28
2017
Selamlar arkadaşlar, öncelikle Göztepe maçından önce yazdığım “Fatih Terim” isimli yazıma gösterdiğiniz ilgiden dolayı teşekkür ediyorum. Teknik direktörümüz belli olmadan önce yazdığım bir yazıydı ve Dursun Özbek beklenmedik şekilde başkanlık yaptığı dönemde aldığı en doğru kararı verdi. Galatasaraylı Fatih Terim yuvasına 4. kez geri döndü.
Devre arasında gerçekleşmesini beklediğim ve bence olması gereken gelişmeleri 5 madde altında anlattım.
1) TEKNİK HEYETTE YAPILMASI GEREKEN DEĞİŞİMLER:
Öncelikli olarak Fatih Terim’in 2008 Avrupa Şampiyonasında ve son Galatasaray teknik direktörlüğü sırasında birlikte çalıştığı kondisyoner Scott Piri’nin tekrar göreve getirilmesi gerekiyor. Bu adamın çalışmaları oldukça önemliydi, Galatasaray’da her oyuncunun ayrı programı vardı. Değişik ve modern kondisyon cihazlarını Florya’ya getirmişti. Milli takımın Avrupa Şampiyonasında son dakikalarda yaptığı geri dönüşlerde de bu adamın payı vardı. Fatih Terim’in son Galatasaray döneminde takımın kondisyonu gözle görünür şekilde ligin üstünde bir seviyedeydi. Emre Çolak bile ayağını soktuğu gibi topu alıyordu. Takım yorulmadan pres yapıyordu sahayı rakibe dar ediyorduk.
Teknik heyette yapılması gereken 2. Elzem değişiklik de Taffarel’in tekrar takıma geri gelmesi. Taffarel gittikten sonra Muslera’nın performansı her yıl giderek düştü. Özellikle yan toplardaki zaafiyeti iyice ayyuka çıktı. Rakipler için ciddi bir gol silahı durumuna geldi. Bu sezon Galatasaray tam 22 gol yedi ve bunların 10 tanesi duran toplardan geldi. Taffarel’in acil olarak takıma kazandırılması ve Muslera’ya özel olarak yan top çalıştırması gerekiyor.
Fatih Hoca’nın yardımcılığını yapacak isimlerin Hasan Şaş ve Elmander olması bekleniyor. Bence de doğru tercihler. Taffarel, Scott Piri, Hasan Şaş ve Elmander’in gelişi ile birlikte Florya’nın havasına olumlu yansıyacağını düşünüyorum.
2) TAKIMA BİR OYUN FELSEFESİ YERLEŞTİRİLMESİ:
Tudor’un takımı içeride Anadolu takımları ile oynadığı maçlarda ön alanda yaptığı presle kazandığı toplarla hızlı çıkarak gol bulmaya çalışıyordu. Ama Fenerbahçe ile içerde oynadığımız maçta takımının bunu yapamadığını gördük. Fenerin en formsuz olduğu zamanda içeride oynadığımız maçta 2 puan kaybettik. Ayrıca Tudor deplasmanda oynadığımız maçlarda sadece 10 puan toplayabildi. Deplasmanda takımımız gerçekten ne yapacağını bilmeden oynuyordu.
Fatih Terim’e bu konuda güveniyorum. 4-2-3-1 sisteminde oynayacağımızı düşünüyorum. Belhanda olabildiğince forvete yakın oynayacak Ndiaye de 8 numara olarak hücuma driplingleriyle, şutlarıyla destek verecektir. Takımımız içerde dışarıda dominant ve hücum futbolu oynayacaktır. Top bizdeyken yarı sahamızda topu eveleyip gevelemeden rakip sahada hızlı şekilde topu çevirerek rakibin boşluğunu bulmaya çalışacağız. Topu kaybettiğimiz anda takım halinde ön alanda pres yaparak kazandığımız toplarla rakibi hazırlıksız yakalayacağız. 2011’deki oyun felsefemizi ortaya koymaya çalışacağız. Takımda bunu yapabilecek oyuncular var. Ndiaye Fernando gibi fizik kalitesi yüksek ve feghouli, belhanda gibi teknik kapasitesi yüksek bir kadromuz var. Sezonun ikinci yarısını hevesle bekliyorum.
3) MEVCUT OYUNCULARIMIZIN PERFORMANSININ ARTIRILMASI
Transferlerden daha önemli hususun oyuncularımızın performansının yukarı çekilmesi olarak görüyorum.
Fatih Hoca’nın özellikle Belhanda, Feghouli, Ndiaye 3’lüsünün performansını yukarı çekeceğini düşünüyorum. Takım daha önde oynayacağı için bu 3’lü daha fazla topla oynama şansı bulacaktır. Takım boyu da kısalacak ve bu sayede oyuncuların birbiriyle yardımlaşma seviyesi artacaktır. Ndiaye’den ikinci yarı patlama bekliyorum, bence hocanın vazgeçilmezi olacak box-to-box oynayabilecek fizik ve teknik kapasiteye sahip. Fatih hoca,
Don lastiği gibi takımın dizilişi ile oynamayacak ve ilk 11’imiz hemen hemen her maç aynı olacağı için oyuncular daha fazla birbirine alışacak ve pas hataları azalacaktır. Gomis daha fazla topla buluşacak, sezonun ilk yarısında 14 gol attı ikinci yarı ben en az 17 gol bekliyorum. Mariano ve transfer edilecek sol bekimizin hücuma daha fazla destek vereceğini de biliyorum. Ligin ilk yarısında Tudor’a rağmen 37 gol atan bir takımımız var Fatih Terim bu kadroyu bir canavara dönüştürebilir.
Ayrıca Tudor’un tamamen sırt çevirdiği ilk 11’in dışına itilmiş ve asla 11’e giremeyeceğini bilen oyuncularımız var. Bu oyunculara taraftar sırt çevirmekte haklıdır. Ancak teknik direktör oyuncusuna sırt çevirmez, oyuncuyu kazanmak için sonuna kadar uğraşmalıdır. Tudor geçen yıl çiftlik gibi olmuş Florya’ya ayak bastığında bu oyunculara kurulmuş ve yeni sezonda yapılan transferlerin gelişi ile geçen yıldan kalma oyuncuların tamamına sırt çevirmiştir.
Fatih Terim bu oyunculardan da verim alacaktır, almalıdır da. Örneğin ben Sinan Gümüş’ün artık aklını başına devşirmesini ve patlama istiyorum. Genç oyuncu diye diye 23 yaşına geldi. “Ben oldum.” dememesi lazım. Tabiri caizse eşek gibi çalışması ve hocasının gözüne girmesi lazım. Hız var, şutlar sert ve temiz, fizik gücü de var. Tek ihtiyacı olan çalışmak. O üzerine düşeni yaparsa Fatih Hoca’nın dediği gibi “O isterse, ben ona formayı veririm.”. Selçuk İnan’ı Türkiye Kupası maçında gördüğüm kadarıyla artık verim alınabilecek kıvama gelecek. Bu sene yapılan eleştirilerden hayli nasibini aldı. Kendini toparlamaya çalışıyor, Tudor döneminde de belli oluyordu. Fatih Terim ilk 11’de olmasa da zaman zaman kendisine süre verecektir. Eren, Yasin ve Tolga gibi oyuncuların da kenar hamlesi olarak kullanacağını tahmin ediyorum. Herkes çalışmalı ve hazır olmalı. Takım içi rekabet başarıyı getirir. Donk’tan bile iyi bir performans görmemiz sürpriz olmayacaktır. Yeter ki oyuncular üstüne düşeni yapsın, yapmayan zaten devre arası veya sene sonu yolcu olur.
4) YAPILACAK TRANSFERLER
En merakla beklenilen konu genellikle transfer oluyor. Ancak bu transfer döneminin hareketli geçmesini istemeyenlerdenim. Çünkü gerçekten kaliteli bir 11’imiz var. Tudor’un sırtını döndüğü oyuncuları Fatih Terim kazanabilirse en büyük transfer bunlar olacaktır.
İlk 11’imizde sırıtan tek nokta herkesin bildiği gibi sol bek mevkii. Latovlevici’nin çapı Galatasaray’da oynamaya yetmez. Linnes zaten sağ ayaklı bir oyuncu ve mecburiyetten sol bek oynuyor. Ayrıca fizik yapısı çok zayıf, ikili mücadelelerde elinden geleni yapsa da başarısız oluyor, ters kanattan gelen ortalarda hava hakimiyeti olmaması sebebiyle gol yiyoruz ve arkasına atılan toplarda rakipler çok pozisyon buluyor.
Sol bek için adı geçen oyuncular Filipe Luis ve Kwadwo Asamoah. Ben öncelikli olarak Asamoah’ın üzerine düşülmesi gerektiğini düşünüyorum. Birçok mevkide oynayabilecek joker oyuncu olması çok önemli. Fizik gücü üst düzey ve sol ayağı çok etkili. Filipe Luis de iyi bir oyuncu ama Asamoah’tan 3 yaş daha büyük 32 yaşında. İkinci tercihimiz Filipe Luis olmalı. Bu iki oyuncu haricinde başka bir isim geçmiyor. Bildiğimiz kadarıyla bu iki transfer de zor görünüyor. Dursun Özbek ve yönetimi’nin bu sezon başarılı olması için son şansları. Bence şartları zorlayacaklar ve hocanın istediği iyi bir sol bek alacaklar.
5) TARAFTARIN ÜZERİNE DÜŞEN:
İhtiyacımız olan herşeye sahibiz iyi bir kadromuz ve iyi bir teknik direktörümüz var artık. Stadı her maç cehenneme çevirmeliyiz. 45 binin altına düşmeden şampiyon olacağımızı bütün rakiplere hissettirmeliyiz. Oyuncu ıslıklama gibi saçma hareketlerden vazgeçmemiz lazım.
Fatih Terim’i seven çok ama sevmeyen bir taraftar grubu da var. İlk mağlubiyetimizde hemen hocaya sallamaya kalkacaklar. Tek bildiği gaz vermek, taktik bilmiyor falan diye atıp tutacaklar. Fenerlilerin, Beşiktaşlıların aptal söylemlerine çanak tutacaklar. Devir birlik olma devri. Mancini’yle olmadı, Prandelli’yle olmadı, Rijkaard’la olmadı, Tudor’la olmadı, Riekerink’le olmadı, Mustafa Denizli’yle olmadı. En son başarılı olan yabancı hoca Eric Gerets, o da ikinci sezonunda 55 puanla ligi bitirdi.
Fener’e beşiktaş’a bakın. O adamlar da kendi Fatih Terim’lerini bulma çabası içindeler. Camialarının içinden gelen teknik direktörlere şans vermeye çalışıyorlar. Fenerli Beşiktaşlı Teknik Direktörler yetiştirmeye çalışıyorlar. Beşiktaş Rıza Çalımbay, Samet Aybaba’yı denediler olmadı. Fener İsmail Kartal, Rıdvan Dilmen gibi isimleri getirdi olmadı. Aykut Kocaman’ı denedi olmadı bir daha getirdi ve yine olmayacak. Yeter ki biz hocamızın ve takımımızın arkasında olalım.
Şampiyonluk Gelecek sabredin…