir de hafta içi oynanan tiyatro var. Fener taraftarı her zamanki gibi derbi maçında her türlü pisliği yapıyor. Beşiktaş maçında pepe oyundan atıldıktan sonra, bütün Beşiktaşlı oyuncular fenerden futbolcu attırmak için türlü türlü tiyatroya başladılar. Baş aktör hamsi Şenol da finalini yaptı. Kendini yere atmalar, sedyeler, hastaneye gitmeler. Ama hamsinin oyunculuğu ancak Flash TV dizilerinde oynamaya yeter, biz yemeyiz bu işleri. Dünkü maçtan sonra da oyunculuğa devam etti. Mağdur edebiyatı yapmaya çalışıyor. Derbide kamuoyunu ve hakemleri kendi tarafına çekmeye çalışıyor. Herkes dikkat etsin.

Beşiktaş ile oynayacağımız Arenadaki maça geçecek olursak. Öncelikle söylemek gerekirse, maalsef beşiktaş’ın hücum faaliyetleri bizim savunma zaaflarımıza ters gelebilir. Duran toplardan gol buluyorlar ve akan oyunda oyunu geniş alana taşıyorlar ve kenar ortalarına talisca’nın geriden gelerek kafa vuruşlarıyla attığı goller oluyor. Bunun dışında da Talisca’nın uzaktan şutlarına bakıyorlar. Göbekten pasla bizi delebilmeleri çok zor. Akan oyunda Fernando veya Donk Talisca’ya yapışık oynamalı ve kenar ortalarında pozisyonunu bozmalı, devamlı rahatsız etmeli. Yegane gol umutları Talisca. Maicon yaptığı hataları telafi ederek defansa liderlik etmeli. Mariano Babel’in içeri girişlerine karşı dikkatli olmalı ve Feghouli Adriano’ya orta yaptırmamak için mutlaka yardıma gelmeli. Nagatomo Quaresmaya göz açtırmamalı, özellikle orta yaptırmamalı. Duran toplarda da Maicon’a çok iş düşüyor.

Orta sahada Donk, Fernando ve Belhanda’ya her top için bir savaş vermeliyiz ve tinercileri yenmemizin anahtarı orta sahadaki mücadelenin galibi olmaktan geçiyor. Belhanda’nın savunma katkısı veren bir oyuncu olması ve Fernando, Donk’un sertliği bize üstünlüğü sağlayacaktır. Bu maç şampiyonluk maçı, her saniyesini ciddiye alarak oynamamız gerekiyor.

Hücum oyuncuları; Rodrigues, Belhanda, Feghouli ve Gomis son maçlarda maalesef formsuzlar. Ancak bu maçta canlarını ortaya koymaları gerekiyor. Şut/Pas tercihlerinde akıllı davranmamız şart.

Arena’da sahayı rakiplere dar ediyoruz. Taraftarımızın derbilerdeki gücü tartışılamaz. Hocamıza ayrı güveniyoruz.

Ancak maalesef herkes bu oyuncu grubuna tam olarak güvenemiyor. Bu maç büyük oyuncular olduklarını, Galatasaray’a hizmet edebileceklerini kanıtlayacakları maç.

GÖREYİM SİZİ BE ASLANLAR, GÖREYİM SİZİ!!!