Makale Yaz
Bu haberi yazdır
5. Haftanın Sonunda Değerlendirme
 Eyl
18
 2017

Tudor’a güvenmeyen bir taraftar olarak takımı değerlendirebilmek için 5 hafta bekledim. İtiraf etmeliyim ki Tudor beni şaşırttı. Transferlerin yapılmasıyla Ostersunds maçındaki rezil futbol 180 derece değişmişti. Tamamen benim istediğim gibi önde pres yaparak rakibi boğan ve atak sürekliliği ile sonuca giden bir takım izledim Kayserispor maçında. İlk maçtan hemen havaya girmeyelim dedim ve izlemeye devam ettim. Cumartesi günü ligin zorlu ekiplerinden Kasımpaşa’yı içeride yendikten sonra değerlendirmemi yapayım dedim.

Tudor’un sezon başı yüklemelerini hakkını vererek yaptığını görüyoruz. Ndiaye, Fernando ve Belhanda’nın orta sahaya getirdiği müthiş dinamizm takımın çehresini tamamen değiştirmiş. Topu sürmekten aciz yan pas Selçuk, tank gibi koşamayan de jong, temposu yerlerde gezen Sneijder’den sonra bu yeni 3 lü orta sahamız baş döndürücü. Fernando’nun oyun ve pozisyon bilgisi Ndiaye ve Belhanda’nın çılgın presini müthiş destekliyor. Hiçbir rakibe oynama fırsatı vermiyoruz. Rodriguez’in bu yıl oynadığı tempo geçen senekinin yanına yaklaşamaz. Stoperlerimizin boyu uzadı hava hakimiyeti de bizde artık. Mariano müthiş bir sağ bek bindirmelerinin zamanlaması attığı toplar müthiş. Linnes fizik olarak çok zayıf. Yerine alınan Latovlevici umarım iyi performans gösterir. Feghouli gibi zeki bir hücum oyuncusu ancak henüz tam izleme fırsatı bulamadık. Maç eksiği olduğu belli.

Takımın savunma yapmakta bir problemi olduğunu düşünmüyorum. Ancak sıkıntı şu ki 3. Bölgede çok fazla pas hatası yapıyoruz. Tempolu oynayacağız derken bunu acelecilik ve panikle karıştırıyoruz ve ataklar sonuçlanmadan topu kaybediyoruz. Yarım saniye düşünerek paslarımızı birleştirsek gireceğimiz pozisyon sayısı ben eminim %50 artacaktır. Tolganın sol önde ortaya koyduğu mücadele gerçekten takdir edilesi. Attığı gollere ben bakmıyorum. Gerçekten formasını ıslatıyor, takım için oynuyor. Ancak hücum aksiyonlarında etkili olabilmemiz için ayaklarına daha hakim ve daha zeki bir oyuncuya ihtiyacımız var. Bu ihtiyacımızı da inşallah Feghouli karşılayacak. Valencia’da oynarken hayranlıkla izlediğim bir oyuncuydu süper ligin de içinden geçecektir. Belhanda-Gomis-Feghouli üçgeninde daha etkili daha yaratıcı ataklar izleyebileceğiz. Rodrigues basit oynamalı çizgiye inerek içeri ortalar yapmalı dar alanda kayboluyor, içeri katettiği zaman sıradan bir oyuncu oluyor ama onun da mücadelesini yaptığı presi alkışlıyorum.

Tudor takımı iyi çalıştırmış, herkes domuz gibi, takım halinde pres yapıyoruz önde basıyoruz. A planımız müthiş işliyor ama ya B planı? İşte Tudor’un defosu burada ortaya çıkıyor. Antalya deplasmanında oynadığımız futbol çok kötüydü adeta geçen seneden esintiler izledim. Tamam zemin kötüydü, hava sıcaktı nemliydi, oyuncular milli maçlardan geldi bunlar kısmen geçerli bahaneler. Ama skoru yakalamışsın ilk yarıda usta golcün işini yapmış köşeye bırakmış. İkinci yarıda elindeki hızlı oyuncularınla skoru artırman lazım. Pasları atabilecek oyuncuların var dribling yapabilecek oyuncuların da var. Eksik Anltalyaspor gol atana kadar bizi yarı sahamıza hatta bir süre ceza sahamıza hapsetti. Bu baskıyı kıramadı koskoca GS. Orta sahada pas yaparım diye en dinamik adamı oyundan alıp yerine yan pas Selçuk girerse olacağı budur. Orada Ndiaye oyundan çıkmazdı Feghouli daha erken oyuna girerdi. Bağıra bağıra geldi Eto’nun golü. Burada B planımızın olmadığını gördük. Yani bizim bir B planımız yok. Ya da var da oynamayı bilmiyoruz. Önde basarak rakibi hataya zorladığımız oyun planımızın haricinde başka bir oyunu oynayamıyoruz.

Bir sıkıntımız da yedek klübesinden oyuna giren oyuncuların üzerindeki taraftar baskısı. Taraftarın tamamı haklı olarak (ben dahil) bu kapasitesi sınırlı ve karaktersiz oyuncu güruhunu sevmiyoruz. Selçuk, Yasin, Sinan, Tarık, Ahmet hatta Tolga da bir ara bu güruha dahildi. İyi bir takımın içerisinde Tolga’ya haksızlık ettiğimizi kapasitesinin sınırlı olduğunu ancak varını yoğunu vererek oynadığını gördük. Taraftar takım için bu nefretini bir kenara koymalı ve bu adamları da desteklemeye devam etmeliyiz. Sinan şımarık bir çocuk olabilir, Selçuk çaptan düşmüş olabilir ama yine de Galatasaray’ın oyuncusudur demeliyiz ve en azından protesto etmeyi bırakmalıyız. Bunu benim yazdığımı okuyanlar gülecektir çünkü belki de en çok ben nefret ediyorum bunlardan. Ama protesto et et nereye kadar skor lehimizeyken bu adamları ne diye yuhlayalım. Bırakalım çalışsınlar yeri gelince oynasınlar oynamazlarsa zaten tudor keser atar bunları kimseye acımıyor.

Yani Tudor’un çözmesi gereken 3 temel sorun var.

1)      Baskı sonucu atak sürekliliği planımızın dışında 2. Plan olarak takıma topu çevirerek oyunu soğutmayı ve tempoyu anlık olarak yükselterek şok hücumlarıyla golü bulmayı öğretmeli. 3. Plan olarak ceza sahasına kapandığımız zaman nasıl kontra atağa çıkarak skoru artıracağımızı öğretmeli. Büyük takımın 3 planı da iyi bilerek oynamaya ihtiyacı var. Yoksa deplasmanda ve özellikle deplasmandaki derbilerde sıkıntı yaşarız. Yeri gelecek kapanacaksın veya oyunu soğutacaksın top çevireceksin ama skoru artırmayı her zaman düşüneceksin. Bu takımda bunu oynayabilecek kapasite var. Çünkü ceza sahasına kapandığımız zaman rakip zor pozisyon buluyor. Maicon ve Serdar göbekte kapı gibi duruyor Fernando da aralarına girince geçilmesi zor bir savunma oluyor. Kalecimiz zaten yan top hariç dünyanın en iyilerinden. Beklerimiz de fena değil belhanda ndiaye rakibe basıyorlar. Kanat oyuncularımız da geliyor savunmaya. Kontraya çıkacak hızlı oyuncularımız var. Pas yüzdesi yüksek oyuncularımız da var. Bunu yapabiliriz.

 

2)      Üçüncü Bölgede yapılan pas hataları; bunun için oyuncularımızın daha az aceleci davranması, yarım saniye düşünerek hareket etmesi ve biraz da zaman geçmesi gerekiyor ki oyuncular birbirine alışsın.

 

3)      Klübeden gelecek oyuncuların performansını artırmak; bunun için Sinan, Selçuk gibi oyuncular önce boyunlarını bükmeli ve taraftara kamuoyu önünde bir özür dilemeli. Biz bugüne kadar yaptığımız hatalar için özür dileriz taraftar bizi affetsin tarzı bir basın toplantısı olmalı. Tabiri caizse günah çıkarmalılar. Taraftar bu serzenişten sonra bu karaktersiz heriflerin çalışarak didinerek sahada adım atmadık yer bırakmadıklarını da görürlerse tekrardan bağırlarına basarlar.

 

Bu 3 sorundan 2’sini çözse Galatasaray %99 şampiyon olur. Üçüncü de nazar boncuğumuz olur. İnşallah bu yıl yine özlediğimiz mayıs bizim olur. Kendinize iyi bakın.





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
  2019
  2018
  2017
Son Girilen Makaleler
beawerheart
| 28 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 25 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 24 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 15 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 05 Ağustos 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...