12
2017
2013 yılının eylül ayında GS takır takır futbol oynarken ve kadromuz tarihimizin en iyi kadrolarından biriyken. Fatih Terim’in görevine Ünal Aysal tarafından son verildi. Bu ayrılığın sorumlusu kimilerine göre Ünal Aysal kimilerine göre Fatih Terim’di.
Kim haklı kim haksız ben karar veremiyorum ancak bu ayrılığın sorumlusu kimse bir GS’lı olarak hakkımı ona helal etmiyorum. Çünkü o tarihten itibaren şampiyonluklar gelse de hep aşağı doğru giden bir grafiğimiz var.
O sezon başında yabancı sınırlamasına getirilen ilave kısıtlama getirilmişti (6+2 den 6+0+4 e düşürüldü daha sonra bu 5 e kadar düşecekti). Haliyle şimdi olduğu gibi Türkiye’de kaliteli yerli oyuncu bulunmuyordu ve GS misyonu gereği şampiyonlar liginde iddialı bir takım olma niyetindeydi. Ya tutarsa hesabı bir sürü gereksiz yerli ve yabancı futbolcu transferi yapıldı. Göreve getirilen Mancini devre arasında takıma bir ton para harcattı, İtalyan mantığıyla oynattığı futbol iç saha maçları hariç takıma yaramamıştı, taraftarın bir kısmı Terim’i haksız görse de bence oynattığı futbolu herkes özlüyordu.
Ünal Aysal’ın mottosu “sportif başarı ekonomik başarıyı getirir” di. Terim’i gönderdikten sonra sportif başarı gelmediği gibi ekonomik başarı da tabi ki gelmedi.
Yıllardır mali sıkıntı çeken GS için asıl zor günler başlamıştı. Ünal Aysal başarısız olduğu gerekçesiyle görevinden ayrıldı. Yerine seçilen Duygun Yarsuvat ve yaveri Dursun Özbek klübü batırdılar demogojisine başladı şak şakçılar alkışladı.
Şimdi Ünal Aysal ve Fatih Terim döneminde yapılan transferlere kısaca bir bakalım (€ olarak yazan rakamlar bonservis bedelleridir):
FAYDALI OLANLAR:
Johan Elmander: Bonservissiz / Çok faydalı oldu / bonservissiz ayrıldı
Selçuk inan: Bonservissiz / şu an kaptan 3 şampiyonluk yaşadı / hala oynuyor
Tomas ujfalusi: 2 € / çok faydalı oldu / bonservissiz ayrıldı
Muslera: 6.75 € + Cana / konuşmaya gerek yok dünyanın en iyilerinden
Felipe melo: kiralık ve daha sonra 3€ / gs efsanelerinden oldu 3,5 € intere gitti
Eboue: 3,5 € / çok faydalı oldu / yabancı kısıtlaması kurbanı oldu bonservissiz gitti
Engin baytar: 1 € / çok faydalı oldu / yaşı geldi bonservissiz gitti
Wesley sneijder: 7,5 € / konuşmaya gerek yok dünya starı
Drogba: bonservissiz / konuşmaya gerek yok dünya starı
Necati Ateş: 0,25 € / şampiyonlukta önemli rol oynadı / yaşı sebebiyle ertesi yıl gönderildi
Dany Nounkeu: 3,3 € / bir şampiyonlukta önemli rol oynadı, şamp ligi çeyrek finale kadar çıkıldı /bonservissiz gitti
Umut Bulut: 2,7 € / son yıllarında saç baş yoldursa da zaman zaman faydalı oldu 110 maç 32 gol / bonservissiz gitti
Aurelien chedjou: 6,3 € / çoğu zaman faydalı oynadı, riekerinkin beceriksizliği sonucu değeri düştü
Bruma: 10 € / ilk alındığında herkes laf etti ama şimdi en çok para eden yıldızımız
Albert riera: 3 € / çok faydalı oldu / bonservissiz ayrıldı
Amrabat: 8,3 € / yabancı kısıtlaması sebebiyle fazla forma şansı bulamadı faydalı olduğu maçlar oldu takımın 12. Oyuncusuydu / hamza vizyonsuzu sebebiyle değerinin çok altına gitti, 3,5 € ya sezon başı satıldı 6 ay sonra 8 € ya watford aldı (ÖZBEK VİZYONSUZLUĞU SEBEBİYLE BU TRANSFERDEN ZARAR EDİLDİ O SEBEPLE BU KATEGORİDE)
Burak Yılmaz: 5 € / çok faydalı oldu / 7 milyon € ya satıldı
ZARAR ZİYAN OLAN TRANSFERLER:
Hamit altıntop: 3,5 € / çoğu zaman insanı çıldırttı sadece ilk geldiği sezon iyi top oynadı, yabancı sınırlaması sebebiyle kaliteli yerli oyuncu ihtiyacı ile alındı / bonservissiz gitti
Cris: bonservissiz / hiç fayda sağlamadı ve 6 ay sonra ayrıldı
Furkan özçal: bonservissiz / hiç fayda sağlamadı
Sercan yıldırım: 3 € + musa çağıran / fayda sağlamadı / serdar alınırken takasla gitti
Yiğit Gökoğlan: 2,5 € / fayda sağlamadı / bonservissiz gitti
Oğuzhan kayar: 1 € /fayda vermedi /
Erman Kılıç: bonservissiz / fayda vermedi
Bu analizden gördüğümüz kadarıyla vizyonu genişlettiğimiz fatih terim + ünal aysal döneminde ayağımıza vurulan yabancı kısıtlaması prangasına rağmen. Fatih terim’in onayı ile Ünal Aysal tarafından yapılan 24 transferden 17 sinde başarı sağlanmıştır. Hatta bazı oyuncular daha sonraki dönemdeki şampiyonluklarda önemli rol oynamıştır ve hala takımdaki yerini almaktadır. Sadece bu 2 yıllık birliktelik bize üst üste 2 türkiye şampiyonluğu, 2 türkiye süper kupası ve bir şampiyonları ligi çeyrek finali getirdi. Çok paralar harcandı ama dünya gözüyle gs formasıyla sneijder, drogba, melo, muslera, eboue izledik bunu kimse zikretmiyor.
Daha sonraki mancini prandelli dönemlerinde oynadığımız futbol tat vermedi, o dönem Ünal Aysal’ın yaptığı transferlerin alex telles hariç hepsi hüsran oldu. Pandev, dzemaili, hajrovic, tarık çamdal, Veysel sarı, burdisso, ontivero vs vs…
Uzun lafın kısası real Madridli juventuslu gruptan nası çıkarız hesabı yaptığımız, tüm derbilerde ezici oyun üstünlüğü gösterdiğimiz tablodan sonra, gereksiz ego savaşları yüzünden hem Fatih Terim hem Ünal Aysal kendi ayaklarına sıktılar.
Gelen yönetim külliyen başarısızlık ve vizyonsuzluk abidesi. Riekerink’in teknik direktörlük kariyeri yok çünkü kendisi bir altyapı hocası. Koskoca gs’ı altyapı hocası idare ediyor. Transferleri bu adam onaylıyor. Oynadığımız oyuna bakın Anadolu takımlarına karşı bile oyun/atak üstünlüğü kuramıyoruz. Takımın kondisyonu ve fizik durumu yerlerde eski maçların özetlerini izledikçe içim cızlıyor. Emre Çolak bile kalçasını koyduğu gibi top çalabilen bir adamken şimdi ikili mücadelelerde ayakta kalan adamımız yok. Bu oyunculara riekerink’in iyi idman yaptırabileceğine inanmıyorum, otoritesi 0 her oyundan çıkan el kol yapıyor. Kondisyon olmadığı için dönen topların hiçbirini alamıyoruz atak sürekliliği hiç yok. Tenis maçları gibi gitli gelli maçlar oynuyoruz. Tuzlaspor bile birçok pozisyon buluyor top yapıyor, mağlup olmak içimi yakmıyor oynanan oyuna bakınca.
Şimdi yapılan transferlere bakın hepsi iç pazardan; forvetimiz Eren, stoperimiz Serdar Ahmet, sağ bek cavanda (hala sabri oynuyor), josue bir tek de jong ve tolga dışardan geldi ve onların da kapasitesi belli. Şampiyonlar liginde bu teknik kadro ve futbolcularla başarı tamamiyle hayal.
Mali açıdan iyi işler yaptıklarını iddia ediyorlar ama hala gözle görünür bir değişiklik yok. Riva ve floryanın satışı onaylandı ama bu vizyon ile bu yönetim o gelecek olan paraları da vasat oyunculara harcayarak çarçur edecek ve tek umut ışığımız olan bu gayrimenkul satışından açığa çıkan umut ışığını da söndürecek.
Vizyon sahibi bir başkan ve iyi bir teknik direktörün birleşiminden sadece 2 yılda neler elde ettik, bu dönem 5-6 sene daha devam etseydi neler olurdu sizce? Nerelerden nerelere geldik, saçma bir ego savaşı nelere mal oldu. Tekrar söylüyorum TERİM – AYSAL ayrılığının sebebi kimse HAKKIMI HELAL ETMİYORUM.
Galatasarayımızın ihtiyacı olanlar; öncelikli olarak vizyonu geniş aynı zamanda ayağını yorganına göre uzatabilen bir yönetim kadrosu. Vizyon sahibi bir yönetimin akabinde zaten getirilecek olan, disiplinli ve sağlam taktisyen bir teknik direktör. Bu iki öğenin birleşimi sonucu zaten yapılacak olan, yeniden yapılanma süreci ve avrupada ses getirebilecek bir futbol kadrosu.
Dinazorlardan oluşan gs üyeleri böyle bir şey başarabilirler mi?
Bence imkansız….