Herkese selamlar arkadaşlar. Bu yazımda takımın gidişatı ve Gençlerbirliği ile oynadığımız maça değineceğim. Rize ve Beşiktaş maçlarından sonra Tudor’a ağır eleştiriler getiren 2 yazı yazmıştım. Yapılan yanlışlar silsilesi sonucunda bu iki maçta 5 puanımız gitti, şu an aramızdaki 8 puanlık fark bu iki maçı kazanabilseydik şu an SIFIRDI! (Beşiktaş bizden 3 puan aldı, onu düşmeyi unutmayınJ)

Tudor’dan fazlasıyla umutlu olan taraftarlar var oynattığı futbolu beğenenler de var. Rize ve Beşiktaş maçlarında bana göre Tudor sınıfta kalmıştır. Rize maçında skoru yakalamasına rağmen büyük ihtimalle sene sonu küme düşecek ve kweuke’siz Rize’ye puan kaptırmıştır. Beşiktaş karşılaşmasında rakibe fazla önlem alarak ve tamamıyla sadece savunma yapmayı planlayarak takıma el freni olmuştur. Halbuki Beşiktaş’a karşı takımı daha alışık olduğu düzende ve biraz cesaretli oynatsa, 3-4-3 sistemine geçişi 1 maç daha ertelese şu an ikili averaj ile liderdik. Şemsiye girdi mi açılmıyor işte, Beşiktaş puan kaybetsede gitti artık şampiyonluk. Biz artık önümüzdeki seneyi düşünmeliyiz yapacak birşey yok.

Gençlerbirliği maçına gelirsek; rakibimiz devre arası kendileri için çok önemli 3 oyuncusunu kaybetti (İrfan can kahveci, Ahmet çalık ve Stancu). Ligin ikinci yarısında ilk yarısında olduğu kadar iyi performans gösteremeseler de taktik disiplini iyi olan sıkı bir takım olduğunu kabul edebiliriz. Bizim ise önemli eksiklerimiz bulunuyordu.

Tudor’u ağır şekilde geçmişte eleştirmiş olsam da bu haftaki takımımızı gerçekten beğendim. Önemli eksikliklerimize rağmen 3. Bölgede rakibe pres yapan topla çıkmasını engelleyen ve dönen topları kazanarak atak sürekliliği sağlayan bir Galatasaray vardı sahada. Hemen maçın başında 0-1 geriye düşmemize rağmen dakika 90’a doğru yaklaşmaya başladığında durum 2-2 olmasına rağmen ben bu maçı kazanacağımızdan emindim. İtiraf edeyim bu durumu özlemişim. Tudor’un oynatmak istediği futbolu aşağı yukarı bu maçta 60 dakika kadar izledik. Tüm kamuoyunun da hemfikir olduğu şekilde görünüyor ki bu takım hiç doğru düzgün antreman yapmamış ve riekerink’in zayıf otoritesi futbolcuların altında ezilmiş. Sağlıklı yaşam için spor yapmış bu takım. Tudor sezon ortasında ne kadar yükleme yapmak isterse istesin takım istediği tempoya gelemeyecek. Sonucunda aylar sonra izlediğim takımdan memnun kaldım. Ancak bana göre iyi bir teknik direktör elindeki futbolcuları en iyi şekilde kullanarak sahaya çıkarır ve takımına rakibe atak üstünlüğü sağlayacak şekilde bir futbol mantalitesi sergiletir. Tudor takımın alışık olmadığı 3-4-3 sisteminde geldiği günden bu yana ısrarcı oldu. Sezonun en kritik maçında bu dizilişte ısrarcı olması ve takımımızın son derece pasif bir görüntü sergilemesi beni oldukça sinirlendirmişti ancak bu hafta gördük ki takımımız bunu oynamaya çalışıyor.

Ancak rakibin durumunu da düşünmemiz gerek Gençlerbirliği 12. Sırada ve zayıf bir takım sayılır. Eğer bir derbi maçında veya orta sınıf bir Avrupa takımına karşı arenada aynı futbolu oynatabiliyorsan eyvallah. Ama Tudor bu tip rakiplerinden korkuyorsa (ki Beşiktaş maçında bariz korktu) ve bu tip maçlarda savunmayı düşünen kadrolarla ve mantalite ile sahaya çıkarsa, önümüzdeki sene de bir arpa boyu yol kat edemeyiz.

Ayrıca değinmek istediğim başka bir konu da transfer. Madem bu hoca ve bu sistemle oynayacağız ona göre futbolcular transfer etmeliyiz. Öncelikli olarak stoperlerimize hiçbirimiz güvenmiyoruz. Sağlıklı olan en iyi stoperimiz şu an chedjou, o da sürekli skora direk etki eden bireysel hatalarla oynuyor. Serdar’ın iyi bir stoper olduğunu düşünüyorum ve buraya en az 1 tane kaliteli transfer yapılması gerekiyor, Domogoj Vida tarzı lider özellikli bir stoper şart.

3-4-3 oynayabilmek için bana göre en önemli mevkiler ortadaki 4 lü. Burada oynayan tüm oyuncular oyunu iki yönüyle çok iyi oynamalı. Bu bölgede Tudor’un değerlendirebileceği takımımızda oyuncu yok bence: linnes, carole, sabri, yasin, rodriguez. Bunlar oynarsa yanarız. Kenarlarda oynayacak oyuncular Caner tipinde olmalı hücumu ve savunmayı en etkili şekilde yapabilen, tempolu, dinamik ve fizik güçleri üst seviyede olmalı. Leicester city’de oynayan cristian fuchs veya man utd’da oynayan antonio Valencia gibi oyuncular alınmalı.

4lünün ortası ise her sistemde olduğu gibi çok önemli. Buraya tempolu 2 oyuncu alınmalı ve bu oyuncular de jong gibi sadece kasap olmamalı topu oyuna da iyi sokabilen oyuncular olmalı. Örnek olarak Stoke city’de oynayan ve Liverpool kariyeri de olan 31 yaşındaki Charlie Adams alınabilir. Tecrübesi ve temposuyla bize fazlasıyla güç katacaktır.

Gelelim ileri 3 lüye; Tudor daha direkt oyunu tercih ederek Eren Derdiyok’u doğru biçimde kullanmaya başladı. Ancak eğer galatasaraysanız, Eren birinci santraforunuz olamaz. Bu bölgede yeteneklerine ve golcülüğüne güvendiğimiz topu saklayarak arkadaşlarına zaman kazandırabilen ve iyi servis yapabilen kaliteli bir santrafora ihtiyacımız var. Kenarlarda bruma rodriguez’le bu işi götürürüz.

Sneijder’e maalesef bu takımda yer yok. Ancak ileri üçlüde değerlendirilebilir. Onun için de 2 forvet oynaman gerek kanat oyuncusu olmadan bu şekilde de brumadan verim alamayız. 5 milyon euroluk maaşı ve ilerleyen yaşını da düşünürsek vedalaşmak mantıklı olabilir.

Bu sistemi transferlerine kadar çok güzel anlattım da, peki ya yönetim bacağı? Yazdıklarıma bakarsak şu takıma en az 5-6 tane kaliteli transfer gerekiyor. Bu vizyonsuz yönetim bu transferleri yapabilir mi sizce? Tudor'u beğenen taraftarlara söylüyorum: Tudor'u beğeniyorsanız, Dursun Özbek ve yönetimi ile aynı vizyonu paylaşıyorsunuz demektir. Özbek yönetimini istifaya davet edemezsiniz o zaman. Tudor'u hoca yaparsan sol bekin de seneye Latovlevici olur. Bunu böyle bilin; büyük takımların büyük teknik direktörleri olur. Tudor böyle bir teknik direktör değil.

Şimdiden Finansal Fair Play var diye ağlamaya başladı Cenk Ergün. Seneye yapılacak transferlerden ilki eminim ki Latovlevici olacak. Sonra bu ayarda 5-6 futbolcu alacaklar. Sezon başında takımı şişirecekler yok şöyle ağır idmanlar yapılıyor, GS sezona bomba gibi giriyor falan filan derken yapılan transferler bu sene olduğu gibi birer balon gibi patlayacaklar. Dursun Özbek yönetimi göreve geldiğinden beri 31 milyon € bonservis ödemiş arkadaşlar. Takıma ne katma değer sağladı peki 0!!! Birde utanmadan bu yıl sadece 3 milyon € transferde zarar ettik diyorlar. Elindekiler sana ne katacak seneye elinde tutmak istediğin kaç adam var kadronda?

Sonuç olarak, önceki haftalara göre bu hafta oynanan nispeten daha iyi futbola rağmen ben Tudor’un galatasaray’ı taşıyabileceğine kendimi inandıramazken. Bu vizyonsuz ve basiretsiz yönetimle beraber bu işi asla başaramayacağını düşünüyorum.

Saygılar.