12
2017
Sevgili Renkdaşlar transfer sezonu sona erdi ve ligin ilk dört haftası geride kaldı. Öncelikle hayallerimizin ötesinde geçen bu transfer sezonu için hiç beğenmediğim Başkan ve Yönetim kurulunu tebrik etmek lazım. Sol bek, sol açık ve sol stoper hariç üst düzey oyuncular aldık. Her mevkide eksiği olan bir takımı bu kadar iyi şekilde donatmak kolay iş değil.
Tarihimizin en kötü Avrupa Kupaları sonucu alarak elememizin ardından lige ilk üç hafta fırtına gibi bir giriş yaptık. Takım fizik ve taktik açıdan iyi durumda ve çok istekliydi. Milli maç arasına kayıpsız girip rakiplere korku verdik. Sol bekte Mariano tartışmasız ligin en iyi sol beki, Maicon zaman geçtikçe daha da iyi olacak uzun ve kesici bir stoper ayrıca lider bir oyuncu ve topu oyuna sokma becerisi ortalamanın üstünde. Sol stoperde Serdar Aziz iyi başladı ama top kullanma becerisinin az olması ve kolay sakatlanması eksik yönleri, arkasına alınan Dnayer ilginç bir seçim. Kariyeri son derece kötü giden, oynadığı her takımda (milli takım dahil) çok ciddi kademe hataları yapan bir isim. En büyük sorunlarımızdan olan hava toplarında ise çok etkisiz. Serdar’a göre en büyük artısı topu kullanma becerisi ve kısa mesafede hızlanması. Sol bekte Linnes yetenekleri ve fiziği dahilinde elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor. Latovlevici ise son dakikada yapılan ucuz bir transfer ve maliyeti oranında katkı verecektir. Takımın asıl çehresini değiştiren Ndiaye, Fernando, Belhanda ve Gomis oldu. İlk üç haftada Rodrigues ve Tolga’nın kendilerini aşan hırslı oyunları da eklenince rakiplere sahayı dar ettik.
Daha önceki yazılarımda da söylediğim gibi ben Tudor’un çok kötü bir hoca olduğunu düşünmüyorum Disiplinli, koşan, mücadele eden ve rakibi bozan bir oyun oynatıyor. Bu doğrultuda istediği pek çok transferi geçekleştirdi ve 4-1-4-1 taktiği ile iyi çalışan bir A planı yaptı. Bu plan özünde Fernando ve Belhanda üzerine kurulu. Top rakipte iken Fernando iki stoperin arasına girip defansı beşliyor. Topu kapınca iki bekimiz çizgiye doğru açılıyor ve 3-4-3 gibi bir düzen alıyoruz. Sonrasında topu ceza sahası çevresinde Belhanda ile buluşturup hareketli oynayan Ndiaye, Rodrigues ve Tolga ile rakibi kolayca eksiltip bol pozisyona giren bir takım haline geldik.
Peki ne değişti de Antalya maçında bu kadar kötü bir oyun oynadık. Öncelikle sahanın zemini çok kötüydü. Süper ligde dönen paralara bakılınca Federasyonun yabancı sınırlaması gibi boş muhabbetler yerine zemin konusuna el atması gerekiyor. Bu zeminde oyuncu yetişmez. Dahası yüksek nem oranı milli aradan yorgun ve iyi antrenman yapmadan gelen oyucularımızı olumsuz etkiledi. Tüm bunlara rağmen golü bulduk ve devreyi önde kapadık. İlk devrede görüldü ki Antalya’nın oyun planı Yekta ve Eto üzerine kurulu. Özellikle Yekta üstüne adam adama markaj vermek bozuk zeminde topun kalemize kadar gelmesini engellemeye yetecekti. İlk devre çok kötü oynayan Tolga ve Belhanda’dan biri mutlaka devre arası oyundan çıkmalıydı. Ne yazık ki Tudor’un B planı gol atma üzerine kurulu değildi. A planının işlemediği durumda skoru korumaya yöneldi ve takımı geri yasladı. Olumsuz senaryolar için mutlaka gol atmaya yönelik alternatif planlarımızın olması gerekiyor. Bu seneki kadromuz alternatif çözümler üretebilme kapasitesine sahip. Elimizde Feghouli gibi çok büyük bir oyuncu var. Tolga’nın bu kadar etkisiz kaldığı bir maçta Feghouli’yi oyuna almamak büyük bir hata. Feghouli’nin kondisyonu yetersiz olabilir ama varlığı bile tehlikedir. Eğer Feghouli’yi Tolga’nın yerine oyuna alsaydık Antalya’nın bekleri ileri çıkamazdı. Devamında yapacağımız Belhanda – Eren değişikliği ile oyunu rakip kaleye yıkıp rahatlıkla ikinci hatta üçüncü golü bulabilirdik. Bozuk zeminde pasla göbekten delmeye çalışmak yerine iki uzun forvete kanat ortaları yaparak rakibi kendi ceza sahasının önüne mahkûm edebilirdik.
Tüm bu seçenekler önümüzde dururken ve skor lehimizeyken Tudor öyle bir hamle yaptı ki rakip kaleye doğrudan topla gidebilen, rakibi sürekli rahatsız eden Ndiaye’yi çıkarıp Selçuk’u oyuna aldı. Dahası Tolga’yı Selçuk’un yanına merkeze çekip geçen sene taraftarları kanser eden Tolga-Selçuk tandemine döndü. Hal böyle olunca Antalya bir anda üzerimize çullandı. Asıl anormal olan golü yememize rağmen Feghouli’yi oyuna almak için son beş dakikayı beklemesiydi.
Beyler şu gerçeği kabul edelim Tudor fiyatına göre iyi bir hoca olabilir ve elindeki güçlü kadro ile bizi bu sene şampiyon da yapabilir ama kesinlikle oyunu okuma becerisi ve taktik bilgisi zayıf bir isim. Hoca’yı gereksiz yere abartmaya veya yok yere eleştirmeye gerek yok. Ben kontratı süresince Tudor’a destek vermekten yanayım. Sonuçta yıllardır bizi içten içe kemiren oyuncuya dayalı sistemin bitirilmesinde önemli rol oynadı. Ama basın mensubu olsam kendisine şu soruyu sorardım. Ndiaye – Selçuk değişikliğini maç Sami Yen’de olsa yapabilir miydi?
Birkaç sorumda Büyük Kaptan Selçuk’a olacak. İlk serbest vuruşu kötü kullandıktan sonra ikincisini etkili kullanabileceği mesafede olmamasına rağmen neden kullandı. Maicon’un denemesine neden izin vermedi. Birde maçtan sonra Arda Turan ağzıyla “Adam Oldum, Adam Gibi Durdum” şeklince açıklamalar yapıyorsun. Selçuk sen bahsettiğin kadar adam olsan geçen sezon sonu çekip giderdin. Biz taraftar olarak seni yuhalamaktan yorulduk sen yuhalanmaktan yorulmadın. Sen bu takımda adam olduğun için durmuyorsun alacağın milyon eurolar için duruyorsun. Bunu cümle alem biliyorken bu muhabbetlere ne gerek var. O kadar adamsan o pazubandı Muslera’nın kolundan Sami Yen’de al da görelim adamlığını ya da ikinci pozisyondaki serbest vuruşu Sami Yen’de kullan da kaptanlığını görelim.